> 일곱

8.2K 698 149
                                    

16.Temmuz.2021
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin✨
§

§
"... 'Hissetmek' bu hangi renkte olabilir.."
Anlamaktan Yoruldum ~ Fernando Pessoa
§

Medya : Erkin KARAÇALI (23 yaşında)

Karnımın üzerinde hissettiğim ellerle uykumdan uyanmam bir oldu.

"Sakin ol. Sadece uçak iniş yapacak kemerini bağlıyordum." abimin sakin sesiyle kafamı kaldırdığım koltuk başlığına geri yasladım.

Bindiğim zaman takamamıştım o yüzden şimdi de hiç uğraşmak istemiyordum. "Saat kaç?" saatine bakıp bana döndü.

"Gece iki oldu güzelim." güzelim demesiyle yüzümü başka tarafa dönüp gülümsedim.

Güzeli miydim gerçekten?

"Utandın mı sen?" evet insana ait duygular bunlar sonuçta. "Hayır, ışık gözlerimi kamaştırdı sadece." bana tek kaşını kaldırıp bakarken konuştu.

"Gece yolculuğu yapıyoruz ne ışığı?" sinsice gülümseyip gözlerimle yukarıyı işaret ettim. "Orada ışık yanıyor."

Burnunun kemerini işaret ve baş parmağı arasına alıp kafasını eğdi, derince bir nefes aldı. "Tamam küçük seninle uğraşmayacağım. Sen kazandın." gülerek omzuna vurdum.

"İşte bu adamım. Olayı çözdün."

"Heyecanlı mısın?" aniden sorduğu soruyla kafamı sallayarak onu onayladım. "Uyumuşlardır gerçi dimi?"

Abim sinsi bir sırıtışla bana dönüp konuştu "Uyumuşlardır." hani öyle bir söylemişti ki 'Sıçtım' diyesim geldi.

Arkadan gelen bebek ağlama sesiyle bıkkınca oraya döndüm. Hani ne güzel bebeksin, kendini sevdirmek yerine neden bıktırıyorsun anlamış değilim.

'Sizin özel uçağınız yok muğğ?' diye sorun gençler.

Varmış, var olmasına da. Sabah bir açıklama yaparak indikleri hava alanından, akşamına tekrardan abuk subuk bir sebeple uçak kaldırmak zormuş.

Filmlerdeki gibi öyle istediğin zaman uçak kaldırıp indiremiyormuşsun yani.

Bizde akşama kalkacak olacak Türkiye aktarmalı bir uçağa binmiştik.

Sonuç olarak şuan uçak Türkiye topraklarına tekerlek basmıştı.

Sonunda be!

Dört saatlik yol bitmek bilmemişti üstüne bebeğin aralıklarla zırlaması ve yan koltuktaki babalığın önündeki bilgisayarın tuşlarına eziyet etmesi beynimi uyuşturmuştu.

Tık, tık, tık.

Senkronize ve seri bir şekilde ses devam edince kafa kaldırmıyordu. Herkes tek ayaklanırken kapsülü alan babama gülümseyerek ayağa kalktım.

Benle birlikte ayağa kalkan arka taraftaki ladının üstündeki elbiseyle donup kaldım. Çok değil bir kaç hafta önce, annemin eve dağılmış halde geldiği gün giydiği kıyafetin aynısıydı.

Kopuk Hayatlar ¦ §Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin