-Günaydın bebeğim.
-Günaydın hyung.
-Neden bu kadar halsizsin?
-Başım çok ağrıyor hyung,kırıklığım var,üşüyorum bide.
-Dün terasta acaba soğuk mu aldın?
-Bilmiyorum.
Kibum hapşırdı,ardından iki kere öksürdü.
-Demek ki yanlızca kırıklık değilmiş bebeğim.Bugün sana çok güzel bakacağım.
-Peki,sarılarak uyuyalım mı?
-Neden soruyorsun ki? Tabiki de evet.
-Korkuyorum Jjong.
-Korkma,sarıl bana.
-Tamam.
Kibum kafasını Jonghyun'un boynuna gömdü. Jonghyun ise Kibum'a çok sıkı sarıldı.İkisi de gözlerini kapadı.
-Anne hayır anne.Özür dilerim,gitme nolursun.
Jonghyun uyandığında Kibum'u bu şekilde sayıklarken bulmuştu.Alnı alev alev ve su içerisindeydi.
Hızla kalktı,bir bez ıslattı ve Kibum'un alnına koydu.Artık Kibum Jonghyun'u sayıklamaya başladı.
-Hyung,sen beni bırakma,seni hiç üzmeyeceğim.Gitme,yanımda kal,bu hayatta sadece sen kaldın beni seven,sevgilim,seni her şeyden çok seviyorum.
Jonghyun yere çöktü,Kibum'un ellerini elleri arasına aldı ve ağlamaya başladı.
İkisi de dal gibi tutunmuşlardı birbirine,Kibum'un korkusu yalnız kalmaktı,Jonghyun'un da öyleydi.
Jonghyun bir şarkı söylemeye başladı:
Sen ve ben
You and IGökyüzünde patlayan havai fişekler ve senfoniler gibiyiz
We're like fireworks and symphonies exploding in the skySeninle yaşıyorum
With you, I'm aliveKalbimin tüm eksik parçaları gibi, sonunda çarpışıyorlar
Like all the missing pieces of my heart, they finally collideÖyleyse tam burada ay ışığında zamanı durdur
So stop time right here in the moonlightÇünkü gözlerimi asla kapatmak istemiyorum
'Cause I don't ever wanna close my eyes
Sensiz kendimi kırılmış hissediyorum
Without you, I feel brokeBir bütünün yarısı gibi
Like I'm half of a wholeSensiz tutacak bir elim yok
Without you, I've got no hand to holdSensiz kendimi parçalanmış hissediyorum
Without you, I feel tornFırtınadaki yelken gibi
Like a sail in a stormSensiz ben sadece hüzünlü bir şarkıyım
Without you, I'm just a sad songBen sadece hüzünlü bir şarkıyım
I'm just a sad song
Seninle düşüyorum
With you, I fallSanki tüm geçmişimi ve silüetlerimi duvarda bırakıyormuşum gibi
It's like I'm leaving all my past and silhouettes up on the wallSeninle ben güzel bir karmaşayım
With you, I'm a beautiful messSanki el ele duruyormuşuz gibi tüm korkularımız uçurumun üstündeyken
It's like we're standing hand and hand with all our fears up on the edgeÖyleyse tam burada ay ışığında zamanı durdur
So stop time right here in the moonlightÇünkü gözlerimi asla kapatmak istemiyorum
'Cause I don't ever wanna close my eyes
Sensiz kendimi kırılmış hissediyorum
Without you, I feel brokeBir bütünün yarısı gibi
Like I'm half of a wholeSensiz tutacak bir elim yok
Without you, I've got no hand to holdSensiz kendimi parçalanmış hissediyorum
Without you, I feel tornFırtınadaki yelken gibi
Like a sail in a stormSensiz ben sadece hüzünlü bir şarkıyım
Without you, I'm just a sad song
Sen mükemmel bir melodisin
You're the perfect melodyDuymak istediğim tek uyum
The only harmony I wanna hearSen benim en sevdiğim yanımsın
You're my favorite part of meSen yanımda dururken
With you standing next to meKorkacak hiçbir şeyim yok
I've got nothing to fear
Sensiz kendimi kırılmış hissediyorum
Without you, I feel brokeBir bütünün yarısı gibi
Like I'm half of a wholeSensiz tutacak bir elim yok
Without you, I've got no hand to holdSensiz kendimi parçalanmış hissediyorum
Without you, I feel tornFırtınadaki yelken gibi
Like a sail in a stormSensiz ben sadece hüzünlü bir şarkıyım
Without you, I'm just a sad song
Sensiz kendimi kırılmış hissediyorum
Without you, I feel brokeBir bütünün yarısı gibi
Like I'm half of a wholeSensiz tutacak bir elim yok
Without you, I've got no hand to holdSensiz kendimi parçalanmış hissediyorum
Without you, I feel tornFırtınadaki yelken gibi
Like a sail in a stormSensiz ben sadece hüzünlü bir şarkıyım
Without you, I'm just a sad songBen sadece hüzünlü bir şarkıyım
I'm just a sad song
Jonghyun şarkıyı bitirdikten sonra Kibum kendine gelmeye başlamıştı.
Jonghyun,Kibum'un yanına uzandı,onu kollarının arasına aldı,eline eskiz defterini aldı,çünkü Kibum hikayeyi dinlerken sevdiğinin çizimlerini izlemeyi seviyordu,ardından bir hikaye anlatmaya başladı:
-Bir zamanlar,mutsuz bir prens varmış,bu prens annesi ve babası tarafından hiç sevilmiyordu,onlar bir gün boşandılar.Ve kraliçe başka bir kral ile evlenmiş.Onun o kraldan bir kızı olmuş.
Prens babası tarafından sevilmediğini anlamıştı,onu annesinden çok babasının sevdiğini düşünürmüş.Prens bu acıya dayanamaz ve sefere çıkma bahanesiyle kendini bir uçurumdan atar.
Prens'in çok fazla kemiği kırılmıştı ve vücudu tamamen yüzü dışında alçıya alınmıştı.Ama onu tedavisini yapan doktora aşık olmuş. Doktorun eşcinsel olup olmadığını bilmiyormuş ve ona sormaya karar vermiş.
Doktor,bu soruyu ilk başta anlamamış,soruyu anladığı zaman ise eşcinsel olduğunu söylemiş.Prens ilk defa mutluluğu hissetmiş ve alçıları yavaş yavaş onun kırıklarını iyileştirmeye başlamış.
Aradan yıllar geçmiş,prens ve doktor evlenip mutlu bir hayat yaşamışlar.
Jonghyun eskiz defterini kapattı ve komidinin üzerine koydu.Kibum'un uyuyakaldığını farketti.Kibum'un gözkapaklarını öptü ve ona daha sıkı sarıldı.
-
Selam Dostlar,
Bu bölümüm en uzun bölümüm oldu.Umarım beğenirsiniz.
Bu arada bıraktığım videodaki kız ve erkek resminde kızın yerinde Jonghyun olduğunu düşünün.
Hoşçakalın:)