Hayat ta herkes tektir.Sevdiğim bir müzisyenin de dediği gibi önce YAĞMUR,daha sonra GÜNEŞ ve son olarak GÖKKUŞAĞI-RENGARENK ACILARI OLANLARI BURADA MISINIZ?...
Ve kaçış zamanı.Odamın kapısını sessiz bir şekilde açtıktan sonra etrafa baktım.Normalde uyku saati gibi saçma bir şey var ve herkes uyuyor.Annem ve babam da olmadığına göre evet buradan çıkabilirdim.Fakat odamın camından atlayarak,çünki bir tek odamın penceresinin etrafında korumalardan yok.Güvenlik sistemi tabi ki görecek kaçtığımı.Ama olsun.Üstüme bayaca bol ve kalın olan bir sweatshırt giydim,altıma ise simsiyah olan bir tayt giydim.Ayakkabı olarakta biraz uzun siyah olan botlarımı giydim.Ve bunları yaparken itina ile sessiz olmaya çalıştım.Simsiyah olan saçlarımı da tarayım salık yaptıktan sonra siyah sırt çantamı ve siyah montumu aldım.Tamamen karanlığa dönmüştüm şu an.Tam şu ana dedim ki kendime "İŞTE KARANLIĞIN İÇİNDE Kİ BEN"Dedim.Aynaya baktığım zaman silüet gibiydim.Yerle mesafe çok fazla değildi aynı zamanda da boyum ne çok kısa ne de çok uzundu bu yüzden aslında biraz şanslıydım ve pencereyi açtım.Önce çantamı ve montumu attım,daha sonra kendim atladım.Ses olduğu için korumalar buraya geliyorlar idi.Hızlıca koşmaya başladım ve bir korumanın sesini duydum;
-HEY LAVİNİA HANIM DURUN!!
Elinden silah ile havaya üç el ateş etti çığlık atmak istedim fakat yapmadaım,yapamadım.Korkuyordum evet ama durmadaım,çünki duramazdım.Artık çıkmıştı-
ve tam o an arkamı dönüp onlara baktığım zaman iki el bana doğru ATEŞ EDİLDİ.Evet bunu babam söylemişti.Onu eğer kaçmaya kalkıp uyarınızda durmaz ise yaralayın demişti ve ben karnımdan giren iki kurşunla hızla arkamı döndüm ve izimi kaybettirmeyi çalıştım.Tam olarak 5-6 dakika sonra izimi kaybetirmiştim.Bir ara sokağa girdim ve bir ağaç gördüm hızla ağacın altına oturdum ve işte tam o an karnımda ki yol boyu akan sıcak sıvının hızla geldiğini gördüm.Çok kan kaybediyor idim.hızla oturdum ve elimi karnıma koydum.Kan elime bulaşıyordu fakat bu benim umrumda değildi,sadece yaraya baskı yapıyordum.Kanamayı biraz bile olsun yavaşlatma için fakat nafile.Başım dönmeye başlamıştı,ayağa kalkmak için ağacın gövdesine tutundum fakat sendeleyip düştüm.Tam o an dudaklarımın arasından acı dolu bir inilti çıktı,gözlerim yavaş yavaş kararıyordu,vücudum karıncalanmaya başlamıştı.Bilincim kapanmak üzere iken hiç tanımadığım bir ses yaklaştı ve gerisi yok.Karanlık beni sanki az ele geçirmiş gibi iyice içinden çıkamayacakmışım gibi içine çekiyordu.Ve ben buna engel olamadım karanlık tam şu an ben olmuştum.
Etraftan boğuk olan bir kaç ses duyuyordum.Daha sonra netleştiler fakat anlayamıyordum.Gözlerimi açmak istedima ama açamıyordum,kendimi biraz zorladım ama sadece biraz gözlerim aralandı ve bir çift ela gözler beni karşılarken etrafımda 5 kişinin daha olduğunu gördüm.
-B-Ben-ben nerdeyim?
dedim zorlukla konuşmakta güçlük çekiyordum,daha sonra kumral saçlı bir kız beni hafif kaldırıp su içirdi ve sonra tekrar yatırdı.Tam bir şey diyecekken o kız konuştu.
-"Ben Zeynep,Zeynep Zorlu." Dedi,ve gülümsedi.
-Be-ben de Lavinia Altun. Dedim ve bana şaşkınlıkla bakışları yakaladı gözlerimi hemen kapattım ve derin bir nefes alıp beyaz tavana diktim ve o ela gözlerin sahibi konuştu.
-Öncelikle seni gördüğümde bilincin yarı kapalı gibiydi,sonra tamamen kapandı karnından vurulduğunu gördüm ve seni kucaklayıp buaraya getirdim.Lavinia neyden kaçtığını ya da saklamdığını bilmiyoruz,fakat bize zarar verebileceğinden korkuyoruz.Ve ben Mete,Mete Kara.
Dedi daha sonra diğerli kendi isimlerini söylediler ama ben hiç birinin yüzüne bakmadım,sadece tavanı izledim.
-Ben Ege.
-Ben Korhan.
-Ben Su.
-Ben Ateş.
hepsini dinledim ama sadece tavana baktım,5 dakika sonra gözlerimin dolduğunu anladım.Ve tavana bakıp konuşmaya başladım hepsinin bana baktığını hissediyordum.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karnlığın İçinde Ki Ben
RandomBir genç kız hayatı bpyunca atlattığı olayları unutmak için ve konuşabilmek için güvenebileceği kişilere ihtiyaç duyar bir gün yine okulda ezik yerine konur ve aşalanır,fakat o gün kendine bir söz verir bu gün 11/12/2090 00:00 tarihi ve saatinde 1...