Hayat çok garip,bir çatının altında neler olup bittiğini dışarıda ki hiç bir insan bilmiyor.Oysa dışarıya karşı öyle değil,değil mi?Dışarıdan müthiş bir aile ya da müthiş bir evlilik ya da çok güzel bir yaşam olamaz,fakat insanlar sadece dışarıdan gördükleri ile yargılarlar.Oysa senin o kötü bir biçimde yargıladığın insan nasıl bir savaş içerisinde bilemiyorsun.Tabi ki bunu dediğin zaman sana verilen cevap şu'sen kiminle savaş veriyorsun ya güldürme gibi'Bir tavır alınıyor.Oysa biz en büyük düşmanımız ile savaş veriyoruz.KENDİMİZ İLE.çünkü sen ne dersen de biz içimizde savaş veriyoruz.Oysa kimse farkında değil ki kendi savaşımızda da kaybedip yavaş yavaş öldüğümüzü.
Merhaba ben Lavinia Altun.Altun holdingin kızıyım,daha doğrusu Melih Altun'un kızıyım.Ha ha ha,çok muhteşem gözüküyor değil mi?Zengin bir ailenin tek çocuğu olmak yaşadıklarımı anlattığım zaman bence öyle düşünmeyeceksiniz.Tam tamına yedi senedir evden çıkamıyorum.Malesef tam tamına yedi senedir,şu an 17 yaşındayım ve ben ergenliğimi ve kanımın en deli olduğu bu dönemlerimi,çocukluğumu yaşıtlarım ile geçiremiyorum.Neden mi?Açıkçası bende bilmiyorum,ama bildiğim tek şey var o da benim buradan gitmem gerektiği.Aileme hep sordum,neden dedim yaani neden ben de yaşıtlarım gibi arkadaşlarım ile bir cafeye gidemiyor ya da neden bir alışverişe gidemiyorum?Hep beni geçiştirdiler.Direttiğim zaman ise oda hapsi alıyor idim,evet yanlış okumadzınız.Ev hapsi yetmiyor bir de oda hapsi alıyorum.
-Lavinia kızım hadi gel baban ile annen yemekte seni bekliyorlar.
-Saol,Ayşe ablam.
-Kızım bana Ayşe abla deme sonra sana kızıyorlar.
-Tamam.
Ve malesef aşağı indim,fakat annemler şık bir şekikde giyinmişlerdi.Anlayamadım ve kaşlarım çatık bir biçimde onlara baktım.Ve baştan aşağı süzdüm.Annem çok şık kırmızı askılı sırt dekoltesi olan saten parlak ve hafif çok derin olmayan yırtmaçlı sade bir elbise giymişti.Ayağında ise siyah burnu açık bilekten bantlı bir topuklu giymişti.Babam ise şık bir her şeyi siyah olan bir takım giyimişti.
-Nereye gidiyorsunuz?
-Biz babanla yemeğe davetliyiz Lavinia,zaten seni ilgilendirmez ama söyleyelim dedik.
-iyi görüşürüz.
Dedim ve yukarı çıktım.Efe Duran'ın (RENGARENK ACILAR) şarkısını açtım ve kulaklıklarımı taktım,sesi fulledim ve kapımı kilitledim.Bu gece karar verdim KAÇACAKTIM.
Hemen bir sırtçantası aldım ve fazla ses yapmadan kıyafetlerimi doldurmaya başladım.Hırka ve kalın kazaklarımdan aldım,taytlarım ve eşofmanlarımı da alıp çantaya tıkıştırdım.Ve sıcak olduğu için de şortlarımı ve croplarımı ve t-shrt lerimi aldım.Daha sonra çantama diğer iki kulaklığımı koydum ve en önemlileri antidepresanlarımı,evet herkesten gizli birşey bu.İlaçları kullandığımı sadece Ayşe ablam biliyor.En ağırları.Ama ben artık üzülmüyorum çünkü her insan zamanla alışır kırılıp incinmeye,Ben ben ne yazık ki dört sene önce daha bir çocukken on iki yaşımda DUYGULARIMI KAYBETTİM,MUTLU GÖRÜNDÜM FAKAT ROL YAPTIM,AĞLADIM AMA KAHKAHALAR İLE İNSANLARIN ARASINA DÖNDÜM.Çünki olağan yıkılıp yıkılıp ayağa kalkmaktır.
"HAYAT KISA KUŞLAR UÇUYOR..."
'CEMAL SÜREYYA'
Ne güzel demiş Cemal Süreyya.Fakat insanların bazen hayatları uzun oluyor ve kuşları çar çabuk er ya da geç uçuyor.Ya çocukken büyümek zorunda bırakıyor ya da o çok korktuğun ve o korkuttuğunuz şeye dönüşüyoruz.Karanlığa...Biz karanlıkyan korkarken bizi karanlıkta bırakmak ile tehdit ettiniz.Ama bir şeyi unuttunuz,siz bizi karanlıktan korkutur iken biz ona dönüştük.Yani bizi sevdiğimiz ve dönüştüğümüz şey ile TEHDİT ETTİNİZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karnlığın İçinde Ki Ben
AléatoireBir genç kız hayatı bpyunca atlattığı olayları unutmak için ve konuşabilmek için güvenebileceği kişilere ihtiyaç duyar bir gün yine okulda ezik yerine konur ve aşalanır,fakat o gün kendine bir söz verir bu gün 11/12/2090 00:00 tarihi ve saatinde 1...