Gençken birlikte oyun oynadığımız bir çocuk vardı. İsmi Simon' dı ve garip bir yeteneği vardı. Aynalardan geçebiliyordu. Nasıl yapıyordu hiçbir fikrimiz yok, ama onun için dünyadaki en normal şeydi. Geride durmamızı söyler ve kafasını bir aynadan içeri sokardı. Diğer taraftayken bize döner ve ayna dünyadan el sallardı.
Simon, kapıdan geçermiş gibi her aynadan geçebilirdi. Yansıma yapabilen her şey için geçerliydi bu. 'Hop' diye girip çıkabilirdi. Kendi yansımasını gördüğü herhangi bir şeye dokununca parmakları içeri girerdi.Bir gün, göletin kenarına oturdu ve ayaklarını sanki dipsiz bir kuyuymuş gibi içeri sarkıttı.
Ayna dünyada olmanın nasıl bir şey olduğunu anlattı bize...ne kadar farklı olduğunu. Her şey aynı gibi, sadece tam tersi. Sol ve sağ yer değiştirir. İnsanlar onu fark etmeden geçerken onların yansımalarını görebilir. Eğer ayna lekeliyse, ayna dünya da aynı şekilde lekeli olur. Eğer ayna hafifçe eğilirse, ayna dünya da eğilir ve çıkmak için yokuş yukarı tırmanması gerekir.
Günlerden bir gün, Mark isimli biri Simon' ı doğum günü partisine davet etti. Simon herkese ayna yeteneğini göstererek onları eğlendirdi. Bir süre sonra Mark, onun bütün ilgiyi üstüne toplamasından bıktı. Kavga etmeye başladılar ve Mark onu kovaladı, ama tabi ki Simon bir aynadan içeri atladı. Bu yüzden Mark onu yakalayamadı. Hepimiz bunun çok eğlenceli olduğunu düşündük, ama sonra Simon biraz ileri gitti. Ayna dünyadaki Mark' ın yansımasına döndü ve onu ağzından yumrukladı. Mark' ın yansımasına o kadar sert vurdu ki, 3 dişini kırdı. Mark iyiydi tabi ki, ama yansıması değildi. O olaydan sonra ne zaman aynanın önünde dursa, şişik dudak ve kayıp dişlere sahip yansımasını gördü. Ve bu konuda yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Bir gün, Mark intikam almaya karar verdi. Simon' ı plajda köşeye kıstırdı ve onu eski bir balıkçı iskelesine sürükledi. Mark, onu ayak bileklerinden yakaladı ve gölün temiz yüzeyinde baş aşağı tuttu.
" Eğer bir daha böyle bir şey yapmaya kalkarsan yemin ederim ki seni bu göle düşürürüm! Ciddiyim!" diye tehdit etti.
Simon hayatı için yalvardı ve özür diledi. Mark aslında ona zarar vermeyecekti. Sadece Simon'ı korkutmak istemişti. Ancak , bir şeyler ters gitti. Simon' ı geri çekecekti. ama Mark düşündüğü kadar güçlü değildi. Tutuşunu kaybetti ve Simon düştü. Gölün yüzeyine çarparken korkunç bir çığlık attı ve kayboldu.
Simon o gece geri gelmeyince ailesi polisi aradı. Günlerce aradılar ancak, ondan hiçbir iz yoktu. Sonra, plajda balık tutan yaşlı bir adam geldi ve Mark' ın çığlık atan çocuğu denize düşürdüğünü gördüğünü söyledi. Polis, Mark' ı tutukladı ve aralıksız 5 gün boyunca Simon' ın cesedi için gölü aradıalr. Ama hiçbir şey bulamadılar.
Bugüne kadar kimse onu bulamadı. Olay şu ki, gölün yüzeyi devasa bir ayna gibiydi.
Mark, Simon' ı göle düşürmedi.
Onu gökyüzüne düşürdü...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CREEPYPASTA HİKAYELERİ
Short StoryKorkar mısın? Çünkü... Onlar zaten içimizde Kendi hikayenizi okumamanız dileğiyle... İyi korkmalar... Neden bizim de başımıza gelmesin? Güvenebileceğin neyin var? *Merak etmeyin bu hikayeleri ben uydurmadım ama birileri söylemiş veya yaşamış ki bul...