Okulun ilk gününü herkes sever, değil mi? Yeni bir sene, yeni sınıflar, yeni arkadaşlar. Gerçekliğin kasvetli depresifliği bütün eğlenceyi mahvetmeden önce umut ve potansiyel dolu bir gün.
Ama ben okulun ilk gününü farklı bir sebepten seviyorum. Durum şu ki, benim bir tür gücüm var. İnsanlara baktığımda, etraflarında onları saran bir çeşit... enerji görebiliyorum. O insanın ne kadar yaşayacağına bağlı olan renkli bir dış çizgi. Kendi yaşıtlarım genelde uzun bir yaşamları olacağı anlamına gelen koyu yeşil renkle çevirili.
Makul miktarda sarımtırak-turuncumsu olanlar mevcut, araba kazası veya başka bir tür trajedi anlamına gelebiliyor. İnsanlara "zamanından önce" dedirten her şey.
Tabii asıl eğlence ise renkler spektrumun sonundaki kırmızıya yaklaştığında. Arada sırada yürüyen stop lambasına benzeyen kişiler görürüm. Onlar öldürülecek olan veya kendilerini öldürecekler. Onları görmek ve zamanlarının kısıtlı olduğunu bilmek heyecan verici.
Aklımda bunlarla sınıfa çok erken varıyorum, böylece sınıf arkadaşlarımın kaderini keşfedebilirim. İçeri ilk giren çocuk kırmızı sinyaller yayıyordu. Kendi kendime kıkırdadım. Kötü olmuş dostum.
Ama insanlar içeri girmeye başladıkça, hepsinde aynı kırmızılığı gördüm. En sonunda aynadaki gül kırmızısı yansımamı gözümün ucuyla yakaladım, ama hareket edemeyecek kadar şaşkındım.
Hocamız sınıfa girdi ve kapıyı kilitledi, enerjisi hastalıklı bir yeşildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CREEPYPASTA HİKAYELERİ
Historia CortaKorkar mısın? Çünkü... Onlar zaten içimizde Kendi hikayenizi okumamanız dileğiyle... İyi korkmalar... Neden bizim de başımıza gelmesin? Güvenebileceğin neyin var? *Merak etmeyin bu hikayeleri ben uydurmadım ama birileri söylemiş veya yaşamış ki bul...