Buradaki son kişi benim.
O şeyler herkesi öldürdü. Devasa kanatlı, boncuk gözlü, keskin pençeli o şeyler...
Gözümü kapadığım her an iş arkadaşlarmın parçalandığı görüyorum. Birkaçımız bulunduğumuz binaya yetişmeyi başardık, ama burada bile güvende değiliz.
Hepsinin teker teker yakalanmasını izledim, ölüme karşı savaşırkan çığlık atıyorlardı. Durdurmaya çalıştım, yemin ederim ki denedim...
Şimdi ana güç merkezine doğru koşuyorum. Soracak kimsem olmadan düğmelerden birine basmakla görevlendirildim. Yeşil veya kırmızı düğmeye basacaktım.
Sözü geçen düğmelerden biri güçlendirilmiş kapıyı indirecek ve bizi dışarıdaki hırlayan, aç, öfkeli şeyden koruyacaktı. Bunu yapan kırmızı düğmeydi.
Diğer düğme ise yeşil olan. Ve bu düğme güçlendirilmiş kapının karşısındaki kapıyı acmaya yarıyor o kapının ardında olan şeyi anca hayal edebilirim...
Neden bu laboratuvarda araştırma yapmayı kabul ettim? Diye düşündüm koşarken.
Tanrım Tanrım Tanrım...
Neden başvuru formumda yalan söyledim..?
Neden renk körü olduğumu belirtmedim..?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CREEPYPASTA HİKAYELERİ
Short StoryKorkar mısın? Çünkü... Onlar zaten içimizde Kendi hikayenizi okumamanız dileğiyle... İyi korkmalar... Neden bizim de başımıza gelmesin? Güvenebileceğin neyin var? *Merak etmeyin bu hikayeleri ben uydurmadım ama birileri söylemiş veya yaşamış ki bul...