7

773 65 16
                                    


"Aşk,keyif,neşe istiyorum."

Birlikte dar sokaklardan geçiyor.İki küçük çocuk gibi gülüşüyorduk.İlk kez bu kadar çok gülüyordum sanırım.Yanaklarımda ağrı hissetmeye başlamıştım artık.

Birden Ellerimi tuttuğunda şaşkınca ona baktım.

"Hadi gel."

"Clarke ne yapıyorsun ?"

"Dans edeceğiz.Mızmızlık etmek yok.Bu şarkı çok güzel."

Dedi sokak sanatçısının önüne geçerek.Ellerimi kendi beline yerleştirdi.Kollarını da omzuma atıp ritme uygun dans etmeye başladı.Mutluluk bu an mıydı ? Bana mı öyle geliyordu ?

Onu döndürerek kendime çektiğimde daha da güldü.Herkes etrafımıza toplanmıştı.Kimseyle bu denli dans ettiğimi hatırlamıyordum ama yalan söylemeyeceğim halimden çok memnundum.

Yavaşça kulağıma yaklaşmasıyla nefesini boynumda hissetmem bir olmuştu.Başta irkilsem de fazla belli etmemiştim.

"Çok güzel dans ediyorsun."

Diyerek kulağımdan uzaklaşıp gözlerime bakmaya başladı.Aslında güzel dans ettiğim falan yoktu.Belki de ona güzel gelmişti.

"Bacio ! (Öp) Bacio ! (Öp) Bacio ! (Öp)"Diye ritim tutturmuştu herkes.Söyledikleri şeye gülmemle Clarke kaşlarını çatarak bana baktı.

"Ne diyorlar ?"

"Öp diyorlar."

Dediğimde vücudunu hareket ettirmeyi yavaşlattı.Gözleri dudaklarıma kaydı.Herkes hala "Bacio !"demeye devam ediyordu ama olan biteni duymuyorduk sadece birbirimize odaklıydık.O an durmuştu sanki kimse yoktu.Sadece biz vardık.Çılgın kalabalığın içinde sadece birbirimizin nefesini duyuyorduk.

Gözlerini kırpıştırarak yavaşça geri çekildi.

"Gidelim mi ?"dedi gözlerini benden kaçırarak.Bu davranışına anlam veremesem de bozuntuya vermedim.

"Olur gidelim."

Bütün kalabalık üzgün bir ses çıkarmıştı.Birlikte oradan ayrıldık.

— — —

"Akşam için hazır mısın ?"dedim.İçeceğinden bir yudum alarak konuştu.

"Hazırım.Çok güzel olacak."

"Kesinlikle."

"Finn.Benim çocukluk arkadaşım.Kendisiyle aramda bir şey yok."Bunu söyleme sebebi neydi ?

"Bunu neden bana söylüyorsun ?"

"Yani bil diye."

"Anladım.Ben öyle biriyle arkadaşlık etmene şaşırdım sadece.Bir sokak serserisi gibiydi."

"Öyle gözükebilir ama gerçekten iyi biridir."

"Orasını bilemem."

— — —

"Lexa ? Bunlar ne böyle ?"dedi giyinme odasına girer girmez kıyafetleri inceleyerek.

"Hepsi kendi tasarımım."

"Çok şanslıyım.Kim senin kendi tasarımını giyebiliyor ki ?"Bir anda çekmeceyi açtı.Orada jartiyerler vardı.Yüzü hafif kızarmaya başlamıştı parmaklarıyla çamaşırı yukarı kaldırdığında onun bu haline güldüm.

"Onlar da özel parçalar.İstediğini giyebilirsin."dedim elimdeki fındığı ağzıma atarak.

Dediğimi duymasıyla hızlıca yerine koyup kapattı.

"Kuaför çalışanları birazdan gelir.O süre zarfında da giyeceklerini ayarlarsın.Benimkiler hazır."

"T-tamam Lexa.Teşekkür ederim."

"Gerek yok."

Diyerek odadan çıktım.

— — —

Her şey hallolduğunda aşağı indim.Clarke bir anda arkasını döndü.Üstüne giydiği uzun ama sırtı açık olan elbiseyle çok şık gözüküyordu.Saçlarını da topuz yaptırmıştı.Herhangi birinin onun bu halinden etkilenmemesi imkansızdı.

Onun yanına doğru gittiğimde beni baştan aşağı süzerek derin bir nefes alıp verdi.

"Ç-çok güzel olmuşsun."

"Sende öyle.Hazırsan çıkalım."

"Çıkalım."

— — —

"Çok heyecanlıyım."dedi kolunu elimin üstüne atarak.Benimle sürekli bir temas halindeydi.Bazen elimi,bazen kolumu tutuyordu.Hoşuna mı gidiyordu ? Aman neyse.

"Sakin ol.Altı üstü bir defile."

"Lexa nasıl böylesin ? Senin çizdiğin şeyleri giyecekler."

"Daha önce birkaç kez bu duyguyu yaşadım ama seninle yaşamamıştım."dediğinde yüzüne bir tutam düşmüş saçını kulağının arkasına iliştirdi,yüzünü mutlu bir ifade almıştı.

"Başlıyor."dedi ve birlikte izlemeye başladık.Her gelen kişi de daha da heyecanlanıyor sürekli bana bir şeyler söylüyordu.Bu hali oldukça tatlı gözüküyordu.Hem tatlı hem de çok seksi bir kadındı.Ben yine onunla ilgili şeyler düşünürken kendimi buluyordum.Sakin ol Lexa Woods.Sakin.

"Hey Lexa."dedi az önce yanıma oturan kadın.Onun kim olduğunu tam olarak çıkaramamıştım.Sesini çok az duymuştum.Başımı çevirip yüzüne dikkatlice baktığımda Octavia olduğunu anladım.

"Octavia ?"

"Nasılsın ?"

"İyiyim seni burada göreceğimi düşünmemiştim.Annen nasıl ?"

"Daha iyi.Üzgünüm işlere de gelemedim."

"Sorun değil.Keşke bana haber verseydin."

"Kusura bakma kafam yerinde değil ki.Hep annemle ilgili haber almak için kullanıyorum telefonu ve ben-"bir süre duraksadı gözleri dolmuştu.

"Sen olmasaydın annem belki de-"

"Şş.Hayır.Lütfen böyle düşünme."Bir anda sıkıca bana sarıldı.Kendisi şirketin çalışanlarından Octavia'ydı.Fazla yakın değildik.Sadece annesinin rahatsız olduğunu öğrenince iyi bir doktor ayarlamıştım.

"Çok teşekkür ederim."dedi ağlamaklı bir ses tonuyla aynı zamanda da kollarını bana sarmayı bırakarak.Clarke'a döndüğümde anlamayan gözlerle bize bakıyordu.

"Lafı bile olmaz.Herhangi bir şeye ihtiyacınız varsa bana söylemen yeterli."

"Senin kadar iyi bir patron asla bulamam."Diyip gülümsediğinde ben de gülümsedim.

"Hadi şimdi her şeyi unut ve buraya odaklan."

"Tamam.Bayan Woods."

Diyerek izlemeye devam etti.Zaten az bir süre kalmıştı.

"O kimdi ?"dedi Clarke meraklı bir ses tonuyla.
-Şey yani meraktan sordum.Neyse canım beni ilgilendirmez değil mi ?"
Canım mı ? Gülmemek için zor durmuştum.Merak ve söylediği şeyin pişmanlığı ile daha komik gözükmüştü gözüme.

"Octavia.Kendisi şirketteki çalışanlardan biri."

"Aaa öyle mi ?"dedi ağzı kulaklarında bana dönerek.Ben de başımı salladım.

"Buradan nereye gideceğiz ?"dedi.

"Nereye istersen gidebiliriz."

Earned It (gxg)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin