medya: kalandra - brave new world
şarkıdan sözler seçmeye çalıştım ama hepsi seçilemeyecek kadar uygundu, bu yüzden zamanınız varsa lütfen medyaya göz gezdirin.şarkı için efendimMmMmme teşekkür ederim,,,
hoseok, yoongi'nin ev teklifini başıyla onayladığında yoongi şaşırdı. gencin böyle bir teklifi kabul edeceğini beklemiyordu. daha birkaç gün önce kahvaltı teklifini bile reddetmişti.
babasından ne kadar korkuyorsa her şeyi boş verdi, diye düşündü. bu düşünce beyninin bütün kıvrımlarının elektrik kaçağına sebep olmuş, tuttuğu eli daha da sıkmıştı.
farkındaydı, hoseok'un korkuları boşuna değildi. gencin neden bu halde olduğuna günlerce kafa patlatmış, en sonunda da kendisine sormuştu.
ama hoseok, bunları anlatıp gün yüzüne çıkaracak kadar güçlü hissetmiyordu. gelgelelim ki o ne kadar kilimin altına itelese de sadece tek bir rüzgar o kilimi yerinden oynatmıştı.
şimdi, ikisi el ele namjoon'un sürdüğü arabanın arkasındaydı. yoongi, genç onaylar onaylamaz arkadaşını aramış ve arabasını getirmesini istemişti. tabii bu sırada kendi arabasının yanında olmayışına birkaç küfür mırıldanmıştı.
genç ise sadece camdan dışarıyı izliyordu. düşüncelerinin arasında kaybolup gidiyordu. tamam, şimdi yoongi yanındaydı ama her zaman onunla kalamazdı. aynı şekilde sonsuza kadar babasından kaçamazdı da.
kapana kısıldığını hissediyor ve zorlukla nefes alıyordu. kendini sakinleştirmeye çalışsa da olmuyordu. berbat hissediyordu, berbat derecede endişeli.
cinayet mi işlemeliydi? babasını öldürse her şey yoluna girer miydi? babasını öldürebilecek kadar cesaretli miydi? ondan ölesiye nefret ediyordu ama hoseok kendisinden başka kimseye zarar veremezdi ki. genç bir böceği yanlışlıkla öldürünce saatlerce pişmanlık yaşar, böcek yerine ezilerek ölmesi gereken kişinin kendisi olması gerektiğini düşünürdü.
namjoon yol boyu ikilinin arasında ne geçtiğini merak etti ama tek bir soru bile sormadı. zaten bilmesi gerekiyorsa yoongi ona daha sonra anlatırdı.
araba durduğunda yoongi önce kendi indi, ardından hoseok'un kapısını açtı ve onu indirdi. bir anca üstlerini değiştirmeli ve sıcak bir banyo yapmalıydılar.
yoongi namjoon'a iyi geceler dileyip kapıyı kapattı. gence destek olarak evinin dış kapısına getirdi. anahtarları cebinden çıkarıp kapıyı açtı. acele ediyordu çünkü gencin ayağında hala ayakkabı yoktu.
içeri girdiklerinde hoseok yine garip hissetti. sevişmek için geldiği eve sığınıyordu, aslında evle bir ilgisi yoktu. genç, yoongi'ye sığınıyordu ama bunun yerine bir maddeye sığınma fikri daha az acizce gelmişti.
yoongi, hoseok'u direkt banyoya getirdi. havluları kontrol ettikten sonra yavaşça genci soymaya başladı, hoseok karşı çıkacak bir durumda değildi, bedeni uyumuş gibi hissediyordu. yoongi hoseok'un üst bedenindekileri çıkartınca küvete yaklaştı ve tıpayı kapatıp sıcak suyun dolmasını sağladı.
kendi üstünde sadece bir tişört vardı, kendi ceketini de hoseok'a giydirmiştik. tişörtünden tek bir hamlede kurtuldu. tekrar öylece dikilen hoseok'a döndü. pantolonunun düğmesini ve fermuarını açtı ve ince bacaklarından indirdi. bu sırada yere eğilmişti. gencin baldırından tutarak bir bacağını kaldırdı ve pantolonu bacağından çıkardı, hemen ardından çorabını da çıkarmıştı. aynı işlemi diğer bacağına da uyguladı.
şimdi hoseok altında sadece baksırı ile kalmıştı,
ama içini öyle çıplak hissediyordu ki bedeni bunun yanında hiçbir şeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
house of balloons | sope✓
Fiksi Penggemarbu haplar bir nevi de yardımcı oluyordu. hoseok rahatladığını hissetmeye başlamıştı. annesi şimdi, hoseok'un ellerini tutuyor ve iyi yemek yemediği için ona kızıyordu. hoseok gülümsüyordu. "anne," diyordu. "senin kadar güzel yapamadığım şeyleri yap...