04

692 44 6
                                    

*Sen çok özelsin Kim Taehyung*

İkiside ne notu diye geçirdi içinden. Jeon o güzel dudaklardan not ile ilgili bir şey duymamıştı. Kapıdan bir ses geldi. Jeon hemen arkasına döndü. Bu Namjoon hyung'du. Sessiz olmasını söylemek için işaret parmağını dudağının üzerine koydu. Namjoon hyung, Jeon'un yanına geldi. Tam ne olduğunu soracak iken " İzle hyung sadece izle." dedi Jeon.

Seokjin hyung ve Kim'in arasındaki diyalog;
-Ne notu Kim?
~Namjoon hyung neye uğradığını şaşırmıştı. Kim'mi demişti o? Hemen Jeon'a baktı. Jeon sadece susmasını ve izlemesini söyledi. ~
-Acıyor hyung ağh çok acıyor(dedi ağlayarak)
-Onları düşünme Kim, sen bana not'dan bahset. Bende sonra sana kendimden bahsedeyim. Ha olmazmı canım?
-O..Olur hyung. Annem ve babam notu bana bırakmışlar ama üvey babam hemen okumuş. Ağh. 5 yaşıma girdiğimde bana notu verdi. Ama çok umutlanmamamı ve ondan asla kaçamayacağımı söyledi. Agh aaagh acıyooor.(ağlayarak) Not tam olarak şöyleydi hyung;
"Merhaba meleğim. Ben annen. Üzgünüm seni dünyaya bırakmak zorunda kaldık annecim. Ama eminim bir gün bizi bulacaksın. Lütfen kendine dikkat et. Bizi bulduğunda bir çok şey olacak. Eminim alışacaksın annecim.
Kim Taehyung sen çok özelsin oğlum.
Bir an önce bizi bulmalısın yoksa dünyada çok kötü şeyler olacak. Biliyorum hiçbirşey anlamıyorsun ama bizi bulduğunda sana herşeyi anlatacağız. Seni seviyoruz kendine çok dikkat et sen KİM SOYUNUN VARİSİSİN. "

~Herkes olduğu yerde dona kalmıştı. Bu imkansiz idi. Kral ve Kraliçenin kayıp oğlu'nu bulmuşlardı ve o Jeon'un omegası idi. Namjoon hyung hiçbir şey anlamamaya gayret ediyordu.~

~Taehyung cebinden bir kağıt çıkardı ve Seokjin hyung'a uzattı. Seokjin hyung okuduğu şey ile şaşkın gözlerle Taehyung'a bakıyordu. Yavaşca kağıdı Jeon'a uzattı.~
-Tae miniğim beni duyuyor musun?
-.....
-TAE BENİ DUYUYOR MUSUN KUZUM?
-TAE BANA BAK KUZUM, BANA BAK MİNİĞİM!
~Jeon ve Joon kağıdı okuduktan sonra hemen Seokjin hyung'un yanına gittiler. Tae'ye birşey olursa Kral ve Kraliçe Kim hepsinin canını okurdu. ~

Jeon ve Joon şaşkın bir şekilde onları izliyordu. Jeon dizlerinin üzerine çöktü ve elini yavaşça uzattı. Taehyung hızlı bir şekilde ayağa kalktı. Herkes şaşkınca ona bakıyordu. Jeon yavaşça ayağa kalktı. Taehyung gözlerini açtı. Herkes kas katı kasılmıştı. Hareket edemiyorlardı. O ona ne oluyordu. Onun gözleri BEYAZ! Bir anda eski gözleri yerine geldi. Artık hareket edebiliyorlar dı.

"Anne, baba lütfen beni bundan kurtarın."

Olduğu yere yığılmıştı. Jeon onu tam kafasını çarpacak iken tuttu ve kucağına aldı. "Hyung, daha fazla risk almak istiyorum. Ya benimle krallığa gelirsiniz yada burda olduğunuz yerde durur ve kimseye birşey anlatmazsınız." dedi sinirli bir sesle. Seokjin hyung kapıyı açtı ve "yürü" dedi. Jeon hızlı adımlarla evden çıktı. Herkes onlara bakıyordu ama bu onun umrunda bile değildi. Sadece Taehyung'un iyi olmasını istiyordu. "Seokjin hyung, Namjoon hyung bunları söylersen Taehyung bana çok kızacak ama önemli. Tae, küçük yaştan bu yaşına kadar üvey babasından cinsel istismar'a uğramış." dedi ağlamaklı bir sesle.

Namjoon ve Seokjin olduğu yerde durmuşlardı ama Jeon yürümeye devam etti. Koşarak Jeon'a yetişen Namjoon ve Seokjin kızgın bir suratla ona bakıyorlardı." Bilmiyorum eğer biraz daha hızlı olsaydım onun daha fazla acı çekmesini engellerdim. Ama ama yapamadım. Bulamadım. Onu onu bulunca bir daha asla böyle bir şey yaşamaması için aldığım gibi buraya getirdim." dedi ağlayarak. Kucağındaki o masum yüze baktı. Yanaklarından süzülen göz yaşları o narin, pamuk gibi olan yüzüne damlıyordu.

Neredeyse varmak üzereydiler. Vardıklardında Jeon kendini toplayarak askerlere kapıyı açmasını söyledi. İlk başta açmasalarda Jeon'un o korkunç bakışı ve dediği cümle ile kimse dediğini iki ettirmezdi. "Ya açarsınız yada açana kadar bana bakan o gözlerinizi yerinden çıkarır ve geri sokarım!" demişti, açmışlardı. Açıklarında Kral ve Kraliçe tahtlarında oturuyorlardı. "Hoş geldin Jungko-" dedi kraliçe ve cümlesi kucağımdaki çocuğu görünce yarıda kaldı. "O kim Jeon?" dedi Kral. Kraliçe'nin gözleri doldu ve ağlayarak Kral'a baktı. "Kim o Taehyung bizim oğlumuz. KİM TAEHYUNG!" Kral donup kalmıştı. Kraliçe koşarak merdivenlerden aşağı inmeye başlamıştı. "Ne oldu ona? Dömüştümü yoksa? Cinsi neymiş? Gücü neymiş?" Ne diyordu? Dönüşüm? , Cins?, Güç?
"Efendim neyden bahsediyorsunuz?" dedi Jeon. "Otur şöyle Jeon ve bize herşeyi anlat. Herşeyi!" dedi Kral. Kucağında Taehyung ile sandalye'ye oturdu. Bir saniye bile bırakmadı elini. Bir bebek gibi işaret parmağını tutmuş ve ara sıra çok zayıf bir şekilde sıkıyordu.

"En baştan başlıyorum. Size o lanet üvey babasının yaptığı herşeyi anlatıcam. Taehyung benim omegam. Onu bulduğumda çok mutlu oldum. İlk gördüğümde aşık oldum. Ama aşık olduğum çocuk küçüklüğünden beri Cinsel İstismara uğruyormuş. Hamile kalmadığına şükrediyorum. Onu bulduğuma yerde acı içinde kıvranıyordu. Acılarını dindiremediği için kutularca sakinleştirici kullanıyordu. Siz siz Kraliçe Kim, sizi öldü biliyor. Babası, üvey babası ona onu kendi elleri ile öldürdüğünü söylemiş.

Uykusunda sayıklarken bir anda başka bir kurt konuştu. Sesin ondan geldiğine emindim ama nasıl uyandıracağımı bilmiyordum. İçindeki kurt tarihte bir ilk. Mavi gözlü bir delta. Ama ona hiç iyi davranmıyor. İçten içe onu yediğini öğrendim. Onu ancak canını acıtarak uyandıra bilirdim. Bileğini yerinden çıkarınca kendine geldi. Kavga ettik. Bileğini tedavi ettikten sonra evden kovdu beni. Çıktım ama onu izlemeye devam ettim. Kurt'u ona itaat etmiyor efendim. Çıktıktan tam 3 dakika sonra kurt onu kontrol etmeye başladı. İçindeki omega ne kadar yapmaması için dirensede ona söz geçiremiyor.

Kontrol'ü eline zar zor aldı efendim. Herşeyi anlatmamı istedi. Anlattım. Yolda gelirken bir anda fenalaştı. Kurtları büyük bir kavgaya başlamışlardı. Onu Seokjin hyung'a getirdim. Bize kendinden ve sizin bıraktığınız nottan bahsedince ne yapacağımızı şaşırdık. Notu bize verdi. 1 dakika boyunca ne konuştu ne nefes aldı nede hareket etti. Seokjin hyung ona bakmasını söyleyince bir anda ayağa kalktı. Gözlerini açınca hiçbirimiz hareket edemedik. Ağzımızı bile açamadık. Gözlerinin rengi Beyaz'dı. "diyerek sözünü bitirdi.

Kraliçe Kim" Üvey babasının ona yaptıkları için kahroldum"dedi ağlayarak. "Ama Taehyung'un güçleri aramızda kalacak sadece delta bir kurt'a sahip olduğunu bilecekler."dedi. Ne gücünden bahsediyorsunuz efendim?" dedim şaşırmış bir şekilde. "Taehyung'a tanrı tarafından birçok güç aktarıldı. O o ne insan nede kurt. O tanrının torunu. Ben onun annesiyim ama gerçek annesi bulutların ardında dedesi ve babası ile onu bekliyor." dedi.

Bunların hepsi çok saçmaydı. "Evet Kruz sen ve Luna beraber bir aileyiz." Bir anda herkes Taehyung'a baktı. Uyuyordu. Ama çok mutlu gözüküyordu. Seokjin hyung "Kurtları ile anlaştı. Artık arkadaş oldular." dedi mutluluk saçan bir tebessüm ile. Kraliçe Kim gelip Taehyung'un saçını okşadı. Kral Kim gözlerini silip yanımıza geldi ve Taehyung'un saçını okşayıp bir öpücük kondurdu. "Jeon." dedi. "Buyurun Efendim!" dedim. "Sen benim oğlumun deltasısın. Onun için sarayda kalacaksın. Taehyung ile yukarı çık. Hizmetiler sana onun odasını gösterecek. Uyanana kadar yanında kal. Uyanınca aşağı yanımıza gelin." dedi. Tamam anlamında kafamı salladım.

     Ayağa kalkıp tam eğilemesem'de Kral ve Kraliçe'nin gözünün görme açısından çıkmıştım. Kucağım'da Taehyung ile merdivenler'den çıktım. Rahatlamış bir şekilde melek gibi uyuyordu. Tanrı onu özenle yaratmıştı. Gözlerini, kaşlarını, dudağını burnunu özenle çizmiş burnunun ucuna bir buse konsurup bir ben koymuştu. Hizmetlinin gösterdiği odaya girmiştim. Oda devasa denecek kadar büyüktü. Benim evimin odalarını toplasan bu oda kadar anca olurdu. Yavaşca o narin bedeni yatağa yatırdım. Mışıl mışıl uyuyordu. Bir sandalye aldım ve onu izlemeye başladım.

       Yüzünü inceledikce her detayına aşık oluyordum. Kiraz rengindeki dudaklarına, bir gözünün tek diğer gözünün çift kapaklı oluşuna, o fındık burnuna. İpek gibi olan mavi saçlarına. Her şeyine aşık oluyordum. 3 saat boyunca onu izledim o kusursuz yüzü. Arada tırnaklarını eline geçiriyordu. Canı acımasın diye elini tutuyor benim elimi tırnaklamasını sağlıyordum. 4 saatin sonunda saat 06:48'de meleğim gözlerini açmıştı. Çok tatlı bir şekilde gözlerini ovuşturuyordu. "Ah günaydın kookie~"

Kookie...?

Lütfen oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. Sizi seviyorum öpüldünüz. 😘

08.04.2021

My Omega | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin