0-8

449 38 8
                                    

🎸:

!

"Böbreklerimi seviyorum, açamam." Taehyung'un 'aşağı in.' mesajı ile neye uğradığımı şaşırmıştım, şaşırmamla beraber şu anda kapının arkasında duran bedene blöf yapıyordum.

"Ne? Böbreklerini sevebilirsin, alacak değilim. Açmayacak mısın kapıyı, Jimin?" Bıkkınlıkla ağlıyor gibi dudağını büzüyor, olduğu yerde zıplayıp duruyordu. Onu kapının deliğinden görebiliyor, hareketlerini inceliyordum.

"4 Günlük arkadaşız, nereden bilebilirim ki böbreklerimi almayacağını?" Güldüğüm sırada geriye doğru dönerek gidecek gibi adımlar attığını fark ettim ve ben bu oyununa kanarak acele ile kapıyı açtım.

Bu seferde kapıyı açmamla birlikte dudağının kıvrıldığına şahit oldum. Düpedüz oyuna gelmiştim hem de Taehyung tarafından.

Yeniden kapıyı kapatacağım sırada ayağını kapının aralığına koymasıyla birlikte kapatamadım. İçeriye doğru bedenimin geriye doğru çekilmesini sağlayarak derin nefesler alındı, elindeki kutu oyunları ile etrafa göz gezdirdi. Yüzündeki gülümsemesi, benimde gülümsememi sağlıyordu.

"Ee, hoş geldin demeyecek misin?" Bana doğru döndü, tek kaşını kaldırdı.

"Hoş ge-" Bu seferde yukarıdan, merdivenlerden gelen şiddetli adım seslerine şahit olduk.

Gözlerimi koca koca açarak yana doğru çekinerek bakındım, aşağıya inen kardeşimdi. Sana, öylece bize doğru bakınıyordu.

Merdivenleri inmek için bir adım atacağı an bizi görmüştü zaten, gözleri döner gibi olduğunda da takılarak üçlü şekilde yere düşmüştük.

Ben, Taehyung'un üstüne yığıldığım dakikalar Sana'da üzerimde boylu boyunca gözleri kapalı bir şekilde uzanıyordu.

Altımda inleyen beden, ayağa kalkmamı sağladı.

İki kişi birden üzerine yığıldığımız için pestili çıkmış gibiydi kısacası.

Şu an düşüneceğim şey bu değildi, kollarım arasına yığılmış bir adet kardeşim vardı.

Taehyung'u umursamadan yüzüne bir tokadı geçirmek için hazırlandım, Taehyung bunu fark eder etmez kolumu tutacağı sırada arkadaşlarımın o çok abarttığı korkunç bakışı atıverdim. Ellerini acele ile çektiğinde çoktan tokadı atmıştım. Sana, bir anlık nefes aldı, sonradan dizlerimde olan başını kaldırarak bize doğru bakındı.

Taehyung'u gördüğünde gözleri tekrardan gidecek gibi oldu fakat bunu engelledim.

"Sakın bayılayım deme, annemin sana para verdiğini biliyorum. Tekrardan bayılırsan o paraları alacağım." Bunu demem bir anda diriliyor gibi hareketler yapmasını sağladı, biz ise güldük.

"Tamam tamam, bayılmıyorum ama ben hastayım sanırım. Şizofren olabilirim, bilemiyorum. Karşımda Kim Taehyung duruyor. Abi, elimle gösterdiğim yere baksana bi'."
İşaret parmağı, gösterirken titriyordu.

"Maalesef ki hayal gördüğün yok diyebilirim, gerçek." Evet, bunları tekrardan söyleyeceğim sırada gözleri gidip gelmişti.

"Ee, yine mi ama!"

-

Kardeşim tekrardan bayıldığında, çoktan upuzun bir zaman geçmişti. Şu anda balkonda, o kutu oyununu oynuyorduk.

"Kardeşin diyorum, sanırım gerçekten beni seviyormuş." Dediği ile birlikte gülerek kutudaki kartları düzenledik, koyulacak yerlere koyduk.

Bağdaş kurarak balkondaki boşlukta, halıda oturuyorduk. Elbette altımıza minderler koymuştuk. Böyle bir yerde oynamak en iyisiydi, mesela balkona giren sarmaşıklar ve balkonun boyuna uzanan portakal ağaçları ile birlikte kutu oyunu oynamak.

Bunları düşünerek mutluluğumu yine de gizlemeye çalıştım. Ellerimdeki son kartları da ondan önce yerleştirdiğim de, kazandığımı fark ettim.

"Tanrım!" kazandığımı fark eder etmez geriye doğru giderek boylu boyunca halıya uzandı, ellerindeki kartlar halıya saçıldı. Ben ise olduğum yerde yumruğumu sıkarak, sevincimi göstermek adına zıpladım.

"Haha, bir ünlüyü yendim. Şuna bak." Bu seferde olduğum yerde kartları tutarak sallanmaya başladım. Taehyung'da dudaklarını büzmek ile yetindi.

"Ne kadarda komik." Gözlerini devirip sıkıca kapattı. Ben kartlara odaklandığımda Taehyung'dan ses gelmediği için bir anlık duraksadım. Cidden hareket etmiyor, yerde serili bir şekilde gözleri kapalı duruyordu.

"Taehyung, uyudun mu ya da öldün mü?" Fısıldar tonda sorduğum soru ile bekledim, tekrardan bir şeyler demek için dibine doğru girdim.

"Taehyu-"

Bir anda doğrulduğunda, burunlarımız birbirine değecek kadar bir yaklaşımda bulunmuştuk.

Fakat bir anda olduğundan ikimizde afallayarak tekrardan doğrulduk.

"Demek rol yapıyordun, şapşal." Konuyu başka bir yere çekmek adına mırıldandım, kartları elimde düzenli bir şekilde toplamaya özen gösterdim.

"Hmhm, sen de buna kandın. Bu günkü 2. saflığın." Güldüğü sırada ters ters bakındım, ağzımı açacağımı fark ettiğinde ise direkt olarak lafa daldı.

"Her neyse, hatıra olarak bir resim mi çekinsek, hm?"

Teklifini hiç bekletmeden kafamı sallayarak cevap verdim. Cebinden telefonunu çıkardığında da, yanına doğru emekleyerek geldim.

Bu ilk fotoğrafımız olacaktı, ilk.

Bu ilk fotoğrafımız olacaktı, ilk

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

5.003.089 kişi beğendi

kimtaetes arkadaş buluşmasıı. 🕺🏻@parkjimns.2

103,000 yorumu gör.

@sseranbi5_: yakışıklının, yakışıklı arkadaşı olurmuş.

@leraliccv: Aa, bu yorum yaptığı çocuk değil mi?

@bkawoung00: yuh, fişek gibiler. 🔥 Sarışın, titrettin beni titrettin.

@kookmejk: lan, arkadaşım ilin çocukları ile takılıyor. 😫😫 İNANAMIYORUM!! NQ. NWW NEEE

yorumlarının devamını gör...

-

vmin ; hidden giftsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin