1-3

252 21 3
                                    

🕺🏻:

!

"Demek abimin bahsettiği çocuk sensin! Vay canına, tam abimin tipi."

Sahilden döner dönmez, Taehyung'un evine gitmiştik. Kardeşi diye bahsettiği, şu deli tavırları olan ama ikimizi de güldüren Jennie vardı. Üçümüz balkonun masasında, sandalyelere dizilmiş, öylece birbirimizi izliyorduk. Son dedikleri sayesinde de ikimiz birlikte öksürür gibi olsak da, Jennie bunu fark eder etmez başka bir konuya çevirdi. 

"Bu bilekliklerde ne? Keşke bana da alsaydınız, gıcıklar sizi." İkimizin bileğinde olan bileklere dokundu, sorduğu soruyla da birlikte Taehyung ağzını araladı.

"Bunu bana Jimin aldı, bir dahakine sana da alırız." 

Aptal, bunun aşk bilekliği olduğundan haberin var mıydı senin? Aklıma gelen şeylerle kıkırdamamak için zor durdum, elimle de ağzımı kapatmaya çalışıyordum fakat Jennie ve Taehyung'un bana şaşkınlıkla dönüşü, tekrardan kıkırdamamı sağladı.

"Bunun sorunu ne?"

"Ne oldu?"

Aynı anda sorular yöneltiyorlardı. Ben ise ciddi bir ifadeye bürünerek hiçbir şey olmamış gibi omuzlarımı kaldırdım, tekrardan aşağıya doğru indirdim. Hiçbir şey yok manasında yapıyordum. Onlarda anlamamış tavırlarla, sandalyeye doğru yaslandı.

"Ee, bir şeyler hazırlayayım ben. Sizde tanışın, konuşun."

"Ha?"

"Peki."

Taehyung aniden ayağa kalkıp balkonun açık kapısından sıyrılıp gittiğinde, bizde birbirimize boş boş bakışlar sunuyorduk. Sessizce etrafa bakındığım sırada bana soru yöneltti.

"Ee, nasılsın bakalım? Abimle aranızda bir şey var gibi gözüküyor, cidden var mı?" 

Cidden utanmadan çatır çutur arka arkaya her şeyi soruyordu, aniden gelen sorularda boğazıma su kaçmış gibi his vererek öksürmemi sağlıyordu. Ona doğru aceleyle döndüm ve değişik bakışlar ilettim.

"Hey, o da nereden çıktı? Aramızda ne olabilir ki, sorduğun şeye bak." Gözlerimi aceleci tavırlarla devirdim.

"İnandım tabii canım, inandım. Ben de arkadaşlarıma aşk dolu gözlerle bakıyorum, dalıp gidiyorum. Mükemmel aktivite ama, karşılıklı yapıyoruz falan."

Dedikleri şeylerle sinirli bakışlar yolladım.

"Haha, ne kadar komik."

O, ben bunları dediğim halde geriye geriye giderek koca bir kahkaha patlattı, taşak geçer gibi bir hali vardı açıkçası. Tam o sırada içeriden Taehyung elindeki tabaklarla geldiğinde, Jennie kahkaha atmaktan geriye doğru, kalçasının üzerine düşmüştü.

Ben ise onun yerine kahkahalara boğuldum. Sarhoş gibi masaya vura vura gülüyorum, o da yerde gözyaşlarıyla birlikte ağlar ifadesini koruyarak gülüyordu. Taehyung ise korkar ifadeyle çekingen çekingen masaya yaklaştı, elindeki tabakları masaya bıraktı. Sonrada altına çektiği sandalyeye oturur oturmaz, bize doğru korkarak bakmaya başladı.

"Siz ne yaşıyorsunuz? Kaynaşın dediğim bu değildi... Deliler." 

"Kusura bakma abi, seninki baya komik çıktı."

Yerdeyken hala 'seninki' gibi cümleler kurup duruyordu, ben ise yerdeki yastıklardan bir tanesini alıp yüzüne hizaladım. Bir hızla attığımda da, yüzüne yapışması bir olmuştu.

"Ah, ne yapıyorsun! Gözümü kopardın." Yattığı yerden attığım yastığı eline aldı, bana doğru fırlattı. Fırlatacağını bildiğim için kafamı yana doğru getirerek, yastığın omzumdan geçmesini sağladım.

vmin ; hidden giftsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin