-
Taehyung'un beni bir yere götürdüğünden beri burasının neresi olduğunu anlayamamıştım.
Öylece etrafı izleyip duruyordum fakat aklıma türlü türlü şeyler geliyordu. Belkide beni kaçırmıştı?
Bir dakika, kaçırmış olabilir miydi!
Açıkçası benim uyuduğumu sanıyordu, lakin ben bunları düşünüp durmuştum.
Yanımda oturan bedene şöyle bir göz attım, korkmuş bir şekilde yutkunarak tekrardan yattığım yerden ellerimi karnımda birleştirdim.
"Taehyung..."
Sessizce mırıldandım.
"Hm?"
Bana karşılık cevap verdiğinde boğazımı temizledim ve yutkundum.
"Burası benim evim değil, neresi burası? Beni kaçırdın mı yoksa?"
Meraklı gözlerle biraz daha ona yaklaştığımda ağzından küçük bir gülüşün çıktığını duydum, ondan sonrasında ise küçük çaplı bir kahkaha attı.
"Evet, seni kaçırdım."
Söyledikleri şeylerle birlikte üzerimden çarşafı ittirmem bir oldu. Direkt olarak ağlar gibi bir ifadeye büründüm, yere atıldım.
"Sen de kimsin, yaa? beni burada öldürecekler, yaaa."
Hala sarhoştum demek ki, etraf benim yerime sallanıyordu ve ben ayakta kalmaya çalışıyordum.
Taehyung, bu halimi görür görmez şaka yapmayı bırakarak yanıma aceleyle geldi, yerde duran bedenimi kaldırdı.
"Jimin, saçmalamasana. Evime getirdim, seni kaçırdığım falan yok. Sanırım sarhoşluğu hala üzerinden atamadın."
Eliyle önüme gelen saçlarımı geriye doğru yalpalar yalpalamaz kollarımdan tutarak, loş ışığın ortamı sardığı odada beni bir koltuğa oturttu.
İkimizi de sessizlik bürümüşken, ağzını araladığını fark ettim. Bunları yaparken, ben hala sarhoş gibi gülümsüyordum ama bunu takmamaya başlamıştı bile.
"Seni çok merak ettim, biliyor musun?"
Cevap vermem için yüzüme şöyle bir baktı, tekrardan önüne doğru döndü ve yere doğru odaklandı.
"Sana bir şey olmasından korktum. Neden fazla içtin?"
Bir şey söylemeden hala gülümsüyor, yüzüne doğru bakıyordum çünkü beynimde sesleri yankılanıp duruyordu.
"Jimin..."
Tekrardan bana seslendi fakat ben bir şey söyleyemiyorum, algılayamıyordum.
"Ah, her neyse. Sadece tek ben konuşacağım öyleyse."
Bunları diyerek dirseklerini, bacaklarına doğru koydu ve lambanın olduğu kısma doğru odaklandı. Dudakları ise... Dudaklarını da şişirmiş öylece yere odaklanmasını sağlamıştı.
"Oraya gittiğimde yanına gelemedim, çünkü arkadaşlarınla birlikte güvende olduğunu düşünüp orada bekledim öylece. Sonradan gözlerim takıldı, bilemiyorum ben mi bencilim ama o çocuğun belinden tutması neden beni bu kadar tetikled-"
Bir an dediklerinden haberi sanki yeni yeni olmuş gibi gözleri iri iri açıldı, bana doğru başını kaldırıp bakınacağı sırada yüzlerimizi birbirine yaklaştırmak için bir fırsat buldum.
Bunları yapabilecek cesareti, sarhoş olmadığım zamanlar bulamazdım ama bu zamanı değerlendirmek istemiştim.
O şok içerisine girecekken, sormak istediğim şeyi dalgın dalgın sordum.
"Taehyung, niye endişelisin?"
Baş parmağımla yanağını okşadım, gözlerine doğru odaklanarak şöylece bir süzdüm. O ise bir korkak gibi etrafa doğru bakınıyor, gözlerimizin her birleşiminde başka bir yere doğru kaçınıyor gibi hareketler sergiliyordu.
"Gözlerini kaçırma benden, gözlerimin içine bak."
Aklımda bu gece kalmayacak olsa bile, yine de gözlerinin içine derin derin baktım.
Ondan sonrası ise burnumu, burnuyla değdirmemi sağladı. Ve bedeninin yandığına şahit olabildim.
Ben sarhoş olduğum için mi sıcaktım bilemiyorum ama onun elleriyle yanaklarım birleşince o ısıyı fark edebiliyordum.
Ellerimi yanağına doğru bastırarak o sıcaklığı fark ettiğim dakikalar o aceleci tavırlar sergilemişti.
"Jimin, sarhoşsun. Hadi yatırayım seni, kalk."
Gözlerini benden kaçırıp ayağa kalkacağı sırada elimle bir elini tutup kendime doğru çektim, koltuğa doğru aceleyle düştüğünde ise dudaklarımızda bir hızla birbirlerine ufak dokunuşlar sergileyerek buluştu.
Ellerinin titrediğini hissedebiliyordum ve ben bir elimle, iki elini de sıkıca tutmuş bir şekilde dudaklarına öpücükler kondurmaya başlamıştım.
Ortam sessizdi, sadece dudaklarımızın her buluştuğunda ki çıkan o sesle aynı ortamda bulunuyorduk.
O, istememesine rağmen dudaklarıma gömülmek için susamış gibiydi ve belli etmemeye çalışarak bana ayak uyduruyordu sanki. Bu nedenden dolayı geri çekildim, derin nefesler aldım ve onunda nefes alış-veriş seslerini işittim.
Bundan sonrası gelmemişti çünkü o, o iri gözleriyle afallamış gibi ışığa tekrardan bakınmaya başlamıştı.
Ve bu öpücükte 11 saniye sürmüştü.
Bu öpücüklerin ardından dudaklarımızı ayırışımız 11 saniye sürmüş, iki bedeninde utanarak birbirlerine karşıt uzağa atmasıyla son bulmuştu.
Ne olabilirdi, bunlar nasıl gerçekleşmişti bilmiyorum ama o yere düşecek gibiyken kollarımdan tutup beni yatağa bırakmış, kendini de koltuğa salmıştı.
Yarını ikimizden biri unutur muydu? orası kesin değildi işte.
Şimdilik sessizliğe gömülecek gibiydik.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
vmin ; hidden gifts
Fiksi RemajaPark Jimin'in kardeşi, youtuber olan Kim Taehyung'un hayranıydı. Gizli işler çevirir iken birkaç yakınlaşmanın olmasını sağlamıştı.