15~ Tanrıça

394 7 0
                                    

Uyuyamıyordum bu durumda kim uyuyabilirdi ki? utkunun beni kaçırmak için anıl'la iş birliği yapması, anılın ege'nin kuzeni olması. Herşey daha çok üst üste gelebilirmiydiki? ve hayatımın bukadar boktan olması. Herşey çok çabuk gelişiyor bunu kaldırabileceğimden şüpheliydim. Şuan utku arkamda ve kollarını belime dolamış şekilde uyuyordu. uyanınca bana ne diyecekti ? hangi Yalanı ortaya atıcaktı merak konusu.

heryer karanlıktı ve hala ölüm uykusundaymış gibi uyuyordu utku huzursuzca yerimde kıpırdandım homurtular çıkarsada gözlerini açmadı kolunu belimden itip sessizce doğruldum uyurken nekadar da masum ve kişiliğinden uzaklaşmış oluyordu. sevdiğim adam utku olamazdı sürekli değiştiği söz konusu. benimde bir kalbim var duygularım var bunun nezaman farkına varacak? benim için bir farkı kalmadığında mı? ona tekrar dönüp ellerimi saçlarında gezdirdim ellerim usulca yeni çıkmaya başlamış olan sakallarına gitti bukadar tatlı olmak zorundamıydı ki bende olan yerinin farkında değil di ve bu yaptıklarına son vermeliydi bi yalancıya mı aşıktı peki bu kalp? düşüncelerimi gönderip elimi çektim ayaklarımı yataktan sallandırıp kapıya doğru yürüdüm karanlık ve zor görüyordum kapıya ulaştığımda kapıyı sessizce açıp elimle duvarı taradım ve buldum! ışığı yaktığımda gözlerim acıdı gözlerimi avuşturup etrafıma baktım normal bi bağ eviydi tek katlı gayet hoş biryerdi ama buradan kurtulmam lazımdı çantamı bulmak için eskimiş koltukların yanına gittim ama yoktu birde dolap vardı dolabı açtığımda toz dan başka hiç birşey yoktu dğier odalar aklıma gelince sinsice gülümsedim benim kaldığım odanın yanında bir oda daha vardı odanın yanına gittiğimde kapıyı açmaya çalıştım ama olmadı. kilitliydi kesin oradaydı kapıya dönüp sırtımı yasladım ve gözlerimle etrafı taradım ama çekmece bile yoktu.

mutfak aklıma gelince mutfağa gittim çekmeceler ve dolaplara baktım ama yoktu anahtardan bir iz buzdolabına bile baktım! mutfağın hemen karşısında camdan büyük bir kapı vardı bahçeye açılıyordu sanırsam şuan karanlıktı ve çıkamazdım. büyük camdan büyük kapının yanına gidip sadece dışarıyı izledim uykum yoktu, burada televizyon da yoktu başka yapacak birşeyimde yoktu, en iyisi dışarıyı izlemekti gökyüzüne baktığımda yıldızlara baktım bunu severdim üşüdüğümü farkettiğimde arkamı döndüm ama irkilmem bir oldu

"Ne işin var orada? korkuttun beni!" masaya oturmuş şekilde bana bakan utkuya bağırıyordum

"ışık yüzünden uyuyamadım ve fazla ses çıkarttın" oysa ben sessiz olduğumu düşünmüştüm. karşısına geçerek oturdum ve omuz silktim.

"acıktım oyüzden" aklıma geleni söylemek zorundaydım.

"yiyecek birşeyler var eğer yaparsan bu mideyi de doyurursun" derken karnını işaret ediyordu acıkmışmıydı yani? kafamı olumlu şekilde sallayıp ayağa kalkarken ona döndüm

"ne istiyorsun?"

"seni...ama şimdilik ekmek arasıyla idare edebilirim" deyip kıkırdıyordu hoşuna gitti demekki. şeytan diyor vur kafasını ama yemiyor işte.

"doyucakmısın ekmek arasıyla?"

"doymazsam doyurursun güzelim" ah..işte yine başladı

"bir kerede sapık olma" gözlerimi ondan kaçırarak ekmek arasını hazırlamaya başladım arada kendim yesemde belli etmedim. ekmeği tam ona uzatacakken tutup ısırdım bu tepkim karşısında güldü ve bende güldüm ekmeği ona uzattığımda ısırdı

"yavaş ol parmağımı ısırdın ayı" dediğimde belimden tutup kendisine çekti bir dakika? ben nasıl unutabildim. olanları ve benim uyuduğumu düşünüp yanıma yatmıştı ve ben bunu unutmuştum normalde utkunun burada olmaması lazımdı ve benimde olaylardan haberim olmaması lazımdı. utkudan uzaklaşıp ekmeği masaya koyduğumda kaşlarını çattı.

"ne oldu?" dediğinde sinirlenmiştim nasıl ne oldu?

"bir dakika sen nasıl buraya geldin? anıl nerede? ben sana adres vermedim? neler oluyor!" sesim şiddetli ve yüksek çıkıyordu bana bir adım atıp sağ kolunu belimden tutup kendisine çekti sol elini boynuma yerleştirip nefesini yüzüme üfledi neden böyle yapıyordu şimdi? vücudum karıncalanıyordu ama bukadar basit değildi. bir elimi aramızda duvar yaparak ittirdim geri adım attığında masadan destek alarak konuşmaya başladı

"bizi duyduğunu biliyorum. ve senden buraya gelmeni istesem gelmeyecektin yokluğumda anıllaydın ve anıldan hoşlanmaya başladığını da biliyorum. ve nedense içimde biryerlerde seni kıskandım ve buraya gelmen için anılla konuştum ama o piç ileriye gitti bizi duyduysan zaten yumruğumu yediğini de biliyorsundur. sana yalan söylemedim hiç bir zaman hilal konusunda bile sen öyle inanmak istedin ve burada benimle duracaksın ben öyle istiyorum. benimle kalıcakmısın?" bana yalan söylemesini beklerken bana dürüst oldu ve bu yaptığına kızamadım kızmak istemedim haklıydı isteseydi gelmezdim olanlardan sonra yapmazdım bunu. ona şans vermeliydim belki herşey düzelirdi belkide herşey boka sarardı gözlerimi gözlerine kenetleyip ona bir adım attım aramızda mesafe kalmadığında dudaklarımı araladım.

"seninle kalacağım ama bir şartla" aklımdan yine sinsice planlar geçiyordu başını yana yatırıp devam etmemi istermiş gibi salladı

"merve ve ege de buraya gelecek."

"sorun değil yarın ararım gelirler" başımı olumlu anlamda sallayıp yanından uzaklaştım arkamdan geldiğini biliyordum odaya girdiğimde ışığı yaktı yatağın ucuna oturduğumda karşımdaydı

"bana giyecek birşeyler lazım rahat değilim"

"böyle de seksisin güzelim" gözlerimi devirip dil çıkarttım güzelim kelimesi en çok onun ağzına yakışıyordu sanırım.

"tamam anlaşıldı" deyip dolabın karşısına geçti ve bi tane siyah tshirt çıkarttı yüzüme fırlattı

"hey öküzmüsün?"

"belki...hadi giyin" gözlerimi kısarak ona baktım ama anlamamış şekilde yatağa uzanıyordu

"sen varken olmaz çık dışarı"

"hadi ama yapma bunu" tek kaşımı kaldırıp yastığı alıp kafasına attım ayağa kalktığında

"sen ciddisin?" başımı onaylar şekilde salladım ayaklarını yere sürerek odadan çıktı

"sadece iki dakikan var" ah! hadi oradan. elbisemin yandan fermuarını açıp yere düşmesini izledim tshirtü alıp giydiğimde diz kapaklarımın biraz üstündeydi ama idare edebilirdim kesinlikle merveden bana kıyafet getirmesini isteyeceğim yarın elbisemi yerden alıp dolabın karşısına geçtiğimde kapıyı açmıştı ayı diye boşuna demiyorum aslında öküz de olabilirdi 'ayılıöküz' işte bu utkuydu.

ıslık çalarak yanıma geldiğinde gerçekten ayılıöküz olduğunu kendime hatırlattım beni baştan aşağı süzdüğünde ise o büyülü kelimeler döküldü ağzından

"sen geceme gündüz olan bir ay tanrıçasısın..." deyip belimden tutup dudaklarıma yapıştı karşılık vermek istemedim ilk başta ama ona hayır diyemiyordum..

bilerek kısa bitirdim çünkü vote veya yorum yok +25 vote de yeni bölüm gelecektir. teşekkürler...

YALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin