selam yine ben
yoğun isteğiniz üzere sizi kıramadım ve yeni bölümü yazıyorum
hatalar olursa aff ola
iyi okumalar
_____
Asiyeden
Doruk resmen elimden tutmuş beni otobuse sürüklemişdi
ikili koltuklardan birine geçmiş beni ise pencere kenarına oturtmuşdu
"çocukmusun sen doruk?"
bana sırıtarak bakdı
"eğer her istediğimde elini tuta bileceksem evet çocuğum ben"
her nekadar sinirlenirsem sinirleneyim sözleri hep beni utançdan domatese çevirmeye yetiyordu
daha fazla ona taraf bakarsam iyice sakinleşecegimi bildiğimden oflayarak dışarıya bakmaya başladım
herkes otobusdeydi ve yola koyulmuşduk bile
otobus kalkalı yarım saat falan oluyorduki omuzumda hissetdiğim ağırlıkla sağ tarafıma mümkün olduğj kadar döndüm
Doruk uyumuşdu
Galiba akşam uykusunu alamamışdı sarı civciv
fırsat elime güçmişken bende istediğim kadar uzun uzun bakıyordum yüzünün her satimine
aksi takdirde uyanıkken bakmam mümkün değildi.
Akşam heycandan uykusuz kalmamın etkisiyle bir süre sonra ben de kafanı ona doğru yaslayarak kendimi uykunun huzurlu kollarına bırakmışdım
biri tarafından sarsılmamla güzel uykumdan uyanmak mücbiryyetinde kaldım
"Asiye kalk geldik"
ben uykulu gözlerle Doruka bakarken o ise gülerek bana bakıyordu
böyle gülmesi insan üzerinde zararlı etkilere sahipdi ama bunun farkında değildi
yada farkındaydı
ben yerimden kalkarak onunla birlikde otobusden indim kamp alanı yoldan biraz uzakdaydı ve herkes oraya doğru gidiyordu.
hızlanıp onlara ulaşmak isterken yine Dorukun başım kadar olan eli sayesinde yerimde kalmışdım
"ya Doruk bıraksana bak sonra yetişemiycez"
ben yerimde debelenirken o umursamadan sakin adımlarla yürüyordu tabi bende onunla birlikde yürümek mecburiyetindeydim.
o an ikimizinde çantasının onun omzunda olduğunu fark etdim
ağır değilmiydi acaba
"çantamı ver ben tanışırım"
peki benim isteğimi yerine yetirdimi
tabikide hayır
"olmaz zaten miniciksin yorulursun falan hiç gerek yok"
bana minikmi dedi o
elimin tersiyle koluna bitane gelişi güzel geçirdim ama benim elim ağrıdı sadece ona bişey olduğunu sanmam
elime doğru üflerken bunu fark etmiş ve durmuşdu
hızlı bir şekilde acıyan elimi eline almış ve ovalamaya başlamışdı
"çokmu acıdı elin"
sanki ona vurmamışım gibi davranıyordu
vicdan azabı falanmı yaşatacakdı bu adam bana
utanç hissinin verdiği dürtüyle elimi geri çekdim
"acıma elim ya hadi geç kalıyoruz baksana kayb oldular gözden"
okadar oyalanmışdıkki artık onları göremiyorduk bile
garip olanı beni merak edip bekleyen bile olmamışdı
"boş ver eninde sonunda kamp alanına gidicez zaten"
ben tam elimi bırakdığı için hüzünlenecekken o buna izin bile vermemiş ve yeniden tutmuşdu
tamam sinirlenmiş gibi ola bilirim ama hoşuma gitmiyor değildi
tüm yol boyunca gayet kendinden emin birşekilde gezen doruk aniden durmuşdu
"Asiye "
"hıh"
"kayb olduk"
ben inanmayan gözlerle ona bakarken onun yüzü gayet ciddiydi
ne yani ormanın ortasında kaybmı olmuşduk yani
Allahdan akşam değildi
"ya ben sana söyledim dimi doruk peşlerinden gidelim dedim ama. demedimmi?dedimm"
ben onu azarlarken arkadan duyduğum sesle sözlerimi yutmak zorunda kaldım
"Asiye neden geç kaldınız bukadar?"
Aybike bana garip garip bakarken aslında bitek onun değil okuldan bir çok kişinin öyle bakdığını gördüm
tam olarak kamp yerinin hemen yanındaydık
ben yaşadığım ani moral değişikliğiyle durumu idraknetmeye çalışırken doruk kulağıma doğru eğildi ve sadece benim duya bileceğim sesle konuşmaya başladı
"biz bir birimizde kayb olduk Asiye"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AsDor hikayesi
Diversoshayali sahneler mekanı😉 ilk AsDor kitabıdır tüm haklar Aybikenin günlüğünde saklıdır 🤣🤭