Kalkmaya yelteneceğim zaman önümde duran siyah deri ayakkabılar vazgeçmeme sebep oldu. Sesli bir şekilde yutkunduğumda Tanıdık sesin kısık kahkahasını duymuştum.
''Ah, Lalisa Çin sana yaramamış belli ki. Seni daha zeki sanırdım. Bu kadar kolay kurtu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Lalisa yine daldın gittin sanırım."
Baekhyun'un konuşmasıyla iç dünyamdan çıkmayı başardım. Tam yolumuzun üstünde bir kafeye girecekken bir işim olduğu ve üstelik bugün ilk günüm olduğu aklıma gelmişti. Bunu Baekhyun'a söylediğimde anlayışla karşılamış ve çalıştığım mağazayı içinde bulunduran alışveriş merkezinde bir kafeye gelmiştik. Çalışma saatime bir saatten az bir zaman kalmıştı. Bu sürenin kahve içmeye ve asıl görevimi tamamlamama yeteceğini düşünüyordum.
"Evet dalmışım. Bu kafe çok güzelde o yüzden etrafı inceliyordum."
Geldiğimiz kafe gerçekten güzeldi. Mütevazi bir havası vardı. Her tarz insanı görebileceğiniz bir yere benziyordu. İnsanlara baktığımda çoğu gençti. Açıkçası Kim Taehyung ile gittiğimiz kafedense buraya gelmeyi tercih ederdim.
"Ah evet, burası güzeldir. İstersen arada gelebiliriz."
Belli belirsiz kafa salladım. Öyle olmayacaktı zaten. Bu mektubu okursa Irene ile gelecekti.
Siparişlerimiz geldiğinde garson içeceklerimizi önümüze koydu ve kısa bir baş selamı verip yanımızdan ayrıldı. Ben meyve suyu istemiştim. Baekhyun da sütsüz kahve istemişti.
Acil bir plan yapmam gerekiyordu. Buraya sohbet etmeye gelmemiştim. Baekhyun'un bu masadan kalkmasını sağlamam ve bu işe noktayı koymam gerekiyordu.
"Baekhyun, sen hangi bölümdeydin?"
Belli bir sohbet açmak istemiştim. Şüphelenmemesi gerekiyordu. Hem ikimizde sıkılmamış olurduk.
"Edebiyat bölümündeyim. Aşırı sevdiğim söylenemez fakat aldığım puan ve seçeneklerim arasında en iyi bölüm buydu."
Kahvesinden bir yudum içip devam etti.
"Hem sevmeye başladım diyebilirim."
Meyve suyumdan bir yudum içtim ve gülümsedim. Baekhyun telefonuyla mesajlaşmaya başlamıştı. Çantamın içine baktığımda mektubu kontrol ettim. Biraz kırışmaya başlamıştı fakat şuan önemli olan bu değildi. Baekhyun'un çantasında mektubu bulduğunda umarım benim koyduğumu anlamazdı. Gerçi kızlara ilk başlarda bunu sorduğumda içinde yazanları okuduktan sonra benim koyduğumu anlamayacağını söylemişlerdi.
Telefonumu açıp saati kontrol ettim hâlâ zamanım vardı. Meyve suyumu içmeye başladığımda ani bir dikkatsizlik sonucu içtiğim yudum boğazıma kaçmıştı. Öksürmeye başladığımda Baekhyun hızla sandalyeden kalkıp yanıma gelmiş ve sırtıma vurmaya başlamıştı. Öksürüğüm kesilmek üzereyken elimdeki bardağı masaya koymak istemiştim. Tam masaya bırakacakken elimden kaymış ve bardaktaki bütün meyve suyu Baekhyun'un pantolonuna dökülmüştü.
