15

473 42 110
                                    

Yazım hataları varsa affola

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yazım hataları varsa affola. Ayrıntılı kontrol etmedim :)

●●●

Seokjin'in odasına girdikten sonra yol boyunca insanların dikkatini çekmemek için homurdanmaktan başka bir şey yapmayan Jungkook'un sesini yükseltmesini engelleyecek bir sebep kalmamıştı. Kolunu, tutmaya devam eden Hoseok'tan çekip kurtardıktan sonra ellerini saçlarının arasından geçirdi. Sinirini saçlarından çıkarmak ister gibi bir hali vardı.

''Jungkook, biraz abartmıyor musun sence de? Sinirlenmeni gerektirecek bir şey yok.''

Seokjin, Jungkook'u sakinleştirmek amacıyla konuştuktan sonra ona doğru adımlayıp elini omzuna koymak istiyorduki; Jungkook'un konuşmasıyla bir adımdan fazla atmadı.

''Nasıl abartacak bir şey yok hyung!? O kız resmen bizi basıp posta koydu. Söylediği saçma şeylerle bizi özellikle de Taehyung hyung'u nasıl bir duruma düşürdü farkında mısın?''

Nefeslerini düzene sokmaya çalışırken devam etti.

''Sende oradaydın, bizzat gördün. Buna rağmen nasıl bu kadar sakin kalabiliyorsun?''

Seokjin, Jisoo'nun söylediklerini düşündü. Söylediklerinde haklı olduğu belli olmaya başlamıştı. Zira Lalisa'yı tanıdığı kadarıyla durduk yere böyle olay çıkarabilecek bir kız olmadığını düşünüyordu. Bir diğer tarafta da yıllara dayanan dostluğu, kardeşliği vardı. Arada kalmışlık hissetmeye başlamıştı.

''Evet, oradaydım ama bir düşün... Lalisa bunu durduk yere yapacak birine benziyor muydu?''

''Ne bileyim ben! alt tarafı bir kere yemek yedik. Kahin miyim ben? Dıştan bakınca kızı analiz edeyim. Söylediğin çok saçma.''

Konuşma boyunca sessizliğini koruyan Hoseok, duruma el atmaya karar vermişti.

''Jungkook, ileri gidiyorsun. Karşındaki kişi senden büyük, ses tonuna dikkat et.''

Seokjin, Jungkook'un sinirini anlayabiliyordu. Önceki zamanlarda aşık olduğu kadın Jisoo ile bir analiz yapmamış olsalardı, bu durum karşısında bu kadar sakin kalmayabilirdi.

''Ama hyung, Taehyung hyung'a yapılan şey ortada ve kendisi de görmesine rağmen sakin olmamı söylüyor.''

Jungkook, sakinleşmekten iyice uzaklaştığında Seokjin cevap vermesi gerektiğini hissetti.

''Jungkook, sinirini anlayabiliyorum ancak düşün, Jisoo ile size yaptığımız konuşmayı düşün lütfen.''

Jungkook kollarını birbirine bağladı ve sebebi mutluluktan çok uzak olan bir gülümseme sundu karşısındakilere.

''Hm... hangi konuşma?... dur biraz, Jisoo'nun bir şeyler anlattığı ve sende dahil hepimizin dinlediğimiz konuşma değil mi?''

Seokjin, bu duyduğuyla göz devirmeden edemedi.

Passionate Love // TaeLiceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin