Hayatın sıkıcı ve monotondu. Ne çok önemliydin, ne de önemsiz. Ama bir gün esrarengiz bir durumla hayatının tamamen değiştiğini fark ettin. Peki ya değişen tek şey senin hayatın değilse?
Bir anda kendini Marvel evreninde bulan SENİN hikayen.
-
Çok s...
O gün binayı gezmeyi başladığın gibi bitirmiştin. Sam, Steve ve özellikle Bucky'i tişörtsüz görmek sorun değildi. Sorun, onların senin baktığını görmeleri ve dayanılmaz derecede aptalca davranarak kendini utandırmandı. Bu yüzden utanç ve delirme seanslarını herkesten uzak geçirmen için odana çıktın. Biraz utancın geçtikten sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmayı düşündün. Evet, öylesi en doğrusuydu. Hem büyük ihtimalle onlar için hiçbir sorun yoktu bile. Kendini böyle avuturken biri kapına vurdu ve "Bayan (S/A), müsaitseniz size iletmem gereken şeyler var." dedi. Bu bir kadın sesiydi, yaklaştın ve kapıyı açtın. Kumral-kızıl arası saçları olan, uzun boylu, takım elbiseli ve güzel bir kadındı. Samimiyetle gülümsedi ve elini uzattı. "Ben Pepper Potts, Tony Stark'ın kişisel asistanıyım, tanıştığımıza memnun oldum." dedi, sen de uzattığı elini sıktın ve aynı şekilde memnun olduğunu belirttin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Size vermem gereken bir şey var," derken senden onay istediğini fark edip başını hızlıca onaylar şekilde salladın ve kapının önünden çekildin, o da konuşmaya devam etti. "ihtiyaçlarınızı karşılamanız için seçeneklere göz atabileceğiniz bir diz üstü bilgisayar getirdim. Bilmeniz gerekir ki bilgisayardaki eylemleriniz izlenir durumda, ama bu istediğiniz her şeye bakamayacağınız anlamına gelmiyor." tüm bunları söylerken odaya girip bilgisayarı çantasından çıkardı ve masanın üzerine koyup açtı. "Size yabancı gelen bir şey olursa kaydetmiş olduğum e-posta hesabıma mail atabilirsiniz, ama eğer acil bir durum olursa Friday söyleyeceklerinizi Tony'e iletir." dedi ve kapının önüne tekrar gitti. "Ayrıca bilgisayarda kayıtlı olan kart bilgileriyle kıyafet ve özel ihtiyaçlarınızı çekinmeden alabilirsiniz. Ancak sizden tek isteğim telefon ve benzeri iletişim araçları almamanız. Alsanız dahi daha satıcının haberi olmadan iptal edilir." biraz durdu ve unuttuğu bir şey var mı diye biraz düşündü. "Hepsi bu kadar, tekrar etmemi istediğiniz bir şey var mı?" dediğinde kafanı hayır anlamında sallayıp teşekkür ettin. Arkasından ona iyi bir gün dileyip kapıyı kapatırken sonunda dikkatini dağıtacak şeyi bulduğun için mutluluktan havalara uçacaktın.
Akşam yemeğine kadar olan tüm vaktin bilgisayarın her yerine bakarak, internette olan her şeyi kendi dünyandakiyle karşılaştırarak geçti. Aslında alışveriş de yapmak istemiştin ama kendi dünyanda alıştığın hiçbir marka burada yoktu. Hatta Google diye bir arama motoru da yoktu, onun yerine farklı çok kullanılan hiç duymadığın bir motor kullanılıyordu. İnternette "kıyafet satın al" "iç çamaşırı satın al" "ayakkabı satın al" gibi başarısız aramalarından sonra Friday'in uyarısıyla yarım saat sonraki akşam yemeği için bilgisayarı kapattın. Kapattığın anda sabahki olaylar aklına geldi ve istemeden kızarmaya başladın. 'Umarım yemekte gördüklerim aklıma gelmez.' diye düşünürken üstünü değiştirdin ve aşağı indin. Etrafta kimse yoktu, biraz erken indiğini düşünerek masaya oturmak istemedin.
Masada henüz kapakları açılmamış pizza kutuları vardı, sanırım aralarında yemek yapmayı bilen az kişi vardı ya da aslında sadece sen olduğun için aynı masada yemek yiyorlardı. Buzdolabına ilerleyip bir şişe su aldın ve mutfak taşına yaslanıp suyu yudum yudum içerek zamanın geçmesini bekledin. O sırada Nat geldi ve sana selam verdi. Senin yanındaki muslukta ellerini yıkamaya başladı. "Sabah verdiğin bilgilere uygun birkaç şey bulduk ama bunu sana söylemem için biraz daha beklemen gerekebilir, emin olmadan kafanı karıştırmak istemiyoruz." dedi. Bunu söylediğinde Fury'le beraber çalıştıklarını anladın. "Aslında Tony ve Wanda'yla bu işi çözebileceğimizi düşünüyorum." derken masaya oturmaya gitti. Tam 'nasıl?' diye soracaktın ki odaya Tony, ardından da Bucky girdi. Selam verirken istemeden gözlerini kaçırdın ve içinden kendine kızdın. Masaya oturdular ve sen diğerleri gelene kadar bekleyecektin ki Tony diğer herkesin işinin çıktığını söyledi.
