Uçuyormuş gibiydin. Bütün bedenin sen hareket etmeden havada süzülüyordu. Gözlerini açtığında karanlık ve derin bir deniz ya da su birikintisinin içinde olduğunu fark ettin. Yukarıda dışardan gelen ışık hüzmelerini görebiliyordun, hemen oraya yüzebilmek için kollarını hareket ettirmeye başladın. Gözlerini açmadan önce nefes alabiliyordun ama şimdi tuttuğun nefes git gide tükeniyordu. Ne kadar çırpınsan da ayağından seni çeken bir şey olduğundan yukarı çıkamıyordun. Çığlık atmaya başladın, ağzından çıkan tüm havayla beraber boğulmaya da başladın ama bu son bulmuyordu. Ölmüyordun, sürekli boğuluyordun. Aşağıya baktığında metal bir kolun bacağından seni çektiğini gördün ve her şey tekrar karardı.
Şiddetli bir şekilde uyandığında ilk yaptığın şey nefes almak olmuştu. Dolu dolu nefes alırken dizlerini kendine çekip kafanı kollarının içine gömdün ve sessizce göz yaşlarını sildin. Hala boğuluyormuş gibi hissediyordun. Sırtında bir el hissettiğinde ürkerek baktın. Kel ve koyu renk kıyafetli biri sana endişeli şekilde bakıyordu. O an etrafına bakmak aklına geldi. Strange dedikleri adam, Tony ve Bucky sana bakıyordu. Oldukça antika görünen koyu renkli bir odadaydınız. Bir yer yatağında yatıyordun ve etrafında hoş kokulu tütsüler vardı. Sarılı kişi sana gülümsedi ve "Kabus görmüş gibisin." dedi. Sen sadece kafanı sallayıp iyi olduğunu belirten bir yüz ifadesi yaptın. Strange eli çenesinde sana doğru geldi ve elini uzattı.
"Kendimi düzgün şekilde tanıtmadım, ben Doktor Strange." dedi. "(S/A), memnun oldum." diyerek gülümsedin. Soğuk birine benziyordu. "Ne düşünüyorsun Antik?" dediğinde bunu kel kişiye dediğini anladın. Antik ellerini arkada bağladı ve "Bir sorun var." dedi.
"Aydınlandır bizi." Strange oldukça soğukkanlı görünmesine rağmen nedense aynı zamanda gergin görünüyordu.
"Zihnindeki engeli yaratan büyü kaosun hiçbir türüne ait değil." dediğinde sana yaklaştı ve baş parmağıyla alnına bastırırken "Nefesini ver." dedi. Sen de içindeki nefesi verirken yine o korkunç baş ağrısı saplanmaya başladı. "Ruhunu bedeninden ayıramıyorum."
"Bunu yapan kişi her kimse kara büyü kullanmış orası kesin." diyen Tony'e baktın, o da biraz endişeli duruyordu. Antik Tony'nin dediğine başını salladı ve senin gözlerine bakarken konuştu. "Ruhu olan herkes astral dünyaya geçebilmeli. Bu dünyada ruhunun olduğu açık ama diğer dünyada çoktan ölmüş olabilirsin. Bu da demek oluyor ki..." dedi ve iki eliyle bir çember oluşturarak içinden hançer çıkardı.
Strange "Dur-" diyerek öne atıldı ama Antik çoktan hançeri sana saplamıştı. Kalbindeki hançere ve Antik'e şaşkınlıkla bakarken vücudundaki tüm kan akışını hissetmeye başladın. Her yerin yanıyordu, özellikle hançerin saplandığı yer. Kalbinin atışını kulaklarında hissediyordun, çok acıyordu. Sana çok uzun gelen 3 saniyeden sonra Antik hançeri çıkarıp seni başının arkasından tutarak yatırdı ve saçlarını okşadı. Göz yaşların dökülürken etrafına baktın, herkes bir anlık şoktan sonra hareketlenmeye çalışmıştı. Tony çoktan zırhının kol kısmını giymişti, Bucky de sana doğru koşmaya yeltenmişti ama Strange onları durdurmaya ve bir şeyler demeye çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIŞ Bucky Barnes x Reader (Türkçe)
RomanceHayatın sıkıcı ve monotondu. Ne çok önemliydin, ne de önemsiz. Ama bir gün esrarengiz bir durumla hayatının tamamen değiştiğini fark ettin. Peki ya değişen tek şey senin hayatın değilse? Bir anda kendini Marvel evreninde bulan SENİN hikayen. - Çok s...