𝕊𝕖𝕔𝕥𝕚𝕠𝕟 𝟠

3.5K 229 370
                                    

-"Erkan!Saatlerdir neden okuldaydın sen?Şu sağanakta kavga çıkarmak için mi bekledin?"

+"Bu kaçıncı okula çağırılışım Hürkan!Müdürün yüzüne dahi bakamıyorum artık.Herkesi anladım da Erkan'la nasıl kavga edebilirsiniz?Üstelik okulda,öğretmenlerinin yanında mı?Bugün ne oldu size böyle?"

Eve varana kadar söylenmeye devam ettiler.Nedeninini asla sormamaları,tek önemsediklerinin okulda iyi geçinmemiz olduğunu doğruluyordu.Sürekli Hürkan'ın kollarına baksam da,saati göremiyordum.

Araba durunca kapı önümden açıldı,yağmur hala yağsa da yavaşlamıştı.Bizden önce inen Fatih abi,ikimizi yan yana getirmek için kollarını omuzlarımıza attı.

-"Siz ikiniz sorunlarınızı biz dönene kadar çözmüş olun."

Araba tekrar arkamızdan kapandı.Hürkan yüzüme bile bakmadan eve doğru ilerlemeye başladı.Anahtarlar ondaydı,demek ki annemlerin bir yere gideceğini önceden biliyordu.Kafamın içindeki suçluluk hissi asla susmuyor,özür dilememi istiyordu.

Kapıyı açınca çantasını koltuğa atarak mutfağa gitti.Bir yandan telefonla konuşuyor,bir yandan da buzdolabına bakınıyordu.Görmemezlikten geliniyordum.Ona baktığımı biliyordu,evin içinde yaptıklarını tek tek izliyordum.

Üst kata doğru çıktığında peşinden gitmek istedim.Ama kendimde o kadar gücü bile bulamayınca,yere yığılıp sarmaşıkların arasına girdim.

Ve yine ağlıyordum.Tanrı da bana yağmurla eşlik ediyordu.Yokluğu yüreğimi o kadar yakıyordu ki,Tanrı'nın gözyaşları bile dindiremedi.Aldığı nefes bu kadar ağır gelebilir miydi bir insana?Ya da nefes alırken onu boğabilir miydi?

Sahi kaç saattir uzanıyordum burada,bakmadım.İnsan düşüncelere dalarken zaman kavramını yitiriyormuş.Gözlerimi araladığımda üst kattaki renkli ışıklar sürekli değişiyor,kapalı perdenin arkasındaki çocuğun gölgesi havada süzülüyordu.

Belki de onu öpmeliydim,tekrar.Ama bu sefer,duygularımdan saklanıp geri çekilerek değil de,nefesim kesilene kadar.

Güçlükle kalktım yerimden.Beni boşlaması canımı yakıyordu.Buna bir son vermesi için odasına çıktım.Kapıyı açınca müzikten gelen piyano sesleri kulaklarımı doldurmaya başladı.Duyduğu seslerle telefonu kapatıp iç çekti.Elindeki içeceği masasına bırakarak arkasını döndü.

Gözleri hiçlikle bana bakıyordu.Hala ıslak saçlarını karıştırdı,bakışlarını üstümden asla ayırmıyordu.Her ne kadar berbat hissetsem de,artık konuşmanın vakti gelmişti.

+"Hürkan,özür dilerim."
-"Ben sanmıştım ki," yanıma doğru yaklaştı.Aramızdaki mesafenin azalması hoşuma gidiyordu.
+"Bir şey söylemene gerek yok."
-"Bu özürü beğenmedim,belki başka yollarla deneyebilirsin."

İma ettiği şey ile gülümsedi.Ben de sweatinden tutup dudaklarımı dudaklarına bastırdım.Başta şaşırsa da,karşılık vermeye başladı.Aşağıdan annemlerin sesini duyunca geriye çekilerek bu anı bozmak zorunda kaldım.

Kapıyı açıp kendi odama doğru gidiyordum ki,Fatih abi beni durdurdu.

+"Erkan,nasıl düzeldi mi aranız?"

Hürkan açık kapının arkasından sırıtıyordu.

-"Düzeldi baba,bozulmamıştı zaten."
+"Güzel o zaman.Gelin akşam yemeği yiyelim beraber,ne zamandır birlikte oturamıyoruz."

Kafamı salladım.Üstümü değiştirip saçlarımı kuruttum ve aşağıya indim.Herkes sofrada beni bekliyordu.Yanlarına gidince selam vererek boş olan tabağın önüne oturdum.

Step Brother || PorgolaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin