02

27 2 2
                                    

Hatice demiştik değişik kız. Gerçi o da haklı bir yerde ben izin vermiştim yanıma oturmasına ama yine de Aylinle şaşkın şaşkın bakışlarımızı gizleyemedik. Hemen kızın yanında belirdik.

-Haticeciğim burası benim sıram.

-Aylinciğim ben kaç gündür burada oturuyorum.

Ben olanları hala anlayamıyordum. Hızlıca çözüm yolları düşündüm.

-Haticeciğim öne Yaşar'ın yanına geçsen?

-Ben önde oturamıyorum kusura bakmayın...

Pardon da Hasanla önde otururken bir problem yoktu.Geçmedi ya değişik.Hoca geliyormuş. Herkes içeri girmeye başladı.Hasanın yanı boş. O da yerini değiştirmiş. Nergisle Özgenin ön sırası sıkıcı geldi herhalde. Her neyse kızlara döndüm:

''Tamam siz burada kalın. Ben Hasan'ın yanına geçiyorum. Sonra şu yer meselesini ayarlarız.''

Sonra usulca Hasan'ın yanına gidip:

-Sıram işgal altında. Yanına gelebilir miyim?

-Tabi gel gel.

Dediğim gibi değişiklerle dolu bir okul. Arkadaki arkadaş sağolsun iki kelimesinden biri küfür. Nadir küfür etse sıkıntı değil de işte... Bir anda arkama dönüp:

-Pardon ya bu kadar çok küfür etmesen?

Alp gülmüştü.

-Ahaha kız haklı kanka.

-Ya ne yapayım dilime yerleşmiş artık. Hem küfür bir hayat tarzıdır.

-Ya tabi ne demezsin..

***

Ah eskiler... Bir sene öncesi dahi eski olduğunda özlüyor insan. Eski okuluma gitmek için erken kalktım. Uzak bir okuldu. Bir saat mesafesi vardı. Öne metroya daha sonra minibüse bindim. O minibüste dinlediğim müzikleri,yoldaşımla yaptığımız dedikoduları,şebekliklerimizi hepsini çok özledim. Bir an gözlerim doldu. Okuldan ayrıldığım zaman geldi aklıma. 

Kantinden yukarı çıkıyorduk. Babam aradı.

'' Hadi hayırlı olsun. Naklin kabul edilmiş.''

'' Şaka mı?''

''Yok değil. Şimdi aradılar. Sana söylemediler mi?''

''Yok. Hayır.'' derken sesim titremeye başlamıştı. O an merdivene oturup ağlamaya başladım. İnsan sevdiklerinin yanından ayrılırken üzülür. Öğretmenlerini dahi sevdiğim bir okuldu. Sonra bir baktım ki 7 kız tuvalette ağlıyoruz. Hepsini ayrı ayrı çok seviyorum gerçekten.

Psikoloji dersi vardı. ''Nasılsa naklim alınmış.'' diyip öyle bir hakkım olmamasına rağmen derse girmeme kararı almıştım. Sonra paşa paşa derse girmiştim.

O gün aksine daha çabuk geçti sanki. Ayrılık bu kadar çabuk gelmemeliydi. Bir daha bu kadar güzel arkadaşlar bulamayacağımı biliyordum. Bulamadım da zaten.

Yoldaşımla bütün yol boyunca ağlamıştık. Bizim bir şarkımız vardı. '' Du Hast ''. Ben başlarda o şarkıyı hiç sevmezdim. Ama o sevdirmişti.

Şimdi bu yolları tek başıma gidiyorum. Neyse ki varmaya az kalmış.Hep yanlış yerde ineceğim diye korkuyorum. Ben ki metrodan indikten sonra hep yanlış taraftan çıkan bir insanım. Resmen kendime tembihliyorum. '' Bak Leyla sağa döneceksin.'' Evet bu durumlarda sağımı ve solumu karıştırdığım olur.

'' Müsait bir yerde inebilir miyim?''

Kapı açıldı. Yaklaşık 15 dakika yürüme mesafesi var. İçimde bir sevinçle yürüyorum. Böyle her adımda mutluluk var. Ayıp olmasın ilk önce müdürleri ziyaret etmek gerek diyerek müdürün kapısını tıklattım.

'' Gel.''

'' Merhaba. Nasılsınız efendim?''

'' Aa Leyla kızım hoşgeldin. Sen nasılsın?'' dedi yüzünde bir tebessümle.Dediğim gibi çok sevimli bir okuldu.

''İyiyim efendim teşekkür ederim.''

''Yeni okulun nasıl? İyi mi? Alışabildin mi?''

'' Mecburen alıştık. Başta biraz sıkıntı oldu ama şuan bir sorun yok. ''

''Buradan giden bütün öğrenciler öyle diyor. '' derken teneffüs zili çaldı.

'' Neyse sen git arkadaşlarını gör. Hadi kendine iyi bak kızım.''

'' Siz de kendinize iyi bakın efendim. İyi günler.''

'' Bu arada derslere de gir bak. Gitmemişsin bugün okula.''

'' Teşekkür ederim.'' diyerek çıktım odadan. Hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim. Çok fazla bir şey değişmemişti. Sınıflar sadece üst kattaydı. Sınıfın kapısında bekledim. Çıkan arkadaşlarım teker teker '' Hoşgeldin'' diyorlardı güler yüzle. Sevildiğimi hissediyordum. Bütün günüm gerçekten çok güzel geçti. Derslere girdim. Eski sıra arkadaşımla aynı sıraya oturdum tekrar. Aynı kavgaları ettik. Fazlasıyla hastet giderdik.

Çıkış zili çalmıştı yine. Ayrılıklar neden bu kadar erken geliyor anlamıyorum. Hep sevdiklerinin yanında kalmayı isterken evren adeta '' Hadi işine git.'' diyordu. Sevmediğim insanların yanına gitmek her gün ayrı bir zor.

Gitme vakti geldi. Kocaman sarıldım sevdiğim insanlara. Sonra servis şöförü İsmail abinin yanına gidip elini öptüm. ''Bugün de götürür müsün beni?'' dedim sevimli bir dille. '' Tabi kızım '' dedi. O da sevinmişti belli ki. Servise bindim. Eski yerime yoldaşımın yanına oturdum. Muhabbetler hala aynıydı. O bir saatlik yol yine kısa sürdü. Hayat sevdiklerimizle daha güzel.

Ama Aylinciğim pazartesi beni bekler...

HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin