Hiç böyle bir şey beklemezdim. Birisi gelsin beni sevsin benden habersizce. Kendimi o kadar önemli görmüyordum halbuki. Kimse beni sevmezdi. Kimse beni önemsemezdi. Normal bir insandım işte.
Tweetten sonra uyumuştum. Zaten birazda rahatsızdım. Sıcacık yatağımda uyandığımda her şey aynıydı. Alp mesaj atmış.
'' Henüz son sözünü duyamadım.'' Bunu anlamak için resmen 5 dakikamı ayırmıştım ama anlayamadım. '' Pardon?'' demekle yetindim sadece.
'' Bugün aldığı bir haberden dolayı üzgün olan birinin son sözü?''
''Bilmece gibi konuşma...''
'' Anlaman gerek.''
'' Her neyse sen öt bakalım. Kimmiş o kız?''
'' Anlamıyorsun hala.''
'' Sen daha bize bile açılamıyorsun ki. Kıza mı açılacaksın?''
'' Gerçekten hiç mi anlamadın seni sevdiğimi?''
Bu son mesajı anlamam 2 sene sürdü. Gerçekten hiç anlamamıştım. Tüm hareketleri arkadaşça geliyordu. Belki de ben öyle görmek istediğim için öyleydi. Sınavlarda bile bir tek onu rakip olarak görürdüm. Azıcık ineğimsi biriydim evet ama onun notları benden daha yüksekti. Neyse konumuz bu değil.
'' Ben mi?''
'' Evet sen. Şimdi son sözünü duyabilir miyim?''
'' Kimler biliyor bunu?''
'' Kimse. İstersen konuşmayalım.''
'' Evet konuşmayalım.''
Bu kadar sert davranmak hiç hoş değildi belki de ama bir anda olmuştu. Uyku sersemiydim ve rahatsızdım. Düşünemiyordum yani. Bir anda ağlamaya başladım. İnsan sevildiğini öğrendiği için ağlar mı? Ben ağladım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sınıftan kimseyle olmaz diye kendime verdiğim bir sözüm vardı ve kendime verdiğim sözleri tutamazsam başkalarına verdiğim sözleri nasıl tutabilirdim ki? Konu kapanmıştı görünürde. İçeride bir yara bırakarak sustum. Sustuk.
**
Okula gittiğimde kızlara olayı nasıl anlatacağımı bilmiyordum. Zaten düşünmeme gerek kalmadı. Hemen öğrenmişler olanı.
Sınıfa girdiğimde kulağında kulaklık kafasını sıraya koymuş biri vardı karşımda. Şimdiye kadar üzgün görmediğim biri. Gerçekten üzmüştüm. Üzülmüştüm de. Ama önemli olan oydu. Herkes karşıma onun için geçiyordu. Kimse olaya benim açımdan bakmamıştı.
Kızlara olayları olduğu gibi anlattım. Aylin benim yanımdayken Nergis ve Özge Alp'in yanındaydı. Onlar da haklıydı. Kaç senelik arkadaşları tabi ki onu teselli edecekler.
Birkaç gün bu sessizlik durdu. Nergis ve Özge ile eskisi gibi değildik. Resmen roller değişmişti. Düşman kesilmiştik birbirimize. Bir gün beni kantine çağırdılar.
-Leyla bir gelir misin? Az oturup konuşalım.
-Tabi.
İyice arayı bozmaya niyetim yoktu aslında.
-Neden böyle oldu?
-Nasıl?
-Böyle işte. Çok üzülüyor görmüyor musun?
-Ben üzülmüyor muyum?
-Ya şimdi ne güzel hep beraberdik. Sence bundan sonra da olabilir mi öyle? Ayrı gayrı çok güzel mi olacak?
-Neden tek suçlu benmişim gibi davaranıyorsunuz? Sınıf arkadaşım o benim. Bir yardıma ihtiyacı olsa yine gider yardım ederim. Bir problem yok.
-Konuşmak istiyor seninle. Yine reddedersin diye korkuyor.
-Dediğim gibi sınıf arkadaşım. Benim için bir problem yok.
Böyle şeyler olacağını bilsem fısıldamazdım Aylin'in kulağına. Sordurmazdım kim kim diye. Hayat işte. Zorlu...
Daha ne kadar böyle giderdi bilmiyorum. Yakında birinci dönem bitecek. Tatil girecek araya. Bir şeyler değişir elbet.
Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Okulu ilk kez sevmeye başlamışken yine soğuyacaktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayat
RomanceO sınıfa ilk girdiğimizde ikimizde ne yaşayacağımızı bilmiyorduk. Her şey bir anda olmuştu. Onun oturduğu sıranın önünde bulmuştum kendimi. Muhabbetler güzeldi. Sürekli güler eğlenirdik. Ta ki o güne kadar... Önce fazlasıyla nefret ettim. Sonra se...