04

31 1 0
                                    

Artık arkadaş grubumuz iyice oluşmuştu. Aylin ve Nergis fazlaca meraklı kişilerdi zaten.

Facebook'ta gezinirken Alp'in yazmış olduğu bir yazı gördüm. : " ben senin imkansızlığını sevdim." Ben öyle çok meraklı gözükmeyi sevmezdim. O yüzden yarın Aylin'e anlatmam gerekiyordu.  Şimdi gidip Alp'e "Oo bu kim bakalım? " diyemezdim. Sanki hissetmiştim olacakları.

**

-Ayliin... Çok ilgini çekecek bir şey gördüm.

Aylin facebooku dondurmuştu yakın zamanda. Görmesi biraz zordu.

-Ne gördün kız?

-Alp ne yazmış biliyor musun?

-Ne yazmış?

-Söylemesem mi acaba?

-Çatlatma adamı haydii!!!

-Ben senin imkansızlığını sevdim.

-Sana mı?

-Hayır be. Duvarına yazmış işte dememle Aylin soluğu Alp'in yanında aldı.

Neler konuştular tam olarak bilmiyorum. Ama merakla bekliyorum. Yalan değil. Aylin'in dediğine göre hiç bir şey söylemiyordu. Tabi böyle bir karmaşa Nergis'in gözünden de kaçmadı.

-Neler oluyor burada?

-Hiç ya Alp birini seviyormuş da.

Bunu söylerken pişman olacağımı bilsem kesinlikle söylemezdim. Nergis duyduğu gibi Alp'i sıkıştırmaya başladı. O gün olayın sonucunu alamadık. Beyefendi bir türlü söylemedi.

Akşam facebookdan ben de yazdım. Dayanamadım.

-Hmm... Birileri var demek.

-Var ile yok arası aslında. Sağ ol bu arada.

-Sebep?

-Aylin ile Nergis'

i üstüme saldın ya.

Adeta haberim yokmuşcasına:

-Yok artık!

-Ne yok artık. Tam tersi var artık. İki tane bela var başımda. Her neyse. Sen nasılsın?

Sonrası gayet normal muhabbetler..

**

Olaylar nasıl bu hale geldi bilmiyorum. Sürekli bir koşuşturmaca var. Alp'in yanına bir Nergis gidiyor bir Aylin. Aylin de bana hiç bir şey söylemiyor.  Özgeye soruyorum. Kızın ağzı var dili yok adeta ve bu durum benim hiç hoşuma gitmiyor.

Altı üstü çocuk birini seviyor. Dünyanın en güzel şeylerinden birini hissediyor diye bu kadar karmaşa çıkmaması lazımdı.

Ah biz kız milleti. Merakımızla her şeyi berbat edebiliriz. O güç var bizde inanıyorum. Hatta kendimizi bile meraktan öldürebiliriz. " Ay meraktan ölürüm bak! Ne olur söyle..." diye yalvarmalar boşuna çıkmamış sanırım.

Artık takip etmekten çok sıkıldığım için biraz kabuğuma çekilmeye karar verdim.Ama buna kimse izin vermedi.

Okulun sonuna doğru ağrım oldu. Ders dahi dinleyemedim. O gün yine bu muhabbetler oldu. En sonunda kızdım. "Yahu bırakın söylemiyorsa söylemesin..." Bence haklıydım. O an muhabbet kapandı.

Çıkışta Aylinle gidiyoruz. Telefonunu bir anlık bana verdi. Ayakkabılarıyla uğraşıyordu. Bende elimde kalmasın diye cebime koydum. Nereden bilebilirdim ki bir telefon başıma bela olacak. Telefonu bende kalmış. Evde fark ettim.

İçimdeki kurt içimi kemiriyor resmen.

MESAJLARA BAK! MESAJLARA BAK! Diye bağırıyor.

Kurtun dediğini yaptım. Bir de ne göreyim? Aylin Orhanla barışmış. Benim bundan haberim yok!

Soğuk kanlılıkla kardeşini aradım.

"Canım ablanın telefonu bende kalmış haberiniz olsun." Dedim. Sonra da bir tivit çaktım ve uyudum.

"En yakınım dediklerim bile benden bir şeyler saklıyorsa yazıklar olsun!"

HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin