Jim'i sarsan şey altındaki çocuğun kim olduğu değildi. Hatta bu umrunda bile değildi. Onu asıl sarsan şey az önce neredeyse bir insan öldürüyor olmasıydı. Ne zaman böyle biri olmuştu ? Ne zaman tereddüt etmeden insan öldürecek kadar canileşmişti ? Hayır, belki de hep öyleydi.
Onu kendine getiren şey altındaki çocuğun gülüşüydü. Öyle içten bir kahkaha atmıştı ki Jim ürkmüştü.Sonra herşeyin farkına varmıştı. Az önce bir insan öldürecek olduğunun.
Nefes alıpverişi sıklaşırken elindeki bıçağı attı ve geriledi. Büyük ihtimalle karşısında iki tane potansiyel düşman dururken bu yaptığı salaklıktı ama umrunda değildi.
Yerdeki çocuk pis sırıtışının ardından konuştu:
"Selam Marco." dedi. "Uzun zaman oldu."
Jim kafasını kaldırıp Marco'ya bakınca çocuğun şokta olduğunu anladı. Boş boş ve tek bir noktaya -yerdeki çocuğun suratına- bakıyordu.
"H-hayır." dedi "S-sen öldün."
Çocuk doğrulurken konuştu:
"Ne kadar zaman geçti ? Bir buçuk yıl oldu sanırım ?"
Marco'nun kafası karışmış görünüyordu.
"Dale öldüğünü söyledi."
Çocuk konuşurken ona yaklaştı. Marco'yu duymamazlıktan gelmeye kararlıydı.
"Hala hayatta olmana şaşırdım dostum. Ben olmadan ölürsünüz sanmıştım."
"Hiç bir şey olmamış gibi konuşmayı kes!" Bağıran kişi Flint'ti. Ellerini yumruk yapmış ve öfkeyle soluyordu.
Çocuğun bakışları ciddileşti, sesi buz gibi oldu.
"Ne zaman böyle oldun Flint ?" dedi. "Daha dün korkudan altını ıslatıyordun."
Flint kızardı ve bakışlarını yere indirdi. Daha da öfkelenmiş görünüyordu.
"Demek gerçekten sensin." dedi Marco. "Bunca zaman neredeydin ?"
"Acele etme dostum."Çocuk ellerini iki yana açmıştı. "Diğerlerinin yanına gidince herşeyi anlatırım. İki defa anlatmak istemiyorum."
Marco şoku atlatmış gibi görünüyordu:
"Sana başka kimsenin olduğunu söylediğimi hatırlamıyorum." dedi.
"Hadi ama." diyerek yanıt verdi çocuk. Ellerini daha da açtı. "Altı tane çocuğu hayatta tutabileceğini düşünüyorum."
"Artık 5 kişiyiz." dedi Flint başını yerden kaldırmadan.
"Şu çocuk da dahil mi ?" İşaret parmağı yerde oturmakta olan Jim'i gösteriyordu.
Jim, kimsenin konuşmasına fırsat vermeden ayağa kalktı ve çocuğa doğru yürüdü.
"Sana neden kaç kişi olduğumuzu söyleyelim ?" dedi. "Az önce beni öldürmeye çalıştın."
"Ben mi öldürmeye çalıştım ?" dedi çocuk yüzünde sahte bir şaşkınlık vardı. "Kafama bıçağı saplamaya çalışan sendin."
Jim dişlerini sıktı. Tam cevap verecekti ki çocuk devam etti.
"Hatta kaçmasaydım neredeyse bunu başarıyordun." Parmağı ile omzunun altındaki yarayı gösteriyordu. Yaradan hala kan sızıyor ve çocuğun koyu renk tişörtünü ıslatıyordu.
Marco dönüp Jim'e baktı. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Jim işaret parmağını çocuğun göğsüne doğrulttu. "Bana o saldırdı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyanın Sonu: Hayatta Kal!
FantasyUyandığınızda hiç birşey hatırlamadığınızı düşünün.Hiç bir açıklama yapmadan sizi öldürüp öldürmemek için tartışan bir grup insan düşünün.Dışarının korkunç olduğunu ve kaçmanız gerektiğini, dünyanın tamamen değiştiğini ve bütün bunların arasında hay...