Reki'nin geliyor olduğunu görünce derin bir nefes alıp gözlerini ona dikti. Çocuk ayağını yere koyup kaykayını durdurmuş, çatallaşmış sesiyle "Günaydın." diye mırıldanmıştı.
"Günaydın."
Yokuştan indiklerinde düzlükte olup yavaş gitmelerini fırsat bilerek boğazını temizledi ve Reki'ye baktı Langa.
"Dünkü yarışta Joe kazandı." Demek istediği şey bu değildi aslında ama bir anda konuya giremeyecek gibi hissetmişti.
"Öyle mi? Tahmin etmiştim." diye yanıtladı onu sanki haberi yokmuş gibi.
"Reki."
"Hm?" Omzunda çocuğun elini hissedince gözlerini yerden ayırıp ona çevirdi.
"Sorun ne?" Meraklı ve endişeli sesi Reki'nin kendine kızmasına neden olmuştu. Langa kendisini böyle önemserken o onu kıskanıyordu...Hiç iyi bir arkadaş değildi cidden.
"Bir sorun yok." dediğinde Langa sesli bir nefes verip "Hadi ama Reki! Buna inanacağımı düşünüyor musun cidden?" diye yakındığında Reki gözlerini tekrardan yola çevirmişti.
"Seninle ilgili bir şey yok."
"Bana anlatman için benimle ilgisinin olması gerekmiyor. Bir sorunun olduğunda bunu beraber çözemeyeceksek arkadaş olmamızın anlamı ne?"
"Langa gerçekten, önemli bir şey değil. Boşver lütfen."
"Seni üzen her şey önemli. Boşvermemi söylemek yerine ne olduğunu anlat."
Reki yolun ortasında aniden durmuş, titreyen dudaklarını birbirine bastırmıştı. Nasıl söyleyebilirdi ki böyle bir şeyi. Nasıl 'seni kuskanıyorum Langa.' diyebilirdi ki.
Bir şey söylemeden rahat bırakılmayacağını bildiği için kıskançlık kısmını es geçip kendine yüklendiği kısmı anlatmaya karar verdi. Ama bu çok sürmemişti.
"Ben..." Her ne kadar anlatmaya karar vermiş olsa da istemiyordu. İstemediği için de yapamayacaktı. "Boşver Langa."
"Reki!" Çocuk bir anda kaymaya başlayınca Langa seslenmekten başka bir şey yapamamıştı. Çocuk hızla uzaklaşırken bağırmasına bir yanıt vermediği için oflayıp kaykayına çıkarak yavaşça ilerlemeye başladı.
İki bölüm çünkü canım istedi