12

1.2K 104 116
                                    


Öpüşmelerinin ardından yaptıkları konuşmadan sonra Reki'nin kız kardeşinin gelip kapıyı kırarcasına tıklatması ve girmekte ısrar etmesiyle Langa gitmesinin mantıklı olacağını düşünerek çocuğa doğru düzgün bir veda bile edemeden çıkmıştı evden ama sorun yoktu çünkü mesajlaşacaklardı eve gittiğinde. Bu yüzden de fazlasıyla hızlı gitmişti zaten. O girdiğinde annesi salondaydı, neler olduğunu merak ettiği için hemen gitmesine izin vermemişti çocuğun. Langa da ona öpüşmeleri dışında olanları anlatmış ve odasına kaçmıştı hemen. Reki de onun yazmasını bekliyordu.

Reki

Annemle konuşuyordum o yüzden yazamadım

Sorun değil

Kalkıp toparlandım ben de 

YANİ DAHA İYİSİN

Hm hm

Aslında çok da farklı değildi. Evet şu an mutluydu ama şimdi ağlayacak başka bir şey bulmuştu kendine. Gerçi, gözyaşları doğru düzgün akmıyordu artık. O kadar ağlamasının üzerine normaldi böyle olması.

Onun geri yazmasını beklediği birkaç saniyede bunu düşünüp kızmıştı kendine. Langa'nın onu sevdiğini öğrenmişti, öpüşmüşlerdi, uzunca sarılmışlardı. Gayet de mutluydu bu yönden, diğerini şimdilik göz ardı edebilmek istiyordu ama bu sefer de Langa daha farklı şekilde giriyordu işin içine. Bundan öncesinde Langa imrendiği, daha doğrusu kıskandığı biriyken şimdi onun beceriksizliğini zamanla fark edip ona olan bakışının değişeceğinden korkuyordu.

Langa bir şey yazmayınca (diyecek bir şey düşünüyordu hâlâ) tekrardan yazmaya başladı Reki.

Şey

Uyuyacağım

Çok yorgunum 

Tamam 

İyi uykular Reki

Ve şey

Seni seviyorum

Reki yüzünde oluşan gülümsemeyle telefona bakarken sesli bir nefes verip yanıtladı çocuğu.

Ben de seni seviyorum

..

O kadar uyumasına rağmen hiç uyumamış gibi hissediyordu. Gözleri hem şişmişti hem acıyordu. Bir gün daha dayansa haftasonu olacaktı ama istediği bugün olmasıydı ve maalesef ki değildi.

Annesinin zoruyla yaptığı kahvaltıdan sonra eşyalarını alıp çıktı ve yere koyduğu kaykayını tek ayağıyla tutup durdu biraz. Çocuğun yanına kötü bir hâlde gitmek istemiyordu. En azından gülümsemeliydi. Ki zaten mutlu olacaktı onu gördüğünde, ama bunu yansıtamayabilirdi düzgünce.

Yokuştan hızla inerken ileride onu bekleyen çocuğu gördüğünde derin bir nefes aldı. Biraz heyecanlıydı da, nasıl olsa sevgili olmuşlardı. 

"Günaydın!" Çocuğun önünde durup "Günaydın" diye cevap verdikten sonra gülümseyip bir anda kollarını doladı boynuna. O gittiğinden beri tekrar sarılmak için bekliyordu ve şu an utanıyor olsa bile bunu yapmaktan geri durmak istememişti.

Ayrıldıklarında Langa kıkırdayarak "Şimdi mükemmel bir sabah oldu." diyerek elini tutmuştu sevgilisinin. "Böyle kaymak ister misin?"

"Olur."

Daha önce bir hareket denerken de yapmışlardı bunu, o yüzden zor olmamıştı. Yürüyen diğer öğrencilerin arasında böyle kaymak garip oluyormuş gibi gelse de bırakmak zorunda oldukları yere kadar bırakmamışlardı.

Okulun yakınına geldiklerinde Langa durmalarını söylemiş, kaykaylarını ellerine aldıklarında çocuğu yolun dışına çekmişti.

"Langa-"

"İki dakikalığına boş bir yere geçmeliyiz." dediğinde Reki bunu neden istediğini anladığından dolayı istemsizce hafif bir utançla gülümsedi.

Çok uzak olmayan köprünün alt tarafına geçtiklerinde Langa bir anda çocuğu belinden tutup kendine çekmiş ve dudaklarını birleştirmişti. Öpme isteğine karşı gelememişti ve gelmek de istememişti doğrusu. Neden artık onu öpebilecekken isteğine karşı koyacaktı ki?

Reki nefessiz kalıp geri çekilene kadar Langa onu sıkıca tutup vücutlarını ayırmayıp ona dokunduğu her saniyenin tadını çıkarmıştı. Ayrıldıklarındaysa parmakları dudağıyla oynarken "Böyle bir anda yaptığım için afedersin, dayanamadım da.." diye mırıldandı.

Yüzündeki çocuksu ifade Reki'yi güldürürken (olacağını sanmasa da gerçek bir gülüştü bu) "Anlıyorum merak etme." diyerek rahatlatmıştı onu. "Ben de istiyordum."

"O zaman biraz daha kalabiliriz." 

Tekrar birleştirdikleri dudakları uyum içinde hareket ederken Reki elini çocuğun saçlarından geçirip yumuşaklığının tekrar farkına varmıştı. Çok güzeldi saçları, belki de gördüğü en güzel saçlardı.

Bu sefer daha uzun süren öpüşmeden sonra ayrıldıklarında ve Reki'nin kızarıklığı fazlasıyla görünecek raddeye geldiğinde Langa yüzüne bakakalmıştı çocuğun. Burada bile böyle görünüyorsa birazdan güneşe çıktıklarında çok daha güzel görüneceğine emindi.

Reki'nin kıkırdayarak "Niye öyle bakıyorsun?" diye sormasından sonra gülümsemesi büyüdü Langa'nın. Onun gülmesine istemsizce gülümsüyordu. "Çok güzelsin."

Bunu beklemediğinden dolayı şaşıran Reki "Te-teşekkür ederim." diye mırıldanmasının hemen ardından eğilip kaykayını almış ve "Hadi gidelim." diye devam etmişti. Langa utandığını fark ettiği için bir şey demedi, gülmekle yetinerek peşinden ilerledi.

Güneşe çıktıklarında tekrar döndü çocuğa. Gerçekten de tahmin ettiği gibi olmuştu. Görüp görebileği en güzel manzara olduğunu düşünüyordu şu an.


Hello

failure || RengaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin