Çocuğun annesinin misafirperver hareketlerinden sıyrılıp odaya geçebildiklerinde karşılıklı şekilde oturdular yere. Langa merakla bekliyor olsa da Reki hâlâ sessizdi.
"Sanırım kaykayı bırakacağım." Konuya böyle girmesi Langa'nın gözlerinin kocaman açılmasına, ağzından bir şaşkınlık nidasının kaçmasına neden olmuştu.
"Şaka yapıyorsun, değil mi?"
"Hayır."
"Ama neden?"
"Beceremiyorum çünkü." Sertçe yutkunup devam etti. "Hiçbir boku beceremediğim gibi.."
"Tanrım! Reki bunu nasıl söyleyebiliyorsun?"
"Seni gördükten sonra böyle düşünmek çok kolay." İstemsizce belli etmişti sorunun Langa'yı da kapsadığını.
"Ne?" Sesinin titremesine engel olamamıştı çünkü Reki'yi üzen bir şeyin içinde olmak kötü hissettiriyordu.
"Benden ne kadar sonra başlamış olmana rağmen daha iyi kayıyorsun. Hareketleri kolayca öğreniyorsun. Benim iki ayda öğrendiğim şeyi iki haftada öğrendin." Nasıl devam edeceğini bilemediği için birkaç saniye sessiz kaldı. "Senin gibi insanlarla kaymak için fazla beceriksizim."
Langa bir anda ellerini tutunca başını kaldırmış, gözlerine dikmişti bakışlarını. "Şu an gerçekten saçmalıyorsun. Bana kaymayı sen öğrettin Reki. Gelip bunun üstüne beceriksizim diyemezsin."
"Öyleyim. Baksana, sen sürekli gelişiyorsun, ben ise kendimi sakatlayıp duruyorum."
"Reki..lütfen böyle söyleme." Langa'nın mırıldanmasıyla onu üzüyor olduğunu fark edip dudağını dişledi. Amacı bu değildi.
"Seni buna nasıl inandırırım bilmiyorum ama gerçekten kaykayda çok iyisin Reki. Arkadaşın olduğun için söylemiyorum bunu. Öyle olduğun için söylüyorum." Reki'nin gözlerinin dolduğunu görünce durmak ve ona sarılmak istemişti ama söyleyeceği birkaç şey daha olduğu için bunu biraz ertelemeye karar verdi.
"Kaymak seni mutlu ediyor. Özgür hissettirdiğini ve bunu her yerde yapabilmenin çok güzel olduğunu söylemiştin. Peki şimdi, bundan vazgeçmek istiyor musun gerçekten? Sırf iyi olmadığını düşündüğün için -ki öylesin- hayatındaki en iyi şeyi bırakacak mısın?"
"Bilmiyorum." diye mırıldandı burnunu çekerken. Yine ağlayacak gibi hissediyordu.
"Reki." Langa'nın kendisine iyice yaklaşmış yüzüne baktı tekrardan. "Lütfen kaymayı bırakma. Seninle kaymak bu hayatta en sevdiğim şey, bunu kaybetmek istemiyorum."
"Langa-"
"Beni umursamasan bile kendin için kaymaya devam et. Seni mutlu eden bir şeyi sakın bırakma." Reki dudaklarını birbirine bastırıp gözlerini kaçırdı. Ne cevap vermesi gerektiğini bilemiyordu.
Biraz öyle sessiz kaldıktan sonra elini hafifçe oynayarak çocuğun kendisine tekrardan bakmasını sağladı Langa. "Hadi kaymaya gidelim."