"Yemeğinizi şimdi yiyin, öğlen maç yapacağız." diye heyecanla konuşan çocuğa baktı ikili. Langa hemen başını sallayarak onaylarken Reki dudağını dişleyip "Ben oynamayacağım." diye mırıldanmıştı.
"Neden? Eksik kalırız ama."
"Benim yerime daha iyisini bulursunuz." dediğinde Langa hızla ona döndü. Reki'yse başını öne eğmekle yetinmişti onunla göz göze gelmemek için.
Çocuğun "Hayır bulamayız, itiraz kabul etmiyorum. Langa sen ikna et Reki'yi." deyip sınıftan çıkmasının ardından Langa hemen Reki'ye yaklaştırdı sandalyesini. "Neden öyle dedin?"
"Yalan mı?"
"Reki yapma böyle.."
Çocuğun üzgün sesi canını yakarken dudaklarını birbirine bastırdı birkaç saniye. "Peki, oynayacağım."
"Tek sorun oynamaman değil. İyiyken kötü olduğunu düşünüyorsun yine."
"Oynayacağım işte, daha ne yapmam gerekiyor?" derken kucağına bakan gözlerini yumdu sıkıca. Ağlayacak gibi olmuştu yine.
"Kendinin farkına varman gerekiyor. Futbolda gayet iyisin."
"Öyle diyorsan.." diye mırıldanıp konuyu kapatmaya çalıştı. Sınıfın ortasında bunu daha çok konuşup ağlamak istemiyordu.
"Bana bakar mısın?"
Gözlerini hızlıca kırparak gözyaşlarının gitmesini sağladı ve sevgilisine baktı. Üzüldüğü belli oluyordu, ama üstüne gitmeyecekti Langa. O yüzden hafifçe gülümsedi ve elini elinin üstüne koydu. "Lütfen böyle düşünme, sen gerçekten çok iyisin."
"Ta-tamam."
Geçen bir dersin ardından tüm sınıf futbol sahasına inip maça başlayacakları pozisyonlara geçtiklerinde Reki Langa'ya baktı göz göze geleceklerini düşünemeden. Bu olduğunda dudağını dişleyip hemen kaçırmıştı bakışlarını. Maç boyu çoğunlukla ona bakacaktı, buradaki herkes ona bakacaktı.
Düşündüğü son şey garip bir hisse neden olurken kaşlarını çattı farkında olmadan. Herkesin Langa'yı izleyeceği düşüncesi hoşuna gitmemişti. Kızlar tezahürat da yapacaktı..
Hakemlik yapacak çocuğun düdüğüyle düşüncelerinden kopup topa dönmüştü hemen. Oynayası yoktu gerçi, kendini geride tutacaktı. Tutmasa bile çok top gelmeyecekti zaten.
Düşündüğü gibi de oluyordu. Langa'nın ve diğer arkadaşlarının ismini bağıran insanlar vardı, ama kendisini gören bile yoktu sanki. Gelen topları düzgünce atamadığında üstünde bakışlar hissediyordu, onun dışında bir şey yoktu.
Ayağında topla kalenin çaprazında dururken yumruğunu sıkıp topa sertçe vurmasıyla attığı top fileye sertçe çarpmış, insanların bağırdığını duymuştu. Bunun hemen ardından da takım arkadaşları üstüne atladığı için afallamıştı biraz.
Atılan ilk gol değildi; ondan önce Langa da atmıştı, başka biri de. Her türlü geride kaldığını hissediyordu.
Langa'nın ona gülümseyerek baktığını gördüğünde utanarak öne eğdi başını. O kadar güzel bakıyordu ki utanmasını engelleyemiyordu.İlk kez böyle bakıyordu biri ona, bundan dolayı da garip geliyordu.
..
"Neye çalışalım önce?"
"Matematikten başlayalım, neredeyse hiçbir şey bilmiyorum."
Okuldan geldiklerinde okulda yapamadıklarından dolayı doldukları özlemle Reki'nin odasına girdikleri anda dudaklarını birleştirip sarılır şekilde öpüşmüşlerdi biraz. Sonra her ne kadar ayrılmak istemeseler de ders çalışmaları gerektiği için ayrılmışlardı.
Kitaplarını masaya açtıklarında Reki başını sevgilisinin omzuna yaslayarak ofladı. Bunları görmek bile daralmasına neden oluyordu. Anlamıyordu işte, defalarca çalışsa da anlamıyordu hiçbir şey. Anladığı olduğunda bile ya karıştırıyor ya unutuyordu.
"Ya da çalışmasak mı?" derken gözlerini kapatmıştı.
"Neden?"
"İstemiyorum."
"Ama çalışmazsak sınavdan düşük alabilirsin ve o zaman daha çok üzülürsün."
Sevgilisinin masum bir ses tonuyla söylediği bu şeyden sonra sesli bir nefes verip doğruldu. "Haklısın."
"O zaman başlıyor muyuz?"
İstemediğini belli ederek "Hm hm." diye homurdandığında Langa dudaklarını birbirine bastırıp çocuğun elini tuttu. "Biraz sabret, anladıkça daha kolay gelecek ve bu kadar sıkılmayacaksın."
"Umarım."
Bir saati tamamlamalarına az kalmıştı; Reki çoktan bıkmış olsa da Langa bırakmasına izin vermemiş, onu üzmeyecek şekilde davranarak devam etmelerini sağlamıştı her defasında. Reki de bunun farkındaydı, o yüzden izin vermişti buna.
"Hadi ara verelim."
"Sonunda." diye sızlanırken sandalyesinden kalkıp ilerlemiş ve bir anda yatağa bırakmıştı vücudunu.
"Yatarsan mayışacaksın, odaklanamazsın öyle."
"Langa..boşver onu, yanıma gel."
Çocuk bu dediğine gülerken dayanamayıp hemen yanına uzanmıştı. On dakika uzanmanın zararı olmazdı o kadar da.
"S'e gidelim. Miya beni taciz edip duruyor. Yarışacakmış bugün, galibiyetiyle hava atmak için izlememi istiyormuş."
"Miya'nın dediklerine alınmıyorsun değil mi?" diye sordu Langa kolunu çocuğun üstüne atıp hafifçe ona dönerken. Reki sessiz kalınca da yanağına bir öpücük kondurduktan sonra devam etti. "O sadece bir çocuk. Ayrıca dediklerini gerçekten düşündüğü için söylemiyor."
"Nereden biliyorsun?"
"Konuşmuştuk. Sadece alay için olduğunu söylemişti dediklerinin."
"Alay etme nedeni de doğru olmaları değil mi?"
"Hayır, yani en azından Miya için değil. Dediğim gibi, ne de olsa o sadece bir çocuk ve eğlence arıyor kendine."
Yine sessizlik olduğunda Langa Reki'nin düşünüp de üzülmesinden korkarak başka bir konu açmıştı.
"Bugün bir şey oldu."
"Ne oldu?"
"Şey..sanırım seni kıskandım." dediğinde Reki şaşkınlıkla geri çekilip çocuğun yüzüne bakmıştı. "Ne?"
"Saneki maçtan sonra gelip sana sarıldığında biraz kıskandım."
"Herkese sarılıyordu."
"Ama çok sıkı sarıldı sana."
Reki'nin dudakları o farkında bile olmadan kıvrılırken kendini tutmayıp Langa'ya sarılmıştı hızla. Hatta öyle sıkı sarılmıştı ki, Langa "Ya-yavaş." diye mırıldanmaktan alıkoyamamıştı kendini.
"Langa çok tatlısın!"
Langa buna utanırken kıkırdayıp kollarını beline dolamıştı sevgilisinin. Biraz öyle durmalarının ardından ayrıldıklarında çocuğun dudaklarına bakakalmıştı yine ve isteğine karşı koymayarak bastırmıştı dudaklarını dudaklarına. Reki buna gülerken elini ensesine koyarak iyice kendine bastırdı çocuğu. Onu öpmeyi seviyordu. Daha doğrusu, onu çok seviyordu.
Evet Reki'nin ruh hâli moodu bu arada böyle yükseliyo falan iyi oluyo öyle yani