Önsöz

14 1 0
                                        

Korkuyordum, üşüyordum belki de. Ondandı bu denli titremem. Çokça hadise atlattım, ama bu hepsinden daha beterdi. Belki sevilmiyordum bu evde veya bir fazlalık olarak görünüyordum. Ama neticede evimdi burası. Kim içindi bu? Ne için terk ediyordum burayı?

Hiç. Koca bir hiç uğruna. Eğer en başından beri bir şey biliyorsam o da burada durursam her şeyin daha zor olacağıydı. Neden mi?

Annem Nebahat Durgut. Siz, bir annenin çocuğunun gözü önünde kocasını aldattığına şahit oldunuz mu?

Babam Necati Durgut. Veya siz, babanızın gözünüzün önünde kardeşinizi öldürdüğünü gördünüz mü? Ben gördüm. Hepsini. Hayatımın boka sarmasını izlemek yerine kaçıyorum. Bana aylar önce söylediğini hiçe sayarak. 

'Bir daha kaçmak yok!' demişti. Ona göre güçlü kadındım. O da haklı gerçi. Kim bu kadar şey yaşayıp ayakta kalmış?

Sabah olmasına rağmen içim kapkaranlıktı, düşüncelerim çürümeye yüz tutmuş vaziyette bekliyordu. Zira biraz daha burada kalırsam benim için pek iyi şeyler olmayacak gibiydi.

Aslında pek de umurumda değil şu saatten sonra. Ahu bakışlım gittikten sonra iyice sineye çekildim. Yapacak bir şey yok. Çünkü bu benim kabahatimdi. Ona gitmesini ben söylemiştim... Kendimi sevmeyi öğretecekti bana ahu bakışlım, hep derdi çünkü. 'Ben seni sevmeye kıyamazken kendini sevmemen en büyük ayıbın olur, yapma bunu.' 

Onu dinleseydim, belki her şey daha farklı olacaktı. Her şey daha güzel olacaktı. Ama olmadı. Onun inadı, benim aptallığım yüzünden bitti her şey. 

Size -ne kadar umursarsınız bilmem ama- benden bir tavsiye asla imkansızı denemeye kalkmayın, en sonunda iki tarafta yenilgiyi kabul edip içine kapanır.

Son VedaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin