"Umarım gene tuvalete sigara içmiyorsundur, Eylül!" Dedi genç kızın annesi, Eylül sigarasından derin bir nefes çekti ve cevap verdi.
"Hayır anne banyodayım!" Evet teknik olarak banyodaydı, hatta küvetin içinde yatıyordu. Üstün de ona en az üç beden büyük kareli gömleği, KISS tişörtü, yırtık kilotlu çorabı, deri şortu ve asker postalları ile.
"Selime Hanım kahvaltını hazırladı, yemeden çıkma benim hastam var erken çıkmam gerekiyor!"
"Tamam anne..." dedi yeni bir sigara yakarak.
"Oryantasyona gideceğine söz ver."
"Söz anne..." dedi gözlerini devirerek, bu sıcakta bir ay sonra başlayacak okulun tanışmasına mı gidilirdi? Zaten bu lanet ülkeye gelmişlerdi, bütün düzeni alt üst olmuştu... neden kimse ona Türkiye'ye gelmek istiyor musun diye soramamıştı? Ama hayır babasın tahini çıkmıştı, ve annesine Amerikan hastanesinde baş hekimlik teklif edilmiş... o ben İngiltere'de kalmak istiyorum dese ne olacaktı?
Gerçi İngiltere'de başına açtığı onca beladan sonra belki de iyi olacaktı İstanbul.
Küvetin içinden kalktı, koyu sarı saçları omuzlarından aşa dağınık bir şekilde iniyordu, yüzünde ise dünden kalan göz makyajı vardı. Uykusuzluktan moraran göz atları bu makyaj sayesinde sanki bilerek yapılmış gibi görüyordu. Saçlarını eli ile geri taradı ve sigarasını tuvalete attı, belki de artık evden çıkma vakti gelmişti. Zaten daha ne kadar kaçabilirdi ki buraya taşındıklarının gerçeğinden.
Genç kız insanlar ile tanışmakta iyi değildi, hele onlarla arkadaş olmakta hiç iyi değildi. Bunu özgüvensiz olduğu için falan yapamıyor değildi, aksine insanları onun seviyesinde görmediği içindi bütün bu tavırlar...
"Ben Hamra tanıştığıma memnun oldum Kurt Cobain'e benzeyen kız." Dedi alacalı kahve saçlı büyük Ela gözlü kız elini uzatarak. Ne saçma bir isim diye düşündü Eylül kızın elini sıkarak. "Kırmızı veya kızıl demek, kulağa ilk duyulduğunda saçma geliyor..." kız çok hızlı ve yüksek sesli konuşuyordu, ama bu kulak tırmalayan ses Eylülün hoşuna gitmişti.
"Eddie."
"Neyin kısaltması?"
"Hem Elenor için hemde Eylül..." Diye açıkladı Eylül saçlarını geriye atarak.
"Ay ismi vermek ne tuhaf bir seçim çocuğa, aileler ne düşünüyor anlamıyorum bazen... bir arkadaşım vardı adı Yaz'dı mesela. Yaz ne Ya? Bende kış! Ahahah?" Genç kız kendi yaptığı espiriye güldü, Eylül ise kaşını kaldırdı. Komik değildi. "Tamam cool girl gülme o zaman, ben senin yerinede gülerim!" Üstündeki beyaz ve pembe çiçekli elbise kıvrımlı vücudunu ortaya çıkartıyordu. Eylül bu kızın yanında kendi çöp gibi bedeninden utanıyordu, gerçi genetik annesinindi ama olsun.
"O kadar komik değildi sadece..."
"Mehhh... komik olmasa bile insan nezaketen güller ayıp."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Günahların Sonucunda
RomanceGünahlar serisinin 2. Kitapıdır ilk kitabı okuyup gelin... Hakan bir yana Feride bir yana... kalmış mı hiç aşk buraya?