"Hoseok bir haftadır okula gitmiyorsun zaten kalk artık! Başlayacağım depresyonuna ya!" Lalisa'nın çemkirmesiyle yeni bir güne uyanmış yataktan çıkmama isteğimin hâlâ devam ettiğini fark etmiştim. Boş gözlerle Lalisa'nın suratına bakarken yüzüme yediğim yastıkla gözlerim iyice açılmıştı. "Ne yapıyorsun be zalim kadın!" bu sefer boş bir şekilde suratıma bakan Lalisa olmuştu sıkıntıya oflayıp battaniyemin altına girmek için hareketlenmiştim ama üstümdeki battaniyenin yok olmasıyla boşa kendimi yormuştum. "Bugün Chanyeol ve Baekhyun gelecek Hoseok! Baek'in gazabını yaşamak istiyorsan seve seve seni kaldırmak için geleceğine eminim!" biricik arkadaşımın ismini duyduğum an yataktan nasıl kalacağımı şaşırmıştım. Baekhyun lisenin ikinci senesinde Fransa'ya gitmek zorunda kalmış umutsuz âşık Chanyeol ise ailesini nasıl ikna ettiyse arkasından gitmişti. Her sene yaz tatiline yakın buraya gelir yaz tatilinin bitişine kadar kalırlardı, eh bunu yapmalarının yegane amacı bizdik ve eğer istediği yere geç kalırsak bizi öldürme potansiyeline sahipti. "Bilseydim ilk başta Baekhyun'u çağırırdım. Senle başa çıkamıyorum çünkü ben!"
"Lalisa ben sen depresyona girince böyle mi yapıyorum? Az insaf ya!"
"Hoseok benim depresyonum bir saat sürüyor ondan olabilir belki?"
"Konumuz bu değil tamam mı?"
"Aşağı iniyorum 10 dakika içinde giyinip gelmezsen ölümün benim ellerimden değil Baek'in ellerinden olur!"
"Yapma, atma bu kurşunu bana!"
"bu arada Jungkook da temelli taşınmaya karar verdi. Acaba neden?"
"Çocuğun sevgilisi Burada Lalisa taşınır tabii."
"Gitsin sevgilisinin evine taşınsın o zaman neden biz de kalıyor? Her gün onların seslerini mi dinleyeceğim ben? Annemin zaten eve gelip gittiği belli olmuyor bile."
Bu konuda konuşmak istemediğim için omzumu silkmiştim, verdiğim tepkiyle sinirle solumuş ve kapımı çarparak gitmişti.
********
"Chanyeol!"
"Lalisa!"
İkisinin birbirine bağırıp sarılmasıyla kafedeki bazı bakışlar bize dönmüştü. Baekhyun hırçınlıkla derin bir nefes vermiş, anında değişen suratıyla bana dönmüştü. "Özlemişim seni." Bana sarılırken kısık tuttuğu sesiyle mırıldanmış, gülümsememe sebep olmuştu. Bir haftada bok gibi olan moralimi az da olsa düzeltmişti. "Ben de seni çok özledim." kollarımı daha da sıkılaştırırken mırıldanmış, sebepsiz gelen ağlama isteğimi geri yollamaya çalışmıştım. Bir haftada Lalisa'nin kollarında yeterince duygusal anlar yaşamıştım, bu bana yıllarca yeterdi. Sonunda sarılmamız bittiğinde herkes kısaca sarılmış ve masamıza oturmuştuk. Chanyeol ve Lalisa kendi alemlerinde takılırken biz ayrı bir konudan konuşuyorduk, Baekhyun, jungkook ve Taehyung'un sonunda sevgili olduklarını duyunca eli ayağına dolaşmış, kahveyi dökülmekten son anda kurtarmıştı. "sonunda ya! Cidden ben bıkmıştım. Özellikle Lalisa'nin beni arayıp buradan Fransa'ya sizi şikayet etmelerinden sıkılmıştım. Gerçi bizi arayan sadece Lalisa'ydi." sonunda topu bizim onları aramamamıza attığında gözlerimi kaçırmış ilk azarı ben yememek için tatlıma gömülmüştüm. " Sohbet grubunda yeterince konuşmuyor muyuz zaten?" Taehyung'un Baekhyun'a söylediği şeyle Baekhyun ona ters ters bakmıştı. "Şaka yaptım canım. Ben sizi şu an görürken bile özlüyorum."
"Kafanı kesmeden önce sus Kim Taehyung!"
"Boyun yeter mi ya?"
Taehyung dediği şeyle yanında oturan Chanyeol'dan kafasına sert bir darbe yemişti, gülmemek için dudaklarımı bastırırken Lalisa'nin gülmesiyle daha fazla tutamamış kahkaha atmıştım. Asıl güldüğüm şey Taehyung'un darbe yemesi değil de Chanyeol'un karşısında süt dökmüş kediye dönmesiydi. Onun atari sadece bizeydi. Baekhyun iki dakika önce gülerken aniden yüzünün değişmesiyle ona garip bir şekilde bakmıştım. Bana sırıtıp önüne dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Golden Boy - Sope
FanfictionJung Hoseok Okulun gözdesi olmakla beraber öğretmenlerin de güvendiği biriydi. Ta ki öğretmenleri peşine Min Yoongi adında baş belası birini takana kadar.