"Hoseok! Hoseok! Hadi kalk artık."
Duyduğum bağırış ile zorlukla gözlerimi araladım.
"Hoseok diyorum kalk artık."
Annemin bağırmaya devam etmesi ile Bıkkınlıkla nefes alarak gözlerimi aralamıştım, zar zor çıkan sesimle anneme bağırmış, yine de yatağımdan kalkmamıştım.
"Tamam anne uyandım, bağırma daha fazla."
Yataktan zorla kalkıp uyuşuk adımlarla banyoya gittim ve yüzümü yıkadım. Her sabah yaptığım gibi boş boş yüzümü incelerken kendime göz kırpmıştım. Yine çok yakışıklıydım. Aynada ki aksime öpücük atıp gülerek banyodan çıktım. Mutfağa girdiğimde annemin bir şeyler yaptığını gördüm.
" Bu güzel kadın yine nasıl harikalar yaratıyor benim için?"
"Yılışma Hoseok. Bunlar senin için değil bugün kitap kulübünden arkadaşlarım gelecek ve onlarla vakit geçireceğim onlar için."
"ayda yılda bir evde oluyorsun zaten anne? Ve senin arkadaşların gelecek beni neden kaldırdın?"
" Yoongi aradı seni, Çocuk merak etmesin diye ben açtım."
Yoongi'nin adını duyunca istemsiz kaşlarım çatılmıştı. Anneme bir şey belli etmek istemediğim için sakince sordum.
"Neden aramış ki beni?"
"Bana bugün seninle bir şeyler yapmak istediğini söyledi. Ben de zaten bugün arkadaşlarımla evde olacağım için sen odana kapanma diye kabul ettim. İyi yapmışım değil mi?"
"Evet annecim harika yapmışsın. Zaten şu an en çok görmek istediğim kişi oydu ya"
Yine de bir şey demeden kafamı salladım.
"Telefonun dolabın içinde alabilirsin oradan."
"Tamam, bana da bırak bir şeyler. "
Telefonumu alıp odama çıktım. Yatağıma oturup Yoongi'yi aradım. Birkaç çalışta açtı.
"Hoseok? Oh uyanmışsın aradığına göre. Herhalde annen haber vermiş. Şey biliyorum emrivaki oldu ama istemezsen iptal edebiliriz. Seni zorlamak istemiyorum. Yani istemezsen buluş-"
Art arda sıraladığı cümleler ile saçmalamasına daha fazla izin vermemiş araya girmiştim.
"Yoongi sakin ol. Sorun yok. Çıkabiliriz dışarı. Hem annemin arkadaşlarından kurtulmuş olurum."
"Olur mu gerçekten?"
Umut dolu sesi içimde bir yere dokunmuştu. Ne kadar kırgın olsam da ona karşı dayanamıyordum.
"Olur tabii. Ama ben yeni uyandım. Kahvaltı yapmam gerekiyor biraz bekleyeceksin sorun olmaz değil mi?"
"Şey aslında sen de istersen bir şeyler yeriz. Ben de açım da biraz."
"Tamam o zaman. Yarım saate hazır olurum ben."
"Ben gelirim sizin oraya alırım seni istersen."
Çekingen olması istemsiz güldürmüştü. Vay be nerede o eski Min Yoongi?
"Hoseok? Orada mısın?"
"Ah evet buradayım, Tamam olur. Yarım saat sonra buluşuruz. Görüşmek üzere."
"Güle güle."
Hazırlanmaya başlamadan önce Lalisa'yı arayıp ona olanları anlatmam gerekiyordu, laf söyleyeceğini bildiğim halde haber vermezsem daha fazla laf yerdim, ve onu tribini hiç çekmek istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Golden Boy - Sope
FanfictionJung Hoseok Okulun gözdesi olmakla beraber öğretmenlerin de güvendiği biriydi. Ta ki öğretmenleri peşine Min Yoongi adında baş belası birini takana kadar.