Karşımda dikilmiş sadece yere bakan Yoongi ile daha da sinirlenmiştim onu hırpalamamak için gerçekten zor duruyordum. Sıkıntıyla 2 dakika içinde 10. İç çekişimi gerçekleştirdiğimde sonunda bana bakmıştı."Lisa bahanem yok tamam mı? Ne diye sürükledin beni buraya?"
"Yoongi cevabını bildiğim bir soru soruyorum kusura bakma ama sen salak mısın?"
Bu sefer derin bir nefes alan taraf o olmuştu. Fazla geç kalmamam lazımdı yoksa Hoseok anında buraya damlardı ve ben onun bir hafta daha depresyonunu çekemezdim.
"Sana aşırı kolay bir soru soruyorum Yoongi. Neden bırakıp gittiğini soruyorum sadece?"
"Lisa, öyle gerekti."
"Sikerim senin öyle gerektiğini."
Sonunda sinirime hâkim olamamıştım. Baygın bakışlarla bana bakarken küfür ettiğimin farkında varmış aniden ağzımı kapatmıştım. Ufak bir gülümsemeyle bana baktıktan sonra kendini toparlamıştı.
"Of ilk defa birinden hoşlanıyorum tamam mı? Korktum o yüzden. Hoseok'u üzmek benim isteyeceğim en son şey."
"Of! Senin yüzünden bir haftadır onun nazın ben çekiyorum! Bıktım hepinizden ya!"
"çok mu üzüldü cidden?"
"Yok canım ne üzülmesi? Her gece parti yapıyordu. Ağlama partisi!"
"Özür dilerim."
"benden değil ondan dile sen özrünü."
"ya döverse beni? Eli cidden ağır. O yumruklaştığımız gün ağrıdan ağlayacak duruma gelmiştim."
"dövmez merak etme. Ya da bilemiyorum her an her şey olabilir."
"kocam bana kıyamaz."
"of! Dalga geçiyorsun resmen benimle. Bu kadar kolay kabul edecektin ne diye bir haftadır üzdün çocuğu?"
"Salağım çünkü?"
Dediği şeyle gülmüştüm, saatime baktığımda 15 dakikadır burada olduğumu fark etmiş oturduğum kaldırımdan kalkmıştım. "Pazartesi hocalarla konuşmaya gelecek okula, haberin olsun. Kimden duyduysan duydun." gülerek kafasını sallamış, hızla bana sarılmasıyla geri ona sarılmıştım.
********
"Lalisa tutturdun hoca bir şey diyecekmiş diye, hoca okula bile gelmemiş? ""Ben nereden bileyim Hobi? Bana Hoseok'u al gel dedi. Benim suçum mu hocanın gelmemesi?"
"Bir şey demedim tamam."
Lalisa etrafına bakarken aynı zamanda da kafasını sallamıştı, bir işler çevirdiği belliydi ve bu işin sonu büyük ihtimalle bana dokunacaktı. Başıma neler geleceğine dair hiçbir fikrim olmasa da rahattım, nedensiz bir şekilde bugün iyi uyanmıştım.
"Hoseok, ben 2 dakika gidiyorum hemen geleceğim tamam mı merak etme, burada kal."
Bıkkınlıkla nefesimi verirken sadece kafamı sallamakla yetinmiştim, pek uzak olmayan tuvalete doğru ilerlerken yüzüme su tutmanın iyi olacağını düşündüm, son zamanlarda aşırı terliyordum, hele bugün havanın fazla sıcak olmamasına rağmen aşırı bunalmıştım.
Tuvalete baktığımda kimse yoktu, normaldi de son hafta sadece hocalardan not dilenmek için gelinirdi, son sınıflar hariç tabii. Aynada bir süre kendime bakarken kapının açılıp kapanmasıyla arkamı bile dönmeye gerek duymadan aynadan bakmıştım. Sırtını kapıya dayayarak beni izleyen bir Min Yoongi görmeyi tabii ki de beklemiyordum. Ne kadar umursamış olsam da bunu ona belli etmemek için sakince suyu kapatmıştım, ilerideki kâğıt havlu makinesinden(?) birkaç parça koparırken aynadan dahi ona bakmıyordum, gerek yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Golden Boy - Sope
FanfictionJung Hoseok Okulun gözdesi olmakla beraber öğretmenlerin de güvendiği biriydi. Ta ki öğretmenleri peşine Min Yoongi adında baş belası birini takana kadar.