tabi ağlamaktan annemizin kapının önüne geldiğini ve bizi dinlediğini görememiştik.
(felix'in anlatımından.)
"felix?"
abime sarılıp ağlarken annem bana seslenmişti. annemin sesini duymamla donup kaldım. kadın daha yönelimimi bilmiyordu ve büyük ihtimalle şu anda changbin'den hoşlanmaya başladığımı öğrenmişti.
usulca abimden ayrılıp, bakışlarımı anneme çevirdim. ona bakar bakmaz göz yaşlarım yeniden akmaya başlamıştı. annem beni öyle görmeye dayanamamış, gelip bana sarılmıştı.
"bak felix, abinin de dediği gibi. sadece karşı cinse ilgi duymak zorunda değilsin. changbin'den de hoşlanabilirsin. fakat abine neler yaptığını biliyorsun bebeğim. sende ona çok sinirliydin. ya aynılarını sana da yaparsa? o zaman biz abinle ne yaparız?"
"a-ama anne, onu gerçekten çok seviyorum. hem o bana öyle bir şey yapmaz. abime canı sıkıldığı için sataşmıştı. abimde yeni okula geldiğimiz için zaten stresliydik. o yüzden sesini çıkaramamıştı. ama gerçekten sevdiklerine karşı çok iyi, gerçekten."
iç çekmişti annesi
"felix, nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?"
bu soruya cevap veremedi felix
"özür dilerim, yönelimimi hatta changbin'den hoşlanmaya başladığımı benden duymalıydın. senin de güvenini sarstım. özür dilerim."
felix'in göz yaşlarını silmişti annesi.
"özür dilemene gerek yok bebeğim. seni, sizi her halinizle seviyorum. asla tereddüte düşmeyin tamam mı? sana da changbin'den hoşlandığın için kızmadım. bu konuda seni kısıtlayamam."
hepsi sarılırken içeri sonnie ve doongie gelmişti. miyavlıyorlardı. annesi doongie'yi o zaman fark etmişti.
"minho? bu kediyi ne zaman getirdin? soonie'ye çok benziyor."
"bugün okulda bulduk ve adı doongie."
üçü birlikte gülümsemişti. doongie'nin evini hazırlayıp, iki kedinin de karnını doyurmuşlardı.
sonrasında ise beraber akşam yemeği yemişlerdi.yemek bol sohbetli geçmişti. felix changbin'den nasıl hoşlanmaya başladığını anlatmıştı. minho ise jisung'a olan aikını her seferinde dile getiriyordu. annesi ise onları dinliyor, onların mutlu olduklarını gördükçe kendisi de aynı oranda mutlu oluyordu.
felix'in ve minho'nun babalarıyla çocuklar ortaokul çağındayken annesi ile yollarını ayırmışlardı. en çok da felix ve minho istemişti bunun olmasını. hiçbir zaman bir baba olmamıştı minho'ya göre. minho'nun babası minho'nun eşcinsel olduğunu öğrenince çok kızmıştı. homofobikti. annesi de çocuğuna, tercihlerine saygı duymadığı için tek celsede boşanmıştı ondan. felix ve minho kahkahalarla konuşurken annesi bunları düşünmüştü. hiç de pişmanlık duygusu yoktu içinde. hâlâ gün geçtikçe iyiki boşanmışım diyordu.
birkaç eski anıyı yad ettiklerinden sonra herkesi bir uyku bastırmıştı. hemen masayı toplamışlardı.
herkes yatağına gidip huzurlu bir uykuya bırakmıştı kendilerini.
--- ---
diğer bölüm son kaos!
umarım keyifle okumuşsunuzdur 💃🏻
beklemede kalın 😽😋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
don't play with me, changlix
FanfictionChangbin zorbalık yaptığı Minho'nun kardeşi Felix'e aşık olacağını nereden bilebilirdi ki? yazdığım ilk kitap olduğu için acemilik içerir! (changlix, minsung, hyunmin, jeongchan)