Güzelliğe şiirler yazılır...
Not:Hyunjin'e hayatını anlattığı yerleri geçeceğim lakin unuttuysanız 19. Bölüme bakabilirsiniz.
¦¦¦¦¦
Bizler hayata ne için geliyoruz? Çalışmak için mi? Sevmek için mi? Üzülmek, ağlamak için mi? Yoksa mutluluğa ulaşmak için mi? Ben bu hayata ne için geldiğimi bilmiyorum.
Aslında bu konuları uzun süre öncesinde düşünmeyi bırakıp, sorgulamaktan vazgeçmiştim. Sorgulamak ve isyan etmek bir işe yaramadığı gibi sadece dertlendirip konu üzerine düşündükçe beni üzdüğünden gerek yoktu.
Yaşamaya devam etmek için bu düşünceler ile boğulmayı bırakmam lazımdı. Para kazanmam, kendime bakmam lazımdı.
Bunları ise kamptan öğrendim. 14 yaşında girdiğim eğitim kampından 19 yaşımda çıkmıştım ve 5 sene içerisinde kendimi resmen yeniden programlanmış, hayat tarzımı, düşüncelerimi değiştirmiş ve yeni bir benlik edinmiştim.
Ama içimde zaten var olan benliğimin farkında bile değildim.
Ezik, sevgiye muhtaç, ödlek ve sürekli ağlayan Hyunjin yerine... Ciddi, gergin ve çabuk sinirlenen, soğuk bakışlı ve az konuşan Hwang Hyunjin gelmişti. Bir de Lucifer vardı elbette.
Lucifer'ın benimle olduğunun farkında bile değildim. Ama o 14 yaşımdan bu yana benimleydi ve benden haberi vardı.
Çalıştığım her yerde, yapılan cinayetleri incelemekle ve katili bulmakla görevli olan benim gibi bir dedektif yalnızca dosyalar ve olay yeri ile ilgilenirdi ben de bunu yaptım bunca zaman.
Dosyaların arasında gidip gelir, olay yerinden deliller alır ve inceler, tanıklarla görüşür bazen de olaya karışırdım. Bir süre sakin geçen hayatımın ardından bulunduğum bölgede patlayan toplu cinayetler ile bozulmuş az uyku çok iş mantığına geçiş yapmıştım ki bu iki sene gibi süre öncesindeydi.
Bir gün polis karakolunun önüne cinayeti işleyen ve aranan insanlar kanlar içerisinde dövülmüş bir şekilde gelmeye başladı. Adamları tedavi altına aldıktan hemen sonra hapse atıyor ve bu konuyu düşünmüyorduk çünkü sinirli olan bir vatandaş yapmış olabilirdi. Bu hareketleri çok yanlış elbet, beni dinlemediler kendi bildiklerini yaptılar.
Ama bir gün, artık insanlar korkmaya başladı. Bu katilleri, tecavüzcüleri... Bunun gibi ağır suç işleyen insanları elini koyduğu gibi bulan ve işkence ederek öldürmeden onları polis karakoluna atan bu insan kim diye düşündüler.
Toplu bir arama yapıldı, suçlular dinlendi, kamera kayıtlarına bakıldı ama asla ortaya çıkamadı.
Ben gecelere kadar kendimi aradığımdan habersizdim tabi.
Uykusuz kaldım, bazen de bulamıyorum diye astımdan azar yedim. Aç kaldım araştırma yaparken çünkü yemeği unuttum. Gözlerim çökmüştü. İnsanlar pes ediyordu yavaş yavaş, adam puf olup uçuyordu.
Aradığım kişi korkunç bir insandı. İşkenceden haz alıyor, devlet ile resmen oynuyordu. Psikopat biriydi. İnsanların acı çekmesinden zevk alıyordu. İğrenç birisiydi, Yani bendim.
Evde uyuduğum sıralarda sanki hiç dinlenmemiş gibi her yanım ağrayarak kalkıyordum. Nedenini şuan bisem de o zaman bilmiyordum elbette. Bunun farkında değildim.
Lucifer bana asla belli etmedi. Kendisini bu zamana kadar iyi gizledi.
¬¬¬¬¬¬¬¬¬
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HᴇʟʟSᴛᴀᴛɪᴏɴ § HʏᴜɴLɪx✔︎
FanfictionHʏᴜɴJɪɴ» 𝐓𝐨 𝐡𝐢𝐦, 𝐢𝐭 𝐰𝐚𝐬 𝐥𝐢𝐤𝐞 𝐚 𝐡𝐨𝐮𝐬𝐞 𝐨𝐟 𝐡𝐞𝐥𝐥. 𝑩𝒖𝒕 𝑭𝒆𝒍𝒊𝒙 𝒍𝒐𝒗𝒆𝒅 𝒇𝒊𝒓𝒆. ☁︎☁︎☁︎ Hyunjin ardında sakladığı büyük bir sır ile beklerken ona kollarını açan Felix'e hayır diyemez. ☘︎ 𝚂𝚝𝚊𝚛𝚝»06/11/2020 𝙵𝚒𝚗𝚒�...