someone reach out and hold me

310 35 23
                                    

"Bu dünyaya şans eseri düşmüş bi' uzaylıyım. Hiçbir yere ait değilim, yapayalnızım."

Kulağına takmış olduğu kulaklıklarından çalan şarkıyı sessizce mırıldanarak sahil yürüyüşü yapıyordu, Soo Ah.

"Ne kadar gülsem de çok yalnız hissediyorum. Dünyalılara ayak uydurmaya çalışan bi' uzaylıyım. Avazı çıktığı kadar bağıran fakat duyulmayan bi' uzaylı..."

Hava fazlasıyla soğuktu, insanlar evlerine kaçarken Soo Ah, evden kaçmıştı. Soğuk havaları severdi. Rüzgarın esip etrafında dans etmesi onu mutlu hissettirirdi. Belki de uzun zamandır, onu gülümsetebilen tek şeydi. 

Yazdığı günlüğü düşündü. Sonra, Hyunjin'nin özürünü, Yerim'i ve yediği kazığı... 

Kafasını sallayarak düşüncelerinden kurtulmaya çalıştı. Şuan bunları düşünmek istemiyordu, sadece anın tadını çıkarmak istiyordu. Şarkıya kaldığı yerden mırıldanmaya devam etti.

"Yalnız bir gecede, sessiz bir gecede, karanlıkta kısık sesle şunları söylüyorum; "bu yıldızların ardındaki hayalimi gerçekleştireceğim." sadece yalnızım, biri elini uzatıp tutsun beni..."

Günlük, onun için çok şey ifade ediyordu. Söylemek isteyip söyleyemediği her şey onun içindeydi. Onu rahatlatan tek şey günlüktü, içini ona döküyordu. 

Yanından geçen 3 kişilik, mutlu aileye baktı. Çocuğun kollarından tutup havaya kaldırıyordu, anne ile babası. Çok mutlulardı. Sonra, kendi ailesini düşündü. Onu öylece sokağa atan ailesini. Toparlanması çok zaman almıştı. Bir süre, kuzeninde kalmıştı. İşe girmişti ve oradan kazandığı paraları biriktirip kuzenin de yardımıyla, küçük bir eve yerleşmişti.

Bu kadar şeyin üstesinden gelebildiği gibi, aptal aşkının üstesinden de gelebilirdi. 

"Doğru, ben yokum ve omuzlarımdaki yüklerin ağırlığıyla doluyum. Kimsenin umurunda olmasa bile yorgunum..."

🦋🦋

Eight in the morningHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin