Bu hikaye benim hakkımda değil sürekli kendinden bahseden gereksiz laflardan konuşan insanlardan hoşlanmam kendinden kaçan sığınacak saklanacak yuva arayan insanlar hakkında onları ve severim,sevmediğim çoğu şeyi yapıyorum .Bu dünyaya bize sorulmadan sürgün edildik zaten ne bekliyorduk ki tek yapmamız gereken özgür ve barış içinde yaşamaktı belki de. birbirimize olan bu nefreti anlamıyorum paranın bir güç olduğunada inanmak istemiyorum reddediyorum tüm bu gerçekleri ağlak korkak bir çocuk gibiyim bu hikaye kendim hakkında merak uyandırıcı hiçbir şey demeden beni anlamak için uğraşacağınız türden bir şey.zıtlıklarla dolu olduğunuda anlamışsınızdır...
LU...geçmişinden ve kendisinden haberi olmayan çaresiz terkedilmiş küçük kız acımasız davranışları olsa da içindeki küçüğü korumak için cılız soluk beyaz bedeniyle dikkat çekiyordu boyu uzundu bundan hoşlanmazdı kendisinin çirkin ve korkunç göründüğünü söylerdi her zaman bana çok fazla şey anlatmazdı hayatı hakkında irdeleyip bulmam lazımdı.saçları dağınık ve kısa olmasına rağmen oldukça kabarıktı, saçını her gün uçlarından tek tük keserdi ve evindeki o hep sakladığı gri eski kutuya koyardı.parmaklarının arasında her zaman sigarası olurdu gitar çalarken bile.bileğinde hiç çıkarmadığı bilekliği siyah kalpli ipten yapılmıştı bir ara incelerken yakalamıştı ve sinirlendiği için düşüncelerimi ve sorularımı kendime sakladım.Onun hakkında her şeyi o anlatmadan nasıl mı biliyordum? Ona olan hayranlığımın nedenini yakında anlayacaksınız ve muhtemelen sizde hayran olacaksınız...
Kocaman bir ev düşünün dışı eski çatlamış duvarla ve sarı boyası çıkmış.içinde 26 odalı çok büyük bir salonu olan duvarları tablolar kaplı bu evin sahibi kilolu kısa boylu bir bacağı diğerinden uzun, seyrek sarı uzun saçlı tombul tüysüz yüzlü bir adamdı.hayatı boyunca yalnız olan bu adamı kimse sevmemiş dediğine göre.hep dışlanmış zorbalığa uğramış her konuda.bu da tek teselliyi derslerden bulmuş okulda çok çalışkanmış hep birincilikle bitirmiş öğretmenlerden güler yüz şefkat görünce hep başarılı olmuş ve gittikçe zenginleşmişher şeyi varmış arabalar evler...sonra sıkılmış bırakmış her şeyi bu evin 6 odasını kiralamaya ve yalnız mutsuz hayatını değiştirmeye karar vermiş.öyle de yapmış ben uzun merdivenlerin başındaki ilk odada kalıyorum karşımda LU diğer odalarda farklı farklı hayatlar ve kültürlere sahip arkadaşlarım vardı. Geri kalan odalardan 3 odayı biliyorduk onun haricindekiler kilitliydi bize yasaktı.
Odalar tek yasak olan şeydi o yüzden ilgimizi çekiyordu ama karışmıyorduk burayı ve ihtiyarı seviyorduk .
Yatağımdan kalkıp perdeyi kapatıp geri döndüm güneş ışığını engellemek istemiştim belki yeniden uyuyabilirim diyerek ama öyle olmadı yataktan tekrardan kalkıp üstümdeki geceliğime baktım askılı beyaz kısa klasik elbise çok bol olmuştu askı omzumdan düşüp duruyordu sürekli düzeltmek sinirimi bozsa da o şekilde çıktım odadan herkes salondaydı bende aşağı indim kendi hallerinde takılıyorlardı.sessizce bir köşeye oturdum kimsenin göremeyeceği bir yere tek tek herkesi inceledim mimiklerini tepkilerini ezberlemiştim bununla ilgili tahmin oyunu oynuyordum çocukken çok severdim.kendimi kaptırmış devam ederken sessizce gülüyordum düşüncelerini tahmin ederek.sonra farkedildim her zaman neşeli komik olan Caner yaşı büyük olmasına rağmen çocuk ruhlu ve görünüşlü ve en yakınımdı
-Napıyorsun orada minik fare? Demesiyle tüm bakışların bana dönmesi bir oldu yüzümdeki gülüş yok olurken çok utanmıştım yanaklarım kızarmadan saçlarımı öne aldım dikkatin üzerimde olmasını sevmiyordum ayağı kalkıp yanlarına gittim
-Selam yemek yediniz mi? Dedim tuhaf bakışların gitmesini umarak.
Kimsenin yemediğini ve aç oldukları gibi şeyler duyarken koltuğa oturdum eski hallerine dönmüşlerdi yemek almaya gitmeye gönüllü kimse yoktu ufak bir önceki gün ben gittim gibi gibi tartışmalar yaşandı sonrasında abi gibi gördüğümüz ağır başlı ciddi ve bizi hep koruyan her konuda akıl danışabileceğimiz Han Abi gürültüyü durdurarak gitti.
-Farelerin çirkinliği minik sıfatını kullanarak güzelleme yapamazsın biliyorsun değil mi? Dedim hafif gülümseyerek o da gülüp başını koltuğun kenarına yasladı gözleri alayla bana döndü
-Bu kadar minik olman senin suçun olabilir mi yetersiz beslenme falan.Beni sinirlendirmek için yine boyumla alay ediyordu buradakilerden kısaydım dikkat çekiyordu bu fakat hayatımın her anında kısaydım alışmak zor olmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAHİRAH
ChickLither türlü psikolojik rahatsızlık farklı hayatlar ve hayaller barındıran bu hikayede yine de birbirleriyle yakın olan bu arkadaş grubunun hayatını okuyacaksınız ve sizde onlarla yakınlık kuracak belki de kendinizi bulacaksınız...O kadar pisliğin için...