DOĞUM GÜNÜ

1 1 0
                                    


Kadın düşüncelerinde bile aldatmak istemiyordu onu fakat adam çoktan aldatmıştı sözleriyle kadını yıllarca.Ağır geliyordu bütün olanlar küçümseyici bakışlar söylemler sığınmak istiyordu adama oysa ki kırmışken kalbini defalarca bir sözüne bakardı gülümsemesi ya da ağlaması.Çok acımasızdı adam biliyordu onu çok iyi tanıyordu nereden üzeceğini iyi kestirmişti.Yazık oldu yıllara,masum duygulara kirlendi hayaller.Kadın iyilik meleğiydi bu kadar kötülük içinde çok dikkat çekiyordu kurtulamadı haliyle insanların pis düşüncelerinden.Peki ya adam?Her gün başka kadın düşünde üstelik kimse sevmezken değer vermezken kadın önemsedi.Çok yazık böylesi durumlara sahte kalplere...

Aşk mı bu?Hayır.Bunu sayfalarca yazar anlatırdım ama yaşamak kadar etkili olmaz herkes anladığını sanıyor fakat yanlış.Ben de bilmiyorum ama çok iyi görüyorum.Her şeye felsefik yaklaşmam bir gün delirtecek beni farkındayım ama böyle gizem dolu bir zihin çözülmeden ölmek makul mü?Sorularıma üstün körü basit cevaplar almak hiçbir zaman hoşuma gimemiştir.Derin düşünmek önceliğim.Doğruyu bulmak için yanlış yollardan geçsemde.


Peki nedir bu aşk?


Bu duyguyla nasıl tanıştık? Kendimizi kandırmak çok kolay karşımızdaki insana aşık olduğumuzda  yine kendimize alakalı bir şey olduğunu farketmeyiz.Çok benciliz aşık olduğumuzu sanarken bile içimizde bir şeyleri doldurmaya çalışırız.Tatmin olmak mı zevk mi birsürü türü var konuya kişiye göre değişir.


Caner'in ısrarı üzerine saçımı topuz yapmıştım hep açık dağınık saçımın o haliyle beni sevmesine karşılık yine de istediği gibi görünmemi hayal ediyordu.Klasik,bir insanı sevdiğimizi söylerken onu o şekilde seviyoruz demektir ama buna rağmen değiştirmek istediğimiz şeyler olabiliyor.Onu kırmadım bir bakıma haklıydı onun için çok özel bir an ve özensiz olmamalıyız.Hiçbir zaman pazar günlerini sevmemişimdir zaten suratsız soğuk biriyken iyice mimiksiz oluyordum ve kimse benimle konuşmak istemezdi o ruh halini biliyorsan anlamışsındır az çok.Keşke hayat Miyazaki filmleri gibi olsaydı o zaman benden mutlusu yoktu.

  Siyah tüllü elbisemi giymeye karar verdim en şık oydu dolabımda seviyordum bana da yakışıyordu giydikten sonra aynada kendime baktığımda çok zayıfladığımı farkettim midemdeki yara yemekleri kabul etmiyordu yutkunurken bile acı,her anım acıymış gibi hissederim şükrederim bazen ama genelde mutsuz şımarık çocuklar gibiyimdir.Ceketimi alıp odamdan çıkıp aşağı indim ve portakal suyu içmeye karar verdim.

LU,yanıma oturdu elimdeki bardağı alıp yarım kalmış portakal suyunu içti.Onu inceledim ilk defa bu kadar yakınımdaydı.Birbirimize benziyorduk çoğu kişide benzetirdi fakat beni şaşırtan ruhlarımızın yakınlığı ve benzerliğiydi sanki fiziksel olarak karşılaşmadan önce ruhlarımız çoktan buluşmuştu.Göz altı morluklarını kapamak yerine siyah göz makyajıyla daha koyulaştırmıştı sanki her haliyle o LU idi.Kimseyi umursamayan kendi halinde bir grubun gitaristiydi.Birkaç kere konserine gitmiştim ama o ortamlar bana göre değil anksiyetemle baş başa kalmıştım onca kalabalığın içinde.Gitar çalan hali daha farklıydı kendi dünyasındaydı sanki o kadar kalabalık içinde tek başınaydı,kısa saçını sallarken ritimle yüzünde aynı kızgın mimik vardı.

Bardağı tekrardan elime verirken sırıtıyordu.Ağzını elinin tersiyle silip teşekkür etti ve çok yorgun olduğu yürüyüşünden belli olurken odasına çıktı muhtemelen daha yeni uyuyacaktı geceleri konser gündüzleri çalışması vardı bu saatlerde uyuyordu.

Caner yanıma oturdu kocaman gülümsemesiyle "Çok güzelsin teşekkür ederim kabul ettiğin için tekrardan." Çok heyecanlı olduğu sesinden davranışlarından belliydi gülümserken teşekkür ettim ben de ve hazırlanıp çıktık evdekilerle birkaç sohbetin ardından.

Doğum günüydü bugün ama bana sürpriz yapacağını nereye gideceğimizi ne yapacağımızı söylemiyordu benim yapmam gerekenleri yapıyordu kısaca.Sessizce arabada bekliyordum o da yola odaklanmıştı bu sessizlik onu da germiş olmalı ki şarkı açtı bir süre böyle devam etti şarkıyı kapattım ve ona baktım şaşırmıştı bir şey dememi bekliyordu.

-Beni neden seviyorsun? derken sesim buruk değildi demek ki bazı gerçekleri farketmiş ve bazı şeyleri de aşmışım bu sevindirmeli mi yoksa sürekli aynı durumla başa çıkmam üzmeli mi?

suratı ciddileşirken sinirlendiğini farkettim dişlerini sıktığını çenesinden anlıyordum.Ona hayalindeki gibi biri olmadığımı çoğu kez söylemiş hatta üzerekte olsa göstermiştim.Beni iyileştirmeye çalıştığını sanıyordu fakat beni olmadığım kişiye çevirmek istediğinin farkında değildi.

-Bunları sonra konuşalım mı? dedi gözlerindeki o ifade beni o an çok üzmüştü bunu bana yapma diyordu sanki.Hissetmişti söyleyeceklerimi ona olan duygularımı biliyordu zaten dediği gibi yaptım.Şarkının sesini açtıktan sonra eşlik etmeye başladım bu neşeme ortak oldu yolculuk uzundu anladığım kadarıyla.


İki yabancı

 iki yabancı

Birlikte ama yalnız
İki yabancıyız...







MULTİMEDYADA ELBİSE VE KARAKTERİMİZİN TEMSİLİ.

XXX














SAHİRAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin