Uzun bir koşudan sonra nefes nefese kalmış gibi. Kalbin deli gibi çarpıyor, solukların düzensiz..
Öyle bir anda çıktı karşıma, doğru kişi o gibi geldi o an, zaman geçtikçe daha da bağlandım daha çok sevdim sanki fazlası mümkünmüş gibi ..
Sonra bir gün,
Bir gece ansızın gerçekler tokat gibi çarptı suratıma.
Kalbim Ankara'nın havasından bile daha soğuk oldu. O gün mutluydum , sevdiğim mesleği yapıyordum bir polistim, sevdiğim biri vardı Allahtan daha ne isteye bilirdim ki?
Uyuşturucu büro amiri Tarık Aktanla birlikte amirliğini yaptığım ekiple bir baskın yaptık. Peşinde olduğumuz bir uyuşturucu çetesini çökertecektik. Mekanı daha önceden bildiğimiz için herşeye hakimdik yani benim açımdan öyleydi. Bir kişi hariç o gece o izbe yerdeki herkesi yakaladık. Kaçan kişinin peşine düşmüştüm. Kaçma ihtimalini göze almak istemediğim belimde ki silahı çıkarıp bir el sağ bacağına ateş ettim. Acı iniltisi kulaklarıma ulaştığında afalladım. Kimin aklına gelirdi ki vurduğum adamın sevgilim olabileceği. Bütün gardım inmiş bir şekilde hızla yanına ulaşıp yüzündeki maskeyi çıkarttım ve gördüğüm yüzle dona kaldım. O ise bu afallamadan faydalanıp eline ne zaman geçtiğini bilmediğim iri cam parçasını karnıma sapladı. Beni üzerinden itip aksayarak kaçmaya başladı ben ise son güç kırıntıları ile onu tam başından nişan alıp tabancamı ateşledim. Vatana ihanet eden ailem bile olsa affı yoktu. Bilincim kapanmadan önce tek düşündüğüm bunlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ankara'nın Sovuğu
Teen FictionUzun bir koşudan sonra nefes nefese kalmış gibi. Kalbin deli gibi çarpıyor, solukların düzensiz.. Öyle bir anda çıktı karşıma, doğru kişi o gibi geldi o an, zaman geçtikçe daha da bağlandım daha çok sevdim sanki fazlası mümkünmüş gibi .. Sonra bir g...