Remus ile trenden indik ve istasyonun disina dogru yurumeye basladik "Gittiğimiz yerde Sirius da olacak mi?" diye sordu Harry, "Hayır, normalde ben onun yanına gidecektim ama sizinle birlikte güvenli olmayacaktır."
"Neden ki? Sirius güvendeyse biz de güvende oluruz." dedim.
"O işler öyle olmuyor tatlım." diyip yoldan geçen bit taksiyi durdurdu.
"Neden olmasın!" diye yerimde tepindim, "...Bunu değerlendirmeyi değerlendiririm. Ama soz veremem." Taksiye esyalarimizi yerleştirdikten sonra ilk once Privet Drive a gittik.
"Sadece mektup yazabilirdik, bizi zaten istemiyorlar." dedi Harry, Remus buna cevap vermedi. Biraz somurtkandı, belki de bir sey düşünüyordu. Taksiye beklemesini söyledi ve arabadan inip bizimle birlikte kapıya yürüdü.
O sırada yakınlarda biraz öteden bir ses geldi. Galiba biri yere düşmüştü.
Sesin geldiği yerden Beyaz saçlı genç bir kadın bize doğru hızlı adımlarla ilerlemeye başlamıştı. Gelen Ashildr'dı. "Ayıp ediyorsun Aylak, cok ayıp ediyorsun." diye söyleniyordu ayni zamanda.
"Yüzlerindeki o ifadeyi görmek istiyorum... inanamazsın." dedi ve ceketinin parçalarını düzeltti. "Hadi çal kapıyı." dedi Remus'a.
Remus kapıyı çaldı ve kapı gereğinden hızlı açıldı. Kibarlar ya, misafiri hep bekler onlar.
Ama kapıda Remus ve Ashildr ı ardından bizi gören Petunia Teyze biraz bozulmuştu.
"Iyi günler Bayan Dursley-" dedi Remus. "Hanny ve Harry'ye bundan sonra biz bakıcaz sizin de işinize gelir, kalan eşyaları bi zahmet buraya taşıyın." dedi Ashildr, anlaşılan biraz fazla tezcanlıydı. Remus lafının kesilmesinden hoşnutsuz değildi. Hatta biraz gülümsüyordu bile.
"Cok afedersiniz ama siz kimsiniz?" dedi Petunia.
"Ben Remus Lupin, Hanny'nin vaftiz babasıyım."
"Ben de Harry'nin vaftiz babasının nisanlisiyim"
"Ne hoş." dedi Petunia, "Siz hepiniz o şeysiniz yani."
"Evet ikisi de büyücü" dedim, artik gitmek istiyordum çünkü, sıktı. O sırada Vernon enişte geldi.
"Hayır size verecek paramız yok." diyip kapıyı kapatmaya çalıştı. Remusu dilenci sanmıştı. Remus kafasını başka bir yöne çevirdi, "Para istemiyoruz BAY Dursley." diyip gülümsedi Ashildr, zorla.
Asasına uzanıp evin içine doğru yürüdü. "Kendinize gelin ve laflariniza dikkat edin! Sonuçlarından ben sorumlu olmam." yüksek sesliydi ama kimse bakıp da kimse bu kadın kaba diyemezdi.
"Çekil be üstümden." dedi Dursley. Ashildr adamın gözlerine kilitlendi. ve bi anda şişmeye başladı. sacları kısaldı ve biraz da kelleşti. Resmen Vernon enisteye dönüştü.
Petunia Teyze çığlık atmaya başladı. O sırada okuldan yeni dönen Dudley iki tane babasından görünce evin arkasına doğru kaçmaya çalıştı. Ashildr elastik ip gibi eski haline döndü ve asasını Dudleye doğrultup onu evin onune geri çekti.
"Evet seni küçük domuz, buraya gel bakalim." diyip ensesinden tutup havaya kaldırdı, halbuki hic o kadar güçlü görünmüyordu. "Sen misin Potterlara hayati zindan eden?"
"BIRAK ONU UCUBE!" diye bağırdı Petunia, "Neden? Herkes cezasını çekmeli. Adalet bu, degil mi?"
"Ashildr bu kadar yeter." dedi Remus, eğlendiğini inkar edemezdi ama mugglelara bu kadar açık davranması... Biraz tehlikeliydi elbette.
"Biraz bekle." dedi Ashildr Remus'a, Dudley i yere koydu ve cocuk kaçtı. Zaten büyücülerden korkuyordu. Artik bi süre kendine gelemezdi muhtemelen.Vernon enişte korkuyla bakıyordu her seye, dili tutuldu galiba.
"Evet şimdi sen" dedi Petunia ya. "Lils hep senden bahsederdi biliuyor musun?" dedi ve dibine cisimlendi. "Kiskanmissin doğru mu?" dedi ve arkasına cisimlendi. " Yeter bu saçmalık çıkın evimden yoksa polisi ararim!"
"Ara" dedi Ashildr, "Ne yapabilirler ki..." dedi ve salona cisimlendi. Ardından salondan cikti. "Dekorasyonunuzu hic beğenmedim."
Vernon ve Petunia resmen deliye dönmüşlerdi. "Sadece bilin diye söylüyorum-" Vernon enişte Ashildr ın kolunu yakalamaya çalışırken Ashildr yine bizim yanımıza cisimlendi ve "Harry'nin vaftiz babası hapishaneden kaçtı. Muhtemelen sizin peşinize de düşer yakın zamanda." dedi ve yanımızdan yok oldu. "Tamam alın çocukları da alın eşyaları da alın bizi rahat bırakın." dedi Petunia teyze ve kapıyı kapattı.
"Ashildr bunun yüzünden büyük bir ceza alacak." dedi Remus, "Neden bu kadar rahat peki?" dedi Harry.
"Eskiden bir seherbazdı." dedi Remus, "Sonra Sirius a mahkemede tanıklık etmeye gitti. Bir kac haftaya kalmadı ve onu da görevden aldılar. Sizi de Dumbledorun elinden alamadı. Çünkü vaftiz anneniz değildi. Yasal da değildi. Kaçtı sonra, ortalıktan yok oldu. Suanda da kaybedecek bir şeyi olmadığını düşünüyor."
"Yok mu gerçekten." diye sordum Taksiye yürürken. " Ne diyebilirim ki, yok gerçekten."
"Sirius? Sirius u kaybetmekten korkmuyor mu?"
"Onu tanıdığımdan beri dünyanin en başına buyruk insani, burnunun dikine gider hep. Yaptıklarının sonuçları da umrunda olmaz... O nedenle Sirius la da cok iyi anlaşıyorlar."
Bitti şimdilik devamını yazarım bi ara
.
.
🌚⭐

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkiz Potterlar
Fanfiction"Yani siz babamı taniyordunuz? Değil mi? Onunla ayni zamanda okumustunuz." Hayran kurgu olduğu için bazı karakterler kitapta olduğundan farklı, küçük ya da büyük, ve kendi oluşturdugum karakterler var