Bütün gece boyunca uyaniktim, uyuyamamiştim. Hepsi o saçma mektup yüzündendi. Kelimeler canımı yakıyordu. Kelime canımı yakıyordu.
Ben de isterdim ailem yanımda olsun,hiç gitmesinler. Gece korktuğumda onların yanina gidiyim. Mutlu anilarimiz olsun, hatırlayacağımız anılar.
Camın önünde bunları düşünürken elimyde de ailemin fotoğrafı vardi.
Tamam, artik bunları bir kenara bırakıp uyumaliyim. Yoksa yarin uyuklayacagim , en azından 2 saat.
Uyumaya çalıştım gorlerimi kapattım ve siyah motifli bir ayna karşısında duruyordum, ama hayır yanımda Harry de vardı ve aynaya baktığımızda o çocuğu ve elini tutan biri vardı. Keldi, bastan aşşagi siyah giyinmişti. Ve... Ve burnu yoktu.
Yanıma baktım, Harry de simsiyah giyinmisti. Biraz kafami eyip kendime baktım. Ben de sim siyahtim.
Elimde bir asa vardı, ama benimkisi değildi, daha çok diken motifi ve kurukafa motifi vardı. Harry nin gözlüğü yoktu, her zaman bunu isterdi ben de sana yakışıyor derdim. Bu ne yani ne istersek onun olacağını mi anlatmaya calisiyorudu. Sonra Harry bir anda yere yığıldı. Asası yere yuvarlandı.
Bir anda ayna da duran kel adam bana baktı ve bir şeyler fisildadi. Sanırım büyü yapıyordu ama pek yaradığı söylenemezdi. Gözlerim hala Harry'deydi.
Önümü döndüğümde o küçük çocuk tam karşımda duruyordu ah! İste bu korkuttu.
"Korkmana gerek yok sadece bayilmis, kokudandir." dedi, "Bana guvenebilirsin, o adamın yanından kaçtım." dedi "Bizi buradan çıkarabilir misin?" dedim, "Evet, tabiki. " dedi Harry nin yanına gidip eğildi .
"Hadi gel ,şimdi gözlerini kapat." dedi, dediğini yaptım. Kolumu tuttu ve bir şeyler söyledi. Kolumu çok sıkı tutuyordu, " Sana bu kadar yakınken, kendimi hayal kırıklığına ugratamam !" dedi ve daha yuksek sesle bağırdı. "Avada Kedavra!"
Kan ter içinde uyandim, ruyaydi, yasiyordum. Her gün bunları görüyordum, bu yüzden bazen uyumaktan nefret ediyorum.
Karşımda Harmonie kitabini karıştırıyordu, hayat olduğu gibi devam ediyordu. Bu gün ailesinin yanina gideceği için bavulu topluydu. Yaklaşık 1 haftalık bir tatil vardı.
Biz gitmecektik, aslında yıl sonu zorunlu olmasa yine gitmezdim.
Yataktan kalkıp hızlıca uzerimi değiştirmeye basladim biraz geç olmuştu ve neredeyse herkesin eşyaları toplanmıştı.
Mavi tüylü bir kazak ve siyah bir pantolon. Orak salona gidip camlarimi sildim, asami elime alıp büyük salona doğru yürüdüm.
Gryffindor masasında Harry ve Ron büyücü satrancı oynuyorlardı, gidip Harry nin yanina oturdum ve oyunu seyretmeye başladım.
Hermonie çok geçmeden geldi , "Ben gidiyorum," dedi ,ayağa kalkıp "Cabuk gel, burada tek basıma kaldım," dedim. "Gelirim, " dedi ve arkamda duran Harry 'ye sarıldı. Ardından Ron "Görüşürüz Hermonie," dedi yerinden kalkmadan.
Hermonie el salladı ve arkasını donup kapıya doğru ilerledi, Draco kenarda arkadaşlarıyla konuşuyordu, eliyle Herm'i işaret etti ve guluştuler.
Harry de bunu fark etti ama ben önce davrandim ve hızlıca yürüyerek Draco'nun yanina gittim. Sırtı donuktu ben de arkasında durdum ve asayla onu dürttüm.
Arkasini söndü ve bana baktı "Malfoy!" dedim, "Potter, annen sana insanlara boyle davranmaman gerektiğini ogretmedi mi?" dedi sonra dalga geçercesine bir siritip "A doğru senin annen bile yok!" dedi ve arkadaşlarıyla gülmeye başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İkiz Potterlar
Fanfiction"Yani siz babamı taniyordunuz? Değil mi? Onunla ayni zamanda okumustunuz." Hayran kurgu olduğu için bazı karakterler kitapta olduğundan farklı, küçük ya da büyük, ve kendi oluşturdugum karakterler var