Direkt konuya girmek istiyorum artık sıkıldım.
İlk bölümler hiç benlik değil 😪Neyse hoş geldin.
Gelmişken oku bari.
Seviliyorsun. Muah muah_________________________________________
Liam anın şoku ile öylece kala kalırken yeşil gözlü çocuk gayet rahat ve flörtöz bir şekilde önünde ki küçüğün gözüne doğru gelen sarı saçlarını, parmağına dolayarak oynuyordu.
"Biraz gülümser misin?"
Diye sordu, uzun çocuk. Liam onu alıkoyuyormuş gibi kolları arasına kıstırıp bir de yüzsüz bir şekilde ondan gülümsemesini isteyen çocuğun sesi ile şoktan kurtulup bulduğu ilk fırsatta ondan uzun duran çocuğu göğsünden ittirdi.
Yani ittirmeyi denedi... çünkü çocuk milim bile kıpırdamamıştı.
"N' yapıyorsun be! Çekil üstümden!"
Diye bağırdı bu seferde Liam. Yeşil gözlü çocuk o bağırdığı anda genç adamın kafasını bi anda çekip göğsüne yaslayarak sesini bastırmaya çalıştı. Bir yandan korku ile koridoru süzüyor bir yandan da sanki gerçekten sevgilisine sarılırmış gibi huzur ile gülümsüyordu.
"Ya bıraksana sapık mısın?!"
Diyerek debelendi bu seferde Liam. Fakat ne onu saran güçlü kollar arasından sıyrılabilmiş ne de sesini duyurabilmişti.
Yeşil gözlü çocuk sevgilisiyle cilveleşirmiş gibi yaparak kucağında debelenip duran küçük bedenin kulağına eğildiğinde dışarıdan bakan herhangibiri tatlı bir çift olduklarını düşünebilirdi.
"Bak yemin ederim mantıklı bir açıklamam var! Senden yanlızca bir kaç saniye rahat durup bana gülümsemeni istiyorum?!... Lütfen."
Liam kulağına değen dudaklar ile nasıl olduğunu bilmeden sakinleşirken duyduğu sözlere bir anlam vermeye çalıştı. Çocuğun sesi oldukça telaşlı geliyordu. Buraya koşarak girmiş olması ve sürekli olarak arkaya bakıyor olmasınıda göz önünde bulundurursak Liam'ın çocuğun başının dertte olduğunu anlaması çok uzun sürmemişti.
O an kendine ve vicdanına bu kadar merhametli olduğu için söverken yinede çok geçmeden hala çocuğun göğsünde duran kafasını olumlu anlamda salladı.
Yeşil gözlü çocuk aldığı onay ile rahat bir nefes verirken hala sıkıcasına tuttuğu kollarını gevşeterek sarı çocuğun kolları arasından sıyrılmasına izin verdi. Liam bi an kaçıp gitmeyi düşünsede bunun ona hiç bir şey katmayacağını farkettiği için dolaplara geri yaslandı.
Karşısında ki çocuğun kolları hala Liam'ın iki yanında duruken genç adam bu sefer rahatsız olmuyormuş gibi davranmak için kendini kasarak gülümsedi.
Yeşil gözlü çocuk karşısında ki küçüğün onu tanımamasını rağmen yardım ediyor olmasına o kadar sevinmişti ki yüzünde ondan habersiz oluşan kocaman bir gülümseme vardı. Tedirgin gözleri ile son bir kez koridoru kontrol edip her şeyin yolunda olduğuna karar verdiğinde rahat bir nefes verebilmişti.
Liam kesinlikle ne olduğunu anlamıyordu. Çocuğun yeşil gözler onun mavilerini bulduğunda bu sefer samimi bir şekilde gülümsedi. Bu biraz 'sana güven veriyorum bana neler olduğunu anlat' diyen türden bir gülümsemeydi fakat uzun çocuk bunu anlamış gibi durmuyordu.
"Theo ben."
Dedi elini uzatırken, yeşillerini bir an olsun çocuğun mavilerinden çekmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME IN GAME | THİAM
Fanfiction•Liam tam onaltı yıl boyunca oldukça katı kurallar çerçevesinde büyür. Arkadaşları ile bile doğru dürüst görüşemeyen Liam'ın böyle yaşamasının tek sebebi ise ailesinin eşcinsel olduğundan şüphelenmesidir. En yakın kız arkadaşı ile sevgili rolü yapı...