Uzun zamandır buraya bölüm atmıyorum umarım okuyan kalmıştır
👉👈Hoşgeldin.
Gelmişken oku bari
Seviliyorsun.
Muah muah.😽😽
_________________________________________-AMAN TANRIM! YANİ KABUL ETTİN!!-
Liam sabahtan beri bininci kez aynı soruyu soran arkadaşına göz devirip telefonu hopörlere alarak gelişi güzel bir şekilde yatağın üzerine fırlattı. O aynanın karşısına geçip okula ait olan kravatı yakasına bırakırken arkadaşları kendi aralarında konuşmaya devam ediyordu.
-Evet Hayden. Kabul etmiş.-
Dedi Corey, artık sesinden taşan bıkkınlık ile. Dün Liam yorgun olduğu için arkadaşlarının hiç birine neden Theo'nun yanına gittiğine dair bir açıklama yapmamıştı. Tabii bu Hayden'i delirtmiş dün geceden beri onları iki yüz elli altı kere aramasına sebep olmuştu.
Liam ise gece aramalardan dolayı telefonunu sessize almış, yeni gelen aramayı da sabah okul için kalktığında yakalamıştı.
Zaten bunu daha fazla erteleyemezdi. Saklaması gereken bir şeyde yoktu. En sonunda arkadaşlarına -Theo'nun garip arkadaş grubu hariç- her şeyi anlatmak zorunda kalmış, şimdi ise Hayden'in heyecanlı tepkilerini dinliyor ve baş ağrıtıcı 'neden daha önce söylemedin!?' Nidalarına göz yummak zorunda kalıyordu.
-E siz şimdi baya baya sevgili rolü yapacaksınız yani?!-
Dedi Nolan, bütün olayın özetini çıkararak. Görmeyeceklerini bilsede olumlu anlamda kafa salladı Liam. Onlarda herhangibir cevap beklememişti zaten.
-Ailen?-
Dedi bu seferde Brett, sesinde büyük bir çekingenlik vardı. Sanki bunu sormak istemiyor ama mecbur hissediyormuş gibiydi.
Onun sorusu ile bir kaç kişi hışırtılı bir nefes verirken Liam'da onlara ayak uydurarak derin bir nefes alıp, aynadan bağladığı kravatını kontrol etti.
"Ailemin öğerenmemesi için elimden geleni yapacağım."
Sanki evren Liam'ın dediğini anlamış ve onun ile uğraşmayı seçmiş gibi, mavili çocuk daha kendini açıklayamadan aşağı kattan gelen annesinin sesi ile olduğu yerde kala kalmıştı.
"Liam bir oğlan burada seni bekliyor!?"
Annesi muhtemelen şu an kapıda durmuş oğlunu soran çocuğa oldukça içten olduğunu düşündüren gülücükler atarken, sesinde ki imayı, şaşkınlığı ve birazda soğuk savaşa davetiye çıkaran tehdimsi tonu bir tek Liam farkedebiliyordu. Genç adam yutkunmadan edemedi.
-OHA! THEO MU GELMİŞ ACABA?!-
Diyerek atıldı Hayden. Bu sefer sesinde öncekiler gibi heyecanlı ve alaylı değilde endişeli olduğunu belli eden bir ton vardı. Çünkü şu an telefonun başında ve diğer tarafında duran herkes biliyordu ki ailesi, Liam erkek arkadaş edilmeden önce onun ile konuşmaya çalışan her çocuğu gözden geçirmiş ve oğullarına uygun olup olmadıklarına bakmıştı. Mason ve Corey'in eşcinsel olduğunu bilmeyen ailesi ikisininde yüksek olan notlarından ve efendi davranışlarından etkilenmiş, Liam ile görüşmelerine izin vermişti. Aynı zamanda Brett ve Nolan'ın sporda olan becerileride ailesini çok etkilemiş, oğulları yeni şeyler deneyebilsin diye onlar ile görüşmesine izin vermişti. Hayden zaten... kimseye danışmaya ihtiyaç duymadan edindiği tek arkadaşıydı. Ortaokulda ailesinin süzgecinden geçmiş kardeşleri dışında kimse ile arkadaşlık etmeyen Liam'ın annesi, doğal olarak sabahın köründe kapılarına dayanmış otuz iki diş sırıtarak oğlunu soran, tanımadığı çocuğun kim olduğunu epey merak ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAME IN GAME | THİAM
Fanfiction•Liam tam onaltı yıl boyunca oldukça katı kurallar çerçevesinde büyür. Arkadaşları ile bile doğru dürüst görüşemeyen Liam'ın böyle yaşamasının tek sebebi ise ailesinin eşcinsel olduğundan şüphelenmesidir. En yakın kız arkadaşı ile sevgili rolü yapı...