BÖLÜM-4

83 4 0
                                    

Multi:Samet
Sabah alarm sesiyle kalktım. Tuvalette rutin işlerimi hallettikten sonra kızlarla kahvaltı yapmak için mutfağa geçtim . Rüya yine her zaman ki gibi muhteşem bir sofra hazırlamıştı. Diğerlerine günaydın diyerek sandalyeye oturdum. Bizimkiler yine geyik yapıyordu. Onlara çok fazla katılmadan bir şeyler atıştırıp yukarıya giyinmeye çıktım. Altıma siyah mini bir etek üstünede beyaz üstünde yazılar olan bir sweatshirt geçirdim. Canım makyaj yapmak istemediğinden dudaklarımda hafif bir parlatıcı sürüp kızların yanına gittim. Beraber yürüyerek dersaneye gittik.
Tabii Dilek hemen dün sınıfa yeni gelen çocuklardan biri olan Efe'nin yanına gitti. Çocuk gerçekten yakışıklıydı. Ve anladığım kadarıyla Dilekle aralarında ilk günden bir etkileşim olmuştu. Aslında uzaktan bakınca çok sevimli duruyorlardı.
Daha sonra karşımda bana doğru gelen Koray'ı görünce suratım asıldı. Koray yanıma geldi:
"Selam"
"Selam" dedim buz gibi bir sesle.
"Ben dün için özür dilerim. Genellikle kızların yanına oturunca aramızda bir şeyler olurdu ama..."
"Demek ki her şeyin bir ilki varmış."
"Demek istediğim kusura bakma."
"Tamam. Geçti gitti."
Hala başımda bekliyordu.
"Söylemek istediğin bir şey mi var?"
"Aslında arkadaş olabiliriz diye düşünmüştüm."
Neden olmasını ki iyi bir çocuğa benziyordu.
"Olur."
Gülümsedi.
"O zaman sınıfta görüşürüz ARKADAŞIM."
Arkadaşıma bilerek vurgu yapmıştı.
"Görüşürüz." dedim bende gülerek.
O sırada karşıdan bana gelen Ateş'i gördüm. Koşarak boynuna sarıldım.
"Günaydın sevgilim."
"Günaydın bebeğim." dedi uykulu sesiyle saçlarıda hafif dağılmıştı ve bu haliyle çok tatlı görünüyordu. Yanağına ufak bir öpücük kondurdum.
"Cidden mi?"
"Ne var?"
"Ben dudaktan bekliyodum."
"Unuttun mu cezalısın."
"Kıvılcım gerçekten bana böyle bir işkence yapacak mısın?"
Kafamı salladım. Ama şu anda dudaklarını öyle bir öpmek istiyordum ki.
"Cezanı kaldırmıycam ama süreni kısaltabilirim."
"Hmm o zaman bana işkencen ne kadar daha devam edecek?"
"Muhtemelen bir saniye falan."
Bişey demesine izin vermeden dudaklarına yapıştım. İlk başta biraz şaşırsada o da karşılık vermeye başladı. Zil sesini duyunca mecburen ara vermek zorunda kaldık.
"Bugün de derslere girmesek olmaz mı?"
"Hayır. Hem zaten bugün cumartesi unuttun mu?"
Dersanemiz pazar pazartesi ve salı hariç her gün vardı. Cumartesileri ertesi gün tatil olduğu için ben Ateş'te kalırdım. Beraber film izlerdik ve sonunda beraber sarılarak uyurduk. Diğer günleride kızlarla beraber geçirirdim. Beraber alışverişe falan çıkar yada bi kafeye gider otururduk.
"Sence unutur muyum?"
"Film seçtin mi peki?"
"Evet."
Sonrada zaten sınıfa geçtik. Günün geri kalanında pek bir şey olmadı. Derslere girdik. Teneffüslerde biraz Koray'la sohbet ettik falan derken dersane bitti. Ateşle arabasına doğru gittik. Eve kadar pek konuşmadık. Eve vardığımızda ben pizza söyledim. Ateş'te filmi ayarladı.
Koltuğa geçip elime pizzayı alıp izlemeye başladım. Şaşırtıcı bir şekilde romantik bir film seçmişti. Elimi alnına koydum.
"İyisin dimi? Ateşin falan yok.?"
"Hayır sadece sevgilime cezamı kaldırdığı için teşekkür etmek istedim. Ama bir daha benden böyle bir şey bekleme."
Ateş hareketi severdi. Aksiyon,macera ona göreydi. Diğerlerinde sıkılırdı.
Pizzamı bitirince kafamı Ateş'in bacağına koyarak izlemeye başladım. Aslında izlemekten çok düşünüyordum. Ateş benim için bir çok şey yapıyordu ama ben onun için hiçbir şey yapmıyordum. O sadece benden onun olmamı istiyordu ama ben korkuyordum.
Evet bakireydim. Ateşle ara sıra öpüşmememiz baya bi derinleşiyordu. Hatta bir kere beraber bile olacaktık ama ben istememiştim. Ateş biraz bozulsada sen hazır olduğunda senin için burda olucam demişti.
Şimdi düşünüyordum da acaba daha neyi bekliyordum. Bence birlikte olacaksak bu zaman uygundu.
Televizyonun kumandasını aldım ve televizyonu kapattım.
"Ne oldu? Filmi beğenmedin mi?"
Bense bir şey demeden onu öpmeye başladım. O da bana karşılık veriyordu. Ellerim tişörtüne gitti. Tişörtünü tutup çıkardım. Kasları gözümün önünde tüm seksiliğiyle duruyordu. Ne yapmak istediğimi anlamıştı.
"Bundan emin misin?
"Evet. Seni daha fazla bekletmemem gerektiğini düşünüyorum."
Ateş için ilk değildim. Benden önce başka kızlarla sevişmişti. Ama bu umurumda değildi. Benim için önemli olan şu an benimle olmasıydı.
Ani bir hareketle beni altına aldı ve öpmeye başladı. Dudaklarını çekip tişörtümü ve eteğimi aramızdan ayırdı. Kafasını boynuma gömüp öpmeye başladı. Tuhaf gelmişti bunlar. Ama hoşuma gitmişti. O üstümdeyken bacaklarımı onun beline doladım. Hem beni öpüyordu aynı zamanda da elleriyle bacaklarımı okşuyordu. Beni koltuktan kaldırıp yatağa yatırdı.
....................................................................................................................................................................................................
Sabah uyandığımda yanımda huzurla uyuyan Ateş'e baktım. Biz şimdi gerçekten dün gece beraber olmuştuk. Bu çok hoşuma gitmişti. Suratını incelemeye başladım sarı dağınık saçlar, çok düzgün bir burun, ince ama dolgun dudakları vardı. Onu uyandırmak istemiyordum, yataktanda kalkmak istemiyordum ama çok sıkılmıştım. Elime telefonu alıp biraz oyalanmaya karar verdim.
O anda dikkatimi bir şey çekti. Bugünün tarihi. 23 Şubat. Olamaz bunu nasıl unutmuştum. Ateşle o kadar meşguldum ki tamamen aklımdan çıkmıştı. O anda içimi büyük bir suçluluk kaplamıştı. Bugün onun doğum günüydü aynı zamanda ölüm yıl dönümü.
Hemen yataktan kalkıp üstüme dün ki kıyafetlerimi geçirdim. Saçıma biraz çeki düzen verdikten sonra evden çıktım. Bir taksi çağırdıktan sonra mezarlığa gittim. Hemen ezbere hiç zorlanmadan onun mezarını buldum. Mezardaki isime baktım UĞUR SÖNMEZ1996-2014. O burda olmayı hak etmiyordu. O....o burda benim yanımda olmalıydı. O benim ilk aşkımdı.
O anda Samet'i gördüm. Yüzünde belli bir hüzün vardı. Ama onu görünce sinirlenmiştim. Onun burda olmaya hakkı yoktu.
"Ne işin var senin burda?"
"Kıvılcım sakin olur musun?"
"Sakin falan olamam o senin yüzünden burda."
Gözümde biriken yaşlar artık daha fazla dayanamadı ve akmaya başladı.
"Kıvılcım bak özür dilerim ben ister miydim? En yakın arkadaşımın,çocukluğumu geçirdiğim kişinin, sırdaşımın burda olmasını? Tek üzülen sen değilsin."
Sametin bi anlık patlamasıyla dona kaldım. Hiç düşünmemiştim onunda böyle üzüleceğini. Hep onu suçlamıştım.
Aklıma eski günlerimiz geldi. Samet ve ben yurtdışında karşı evlerde oturuyoduk. Bu yüzden beş yaşımdan beri o benim en iyi arkadaşımdı. Beraber güler, beraber eğlenirdik. Sonra bir gün bizim yan eve bir aile taşındı ve o günden sonra Uğurla tanıştık. Artık üçümüz ayrılmaz üçlü olmuştuk. Herşeyimizi beraber yapıyorduk. Zamanla Uğur ve benim duygularımız değişti. Ondan hoşlanmaya başlamıştım. Ve o benim ilk aşkım olmuştu. Samet ise bizimle dalga geçiyordu. Beraber Türkiye'ye gelmiştik. Liseyi burada okumuştuk. Sonra o gün tam 1 yıl önce Uğur'un doğum günüydü ve biz bara gitmiştik. İkiside içmişti. Ama Sametin durumu daha iyi olduğu ve bende araba kullanmayı bilmediğim için arabayı Samet kullanmıştı. Sonraysa tırın birine daha doğrusu o bize çarpmıştı ve Uğur elimden kayıp gitmişti.
Bu olaydan Samet'i sorumlu tuttuğum için onunla görüşmeyi kesmiştim. Ama o beni bulup benimle aynı dersaneye yazılmıştı. Başından beri Ateş'i Sametten uzaklaştırmak istememin sebebi buydu. O anda gittim ve Samet'e sarıldım
"Özür dilerim. Senin suçun olmadığını biliyorum ama ben Uğur'u kaybetmiştim ve ve..."
"Şşşhht. Tamam ağlama artık Uğur seni görse ne düşündürdü benim kızıma ne oldu böyle diye kendini üzerdi. O yüzden ağlama artık ve Uğur'u üzme tamam mı?"
"Tamam"
Elleriyle yüzümdeki yaşları sildi ve alnımdan öptü. Bu onun beni seviş şekliydi.
Mezarlığın başında biraz daha durduk ve kalktık. Samet beni eve bırakmayı teklif etti ama ona yalnız kalmak istediğimi söyleyip kendim eve gittim.
Kızlar daha gelmemişti. Odama geçip kendimi yatağa fırlattım. Telefonu elime alınca kısa bir şok geçirdim 47 cevapsız çağrı ve tam 63 tane mesaj vardı. Hepside Ateş ve bizim kızlardandı. Aklıma Ateş'i sabahleyin öylece bırakıp geldiğim geldi. Kim bilir ne düşünmüştü. O yüzden onu sonra aramaya karar verdim. Bende Ecem'i aradım. Ilk çalışta açtı.
"Aloo Kıvılcım? Iyi misin? Nerdeydin? Seni çok merak ettik. Başına kötü bir şey geldi mi?"
Ecem böyle ard arda soruları sıralayınca kafam şişmişti.
"Evet Ecem iyiyim. Başıma kötü bir şey gelmedi sadece yalnız kalmak istedim."
"Ne oldu canın sıkkın gibi?"
" Şu anda konuşmak istemiyorum. Sonra konuşalım." diyip telefonu kapattım. Sıra Ateşteydi ve ona nasıl bir açıklama yapacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. O yüzden bende evine gitmeye karar verdim.
Evine gelince kendi anahtarımla-bana evinin anahtarını vermişti-kapıyı açtım. Koltukta oturmuş bi elinde telefon diğer elinide başına dayamış bir şekilde uyuyakalmıştı. Hemen yanına gidip ona sarıldım. Ona sarıldığımı hissetmiş olacak ki gözlerini kırpıştırdı.
"Kıvılcım?"
"Benim Ateş."
"Neden birden kayboldun? N........."
Şimdi yine soru bombardımına tutulmak istemiyordum. Onu uzunca öptükten sonra"Sadece sussak ve birbirimize sarılsak?"
Hemen kollarını bana sardı ve onun kollarının verdiği güvenle uyuyakaldım.

AŞK DÖRTGENİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin