4. BÖLÜM

280 25 11
                                    

Erken bir saatte atmayı çok isterdim ama ödevlerim çoktu. Üzgünüm.
Bu bölümü zevk alarak yazdım umarım beğenirsiniz.
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum :)
İyi okumalar :) 

Yaklaşık on dakika Doruk ile gözlerimizi kısarak- sinirli sinirli- bakistiktan sonra ilk pes eden Doruk oldu.

"Tamam Kahve öyle bakmayı kes. Sırf dedem için kabul ediyorum."

Hah laflara bak sanki ben ona çok meraklıyım. Tamam yakışıklı olabilir ama tipim değil bir kere. Pislik..

"Ben sanki sana çok meraklıyım." Dedim gözlerimi devirerek.

"Haspam." Sesimi duymaması için mırıldandım. Korkmuyor değilim Doruktan. Her an herşey yapabilir. Hatta dovebilecek potansiyel var onda.

"Herneyse." Ellini boşver gibisinden salladı. Sonra da Ahmet dedeye döndü. Ah Ahmet dedenin varlığını bile unuttuk. Kavga ederken kendimizden geçiyoruz resmen.

" Dede eşyalarını toplayalım sonra bende otele geçeyim de eşyalarımı hazırlayayım."

"Sen git ben yardım ederim Ahmet dedeye."

"Yok güzel torunlarim ben hallederim ikinizde gidebilirsiniz."

"Olmaz dede halledelim işte. Doruk da o sıra da alsın eşyalarını. "

"Peki adresi mesaj atarsın. Görüşürüz dede."

Pislik ya insan bi bana da görüşürüz der. Tamam kavga ediyoruz habire ama yine de insanlık edebilir. Ama nerde bunda o insanlık....

Görüşürüz demesini çok istediğimden değil valla bak. Sadece insanlık için.. Uff peki bozuldugum için öyle düşünüyorum shsjdjfnf. Ama ne yapayım kim olsa bozulurdu. Yaptığı çok yanlış bir davranış bir kere.

"Numara?"

"Ver telefonunu." Telefonu Doruka uzattım. Numarasını tusladiktan sonra bana geri verdi. Kaydettiği numarasına bakınca gördüğüme şaşırmıştım.  Kendini 'Yakışıklı Doruk' diye kaydetmişti. Egoist ya. Nerden yakışıklı oluyorsa?? Cevap vereceğim sırada onun kapıdan çıktığını fark ettim. Laf sokmak için gecikmistim. 'Yakışıklı Doruk' yazısını silerek 'Egoist' diye kaydettim. Şimdi biraz olsun rahatlamıştım. Daha sonrada evin adresini Doruk'a mesaj attım.

Ahmet dedeye eşyalarını toplamasına yardım ettikten sonra Huzur evinden çıkış yapmak için işlemleri halletmeye gittim.  Her Allahin günü geldiğim için beni tanıyorlardı.

İçeri girdiğimde müdüre siyah deri koltuğunda oturuyordu.Hemen selamlastik. Daha sonra karşısındaki beyaz deri koltuğa oturdum.

"Eylül abla Ahmet dedenin çıkış işlemleri ic-"

"Canım o işlemleri Doruk Bey geldi halletti."

Teşekkür edip hemen Ahmet dedenin yanına çıktım. Koltukta oturmuş bir resime bakıyordu. Yanına yaklastigimda yüzünde o tatlı gülümsemelerinden biri vardı. Resme baktığımda iki tane çocuk gördüm. Biri bendim. Küçüklük resimlerimden hatırlıyordum. Yanımdaki yanlış tahmin etmiyorsam Doruktu.

"Siz çok küçüktünüz. O zaman da kavga ederdiniz ama yine de birbirinizi korurdunuz."

~

Ahmet dede huzurevindekilerle vedalasirken bende valizlerini arabaya yerleştirdim ve arabaya bindik. Ahmet dedeye baktığımda gözlerindeki mutluluğu gördüm desem yalan söylerim. İnsanların gözünden anlamlar çıkarana da şaşıyorum. Ben mi salagim yoksa millet mi çok zeki anlamadım. Her neyse ne diyordum hah hatırladım. Ahmet dedenin gözlerindeki mutluluğu gördüm diyordum. Mutluluğu değilde o isildamayi gördüm. Belki bu da bir mutluluk belirtisi olabilirdi.

Dedeler Sağolsun!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin