Konser bittikten sonra bütün yorgunluğumla kendimi eve atmıştım.
Baek koltukta oturmuş korku filmi izliyordu,bir anda geldiğimde bağırmasıyla ikimizde korkmuşuk.
Zaten bogazım bağırmaktan ağrıyordu birde böyle çığlık atınca sesim iyice kısılmıştı.Odama çıkıp yatağıma uzandım,ve üzerimdeki ceketi bir kenara attım.
Gözlerimi kapatır kapatmaz uykuya dalmıştım zaten.
_____________
Sabah sikik alarmın sesiyle uyanmıştım
,yine.Bir yandan okulu bulana küfur ediyor,bir yandan üstümu giymeye çalışıyordum.Saçlarım çok dağılmıştı bu yüzden taramak zor oluyordu.Küfürlerimin uzerine birde saçlarıma bir ton laf etmişim,işim bitince evden hızla çiktım çünki geç kalıyordum.
Baek benden önce okula gitmişti bu yüzden hizlı yürüyebilirdim.Hatta hızli yürümekle kalmıyor resmen koşuyordum.
Okula vardığımda nefes nefese kalmama rağmen yetisemediğimi, bahcede kimse olmamasından anlamıstım.
Kahretsin!.Dersimiz kahrolası ingilizceydi,ve bu dersten nefret ediyordum.Özellikle öğretmen olacak mark mozuntusundan ayrıca nefret ediyordum.
Her türlü derse gec kalacaktım bu yüzden kantine gittim ve bir kahve alıp ikili masaların yanına geçtim.
Çantamdan kitap defter işte ne varsa masaya çıkartıp yakında olacak sınav için çalışmaya başladım.
Kafamı fazlasıyla yorarken sandayle sesiyle dikkatim dağılmıştı.
"Rahatsız olmazsan oturabilirmiyim"
Gözlerim neler görüyor.Yanlışmı görüyorum diye gozlerimi bir kac kez ovaladım,ama hala karşımda oturuyordu.Taehyung benimle oturuyordu
"Tabiki oturabilirsin"
Kollarını önünde bağlayıp kitaplarda gözünu gezdirdi.
"Dersmi çalışıyordun"
"Evet,yani sayılır...aslında hayır"
Tatlı kare gülüşünü gösterip kafasını salladı.
"Aslında seninle bir konu hakkında konuşmak istiyordum"
Taehyung,benimle,konuşmak.Şimdi bayılacaktım
"Konuşalım"
"Baekin ve yeolun arasını nasıl yaptığını gördüm,ve senden bir şey isteyecektim aslında."
"İsteyebilirsin"
Derin bir nefes alıp gülümsedi
"Hoşlandığım bir kız var,aslında uzun zamandır ondan hoşlanıyorum fakat bir kaç sebepten dolayı tzuyuyla çıkmak zorunda kaldım.Ondan hoşlanmama rağmen.Konser günu tzuyunun beni aldattığını öğrendim.Bu benim işime gelmişti şimdiyse ailesi ceza olarak amerikaya yolladı.O kıza açılmak istiyorum,bana yardımcı olabilirmisin."
Kurduğu cümleyi sindirmek beni zorluyordu,icimde bir şeyler kırılmıştı, hissediyordum.Kendimi sıkıyordum ağlamamak için,ne ara tutulmuştum ben taehyunga bu kadar.
"Ben pek iyi değilim bu konularda aslında,şey sadece bir buluşma ayarladım.Jest yapamam,böyle şeyleri bilmem.Üzgünum ama başkasından yardım almalısın"
Önceden topladığım cantamı sırtlanıp sınıfa çıktım
Ancak gozlerimden akan yaşlardan bi haberdim.Boynuma damlayan sıcak ve ıslak damlayla yanaklarımı sildim.
Sınif kapısını çalmadan başım yere eğik bir şekilde girip bütün gozlerin üzerimde olmasını takmayarak yerime geçtim.Bay markın dersinde böyle bir şey yapmak cesaret isterdi.
Normalde benimde götüm yemiyordu, ancak şu an o kadar kırgındımki kimseyi takacak durumda değildim.
"Kim jisoo?"
Cevap vermek yerine ellerimle oynuyordum ağlamamak için.
"Jisoo"
Sesi sert çıkmıştı bu yüzden kafamı kaldırıp bay markla göz teması kurdum.
Yakın bir temasta olduğumuz için kızaran gözlerimden suratı biraz yumuşamıştı.
"Koridora gel jisoo"
Yavaşça yerimden kalkıp yine başım eğik bir şekilde sınıftan ayrılmış ve koridorda bay markı beklemiştim.
"İyimisin jisoo"
Bay markı daha önce hiç böyle görmemiştim.Fazlasıyla yumuşak konuşuyordu.
"Evet efendim"
Elimden geldiğince sesimi düz çıkartarak konuşmaya çalıştım.Bir süre konuştuktan sonra zil çalmış ve bay mark öğretmenler odasına yol almıştı.
"Hey jisoo iyimisin"
Kırgınken baska birileriyle konuşmak hoşna gitmiyordu,özellikle kalbini kıran kişiyle.Bu yüzden taehyungu takmayarak sınıfa girdi,girer girmez iltifatlara boğulmuştu.
Dediği gibi bay marka kimse karşı gelemez ona hesap vermemezlik edemezdi.Bu davranışıda kim olursa olsun insanların değişebildiğini göstermiş oldu.
Kimseyi takmıyordu,baek kuzenini tanırdı.Böyle olduğu kalbinin kırıldığına işaretti.
Herkezi jisoodan uzaklaştırıp kuzeninin yanına oturdu.
"Sanırım kırgınsın"
Jisoo cevap vermediğinde baek cevabını almış bir şekilde kafasını salladı.
"Kırgınken konuşmayı sevmediğini biliyorum,sadece bana seni kimin üzgünü söyle"
Biraz beklemişti,aslında taehyungu suçlayamazdı.Onu sevmek zorunda değildi,jisoodan yardım istemesi zoruna gitmişti sadece.
"Jisoo,konuşalım"
Taehyung yine onu takip etmişti,neden jisoonun bu kadar atar yaptığını düşünmeden edemiyordu.
"şimdi değil taehyung,lütfen"
Taehyung jisooyu üzen şeyi anlamamıs olsada dahada zorlayıp üzmek istemiyordu.
"Pekala ama okul çıkışında bir kafeye gidelim,itiraz istemjyorum görüşürüz"
Taehyung arkasına bile bakmadan gittiğinde jisoo şanssızlığına bin kez lanet ederek gözlerindeki yaşları serbest bıraktı.
