Naruto'nun odasında bana sarılıp uyuduğu zamanın üstünden 2 hafta geçti. Bir şeyler ters gidiyor. Huzursuz hissediyorum.
Naruto her zaman olduğu gibi mutlu. Bu iki haftada arkadaşlığımız güzelleşti. Onu kendimden itmiyorum artık. Benim yanımda mutlu olduğunu görmek bana iyi geliyordu. Bu yüzden ona karşı pes ettim.
Huzursuzluğumun nedeni bu değil. Naruto güçsüzleşiyor. Her doktorlar odaya girip onu götürdüklerinde daha kötü geri dönüyor. Vücuduna verilen elektriklerin ya da hastalıkların haddi hesabı yok. Şu ana kadar dayanabilmiş olması tamamen A seviye kanın getirmiş olduğu bir lütuf.
Onun yerinde ben olsaydım çoktan vücudum iflas etmiş olurdu...
Yanında olmaktan hoşlanmaya başlamamdaki en önemli sebeplerden birisi de bu. Ona saygı duyuyorum. Daha çok hayranlık gibi de düşünülebilir. Bunca acı çekmesine rağmen gülebiliyor. Enerjisinden gram kaybetmiyor. Kusursuz bir yapısı var. Bende olmayan türden.
Bu iki haftada Naruto yla ilgilenmek dışında başka şeylerle daha uğraştım. Sık sık binada dolanıyorum. Nerede ne var her şeyin haritasını çıkarttım. Giriş çıkışları, kamera olmayan kör noktaları, çalışanların nöbet değiştirme saatlerini bile not ettim. Şu an bu kadarıyla bile hiçbir şey başaramam. Ancak devamını getireceğim. Onun buradan çıkmasının bir yolunu bulmak istiyorum.
Ne olursa olsun buradan gitmesini istiyorum. Burası onu tüketiyor.
🍜
Narutonun yatağında bağdaş kurmuştum. Kucağımdaki yastığa sarılmış bir şekilde oturuyordum. Naruto banyodayken ya da testler için gitmişken bunları düşünme fırsatım oluyordu. Kaçış planımızı...
Dalgın düşüncelerimden ayrılmama neden olan şey sarıldığım yastığın oradan çekilmesi oldu. Yastığın yerine kendisini yerleştirip bana sarıldı. Kafası omzumdayken nemli saçları tişörtümü ıslatıyordu.
"Ne düşünüyordun öyle derinlerde?"
Dalgayla karışık sorduğu soruya karşılık vermek yerine kollarımı beline sardım. Hastanenin şampuanları berbat olsa da Naruto hâlâ güzel kokabiliyordu. Benim için son zamanlarda sakinleştirici gibiydi.
"Şimdi iyi misin?"
Bugünkü testten kötü dönmüştü onu kastederek sordum. Burnunu boynuma sürtüp mırıldandı.
"Daha iyi olmamıştım"
Gülümseyip kedi gibi bana yapışmış olan bedenini kendimden ayırdım.
Gözlerim yara içindeki kollarına kaydı. Banyodan yeni çıktığı için hep taktığı sargılar yoktu. Elimi uzatıp morluklara dokundum.
İçimin gittini hissettim.
Hiçbir şey yapamıyordum.
Hiçbir şey.
Sessizlik odaya hakimken bakışlarımı beni izleyen mavilere diktim.
"Biraz daha dayanabilir misin ?"
Kaçma planımdan haberi olmasa bile sormuştum.
Naruto sanki basit bir şeymiş gibi kocaman güldü. Elini saçlarıma atıp dağıttı.
"Tabiki dayanabilirim! Hem doktorlar beni köyden alırken en fazla 5 ay duracağımı söylemişlerdi fazla bir şey kalmadı eve dönmeme."
Buz kestim.
"Ne?"
Gülümseyerek anlatmaya devam ediyordu ancak sorduğum şey bu değildi.
"Naruto sana 5 ay mı burada olacağın söylendi !!?"
Aniden sinirlenmemi anlamamış olacak ki tedirgince başını salladı.
"Bir sorun mu var? Yani biraz uzun gibi duruyor aslında ama sorun yok ben halledebilirim. Seni de çıkınca köyüme götüreceğim orada sana iş bulmakta kolay olacaktır hem ......"
Naruto konuşmaya devam etse de hiçbirini duymadım.
En fazla 5 ay.
En fazla.
Yetişebilecek miydim ?
Yönetici ofisinde Naruto'nun belgelerini bulduğumda kayıt zamanına bakmıştım. Şimdiden 3 ay geçmişti bile. Geriye tahmini bir vakit olan 2 ayımız vardı.
Çok geç olmadan onu götürmek zorundaydım. Stresten ne yapacağımı bilemez bir şekilde nefes verdim.
Yinede ona belli etmemek için elimden geleni yapıyordum. Buradan çıkıp eve döneceğine dair bir inancı vardı. Ve ben o inancı gerçek yapmak istiyordum.
Yüzümden bir şeyleri anlamasın diye ifademi toparlamaya çalışarak onu dinlemeye koyuldum. Yine enerjisi tavan görünüyordu.
"Bak daha sonra ilk gideceğimiz yer neresi biliyor musun?! İnanılmaz güzel ramen yapan bir amca var. Bana indirimli verdiği de oluyor. Sürekli oradan yiyorum. Seni oraya götürmem gerek"
Tek kaşımı kaldırdım.
"Ramen... En sevdiğin yiyecek bu mu?"
Bahsederken bile ağzının suları aktığı için bu kanıya varmıştım.
Başını aşağı yukarı sallayıp güldü.
"Sonra da seni evime götürürüm. Gerçi ikimiz için biraz küçük olabilir ama sorun olmaz halledebiliriz"
"Evin? Naruto ailenle yaşamıyor musun?"
Mahçupca gülümseyerek ensesini kaşıdı.
"Ailem ben küçükken öldüler"
Yaptığım kabalık yüzünden berbat hissederek başımı eğdim.
"Özür dilerim"
Gülerek sorun olmadığını gösterdi.
"Yalnız hissetmiyorum. Arkadaşlarım ve hocalarım var. Şimdide sen varsın. Yeterince mutluyum"
Parıldayan mavilerine baktım. Her geçen saniye ona olan hayranlığım katlanıyordu. Bir insan bu kadar güçlü olabilir miydi ki.
🍜
Günün geri kalanında Naruto'nun köyüne gidersek yapacaklarımızı konuşmakla geçirdik. Yani daha çok o heyecanla anlattı ben dinledim. Şimdilik imkansız olan bu hikayeleri gerçeğe çevirmek zorunda hissediyordum.
İki ay sonra buradan tek başıma çıkıp gitmeyi kaldıramazdım.
En büyük derdim Naruto'nun bedeninin gideceğimiz güne kadar dayanabilmiş olmasıydı.
Devam edecek.