Çile gibi geçen zamanın sonunda ufak bir kulübeye denk gelmiştik. Koskoca tarlanın ilerisinde yalnız başına duran minnacık bir evdi. İçinde birinin yaşadığına bile emin değildim. Tek bir fırtınada yıkılırmış gibi duruyordu. Yinede kötü düşünmek istemedim.
İçi boşsa bile en azından dışardan daha sıcak olacağı kesindi. Sırtımda gittikçe ağırlaşan Naruto uyuyordu. Nefesim kesilmek üzereydi. Onu her koşulda taşıyabilirdim ancak dinlenmezsem ölecektim.
Açlık ve susuzluk yetmiyormuş gibi deli gibi yorulmuştum. Yinede bunların bir önemi yoktu.
Kulübenin önüne geldiğimde tahta kapıya birkaç kez vurdum. Beklerken içerden sesler geldiğini duymuştum. Ki bu bizim için kurtuluş demekti.
Kalbim son hızla çarparken kapı gıcırdayarak açıldı. Karşımda duran orta yaşlı, kirli sakallı bir adamdı.
Gözleri perişan bedenimde gezindikten sonra Sırtımda uyuyan Narutoyu gördü. Tek kelime bile etmeden kapının önünden çekilip içeri girmemize izim verdi.
"Teşekkür ederim"
İçerde eşya niyetine bir şey yoktu ufak bir tüpün üstünde pişen yemeğe baktım. Açlıktan karnım sancıyordu.
Adam boğazını temizleyerek biraz ötedeki yere serilmiş olan yatağı gösterdi.
"Oğlanı oraya yatırabilirsin kötü görünüyor"
Kafamı sallayıp dediğini yaptım. Narutoyu yer yatağına yatırdıktan sonra hızla üstümdeki kıyafeti çıkarttım. Titreyen bedenine ince giysimi de örttükten sonra bizi izleyen adama döndüm.
"İçecek suyunuz var mı?"
Adam ellerini yüzüne sürterek düşündü.
"Var elbette ancak bana kadar"
Yüzüm düşmüştü Naruto'ya su içermem gerekiyordu. Yemek yemese bile suya ihtiyacı vardı.
Kısa bir süre düşündükten sonra aklıma gelen fikirle orta yaşlı erkeğe baktım.
"Sizinle bir anlaşma yapabilirim. Aracınız var mı ?"
Adam şüpheyle de olsa kafasını salladı.
"Bozuk sayılır ama idare ediyor. Bir traktör var arkada."
Memnunca onayladım.
"Pekala, bu arazinin sonunda yaklaşık 1 saat uzaklıkta bir araştırma hastanesi var. Biz oradan kaçtık bugün."
Cebimden çıkarttığım personel giriş kartını gösterdim adama. Çalmış olduğum kartı...
"Bununla içeri kolaylıkla sızabilirsiniz. 2. Kattaki 201 numaralı odaya girin. Yatağın tam üstündeki tavan yukarı doğru kalkıyor. İçerde bir miktar para var."
Adam beni dikkatle dinlerken araya girdi.
"Neden sen getirmiyorsun bana bu parayı evlat?"
Kötü niyetle değil meraktan sormuş gibiydi. Omuz silkerek uyuyan Naruto ya baktım.
"Onu yalnız bırakamam. Yanıma da alamam, çok üşüdü ve yorgun düştü. Bir kez daha dışarı çıkarsa bedeni buna dayanamaz"
"Pekala dediğin gibi olsun. Bu paranın karşılığında benden yiyecek ve suyumu paylaşmamı istiyorsun sanırım."
Tekrar yüzümü karşımdaki gözlere dikip kafamı salladım.
"Evet lütfen."
Adam ayağa kalkarak biraz ötedeki kirli torbayı açtı. İçinden 2 litreye yakın miktarda dolu olan şişeyi çıkarttı. Önüme doğru koyduktan sonra eliyle tüpün üstünde pişen yemeği gösterdi.
"Tadı güzel değildir ama yinede tüketebilirsiniz"
Derin bir nefes bırakarak önümdeki şişeyi aldım. Adam evden çıkmak için hazırlanırken yavaşça Naruto nun başını yukarı kaldırdım. Dudaklarına dayadığım şişeyle gözlerini hafifçe aralayıp içti.
O suyu içerken ben rahatlamış hissediyorum...
Adam son olarak yerdeki personel kartını da alarak evden çıktı. Kısa bir süre sonrada traktörün gürültülü sesi duyulmuştu.
Naruto kafasını tekrar yere bıraktığında solgun mavileri beni buldu.
"Başarmışsın"
Elimi yumuşak saçlarına atarak karıştırdım.
"Başardık"
Yutkunduğunda devam ettim.
"Sen olmasaydın devam edemezdim"
Kaşları çatıldı.
"Nasıl olabilir ki? Beni sırtında taşıdın, sadece yük oldum"
Gülümseyip kendimi onun yanına bırakarak yattım.
"Yük falan değilsin. Yine olsa yine saatlerce taşırım"
Burnunu çektiğini duyduğumda kafamı ona çevirdim. Tavanı izlemeyi kesip bana bakan buğulu mavi gözlerine baktım.
Birkaç damla yanağını ıslatıp yer yatağına düşmüştü.
Yatışımı değiştirerek ona doğru döndüm. Oda aynısını yaptığında yaklaşarak önce anlını ardından ıslanmış yanağını öptüm.
"Başka bir zaman olsaydı eğer... Beni sever miydin Sasuke?"
Kafasını yavaşça göğsüme gömdüğünde kollarımı ona sarıp çenemi başına yasladım.
"Başka bir zaman... Sevmesem bile sen beni bulur yine kendini sevdirirdin sanırım"
Hafifçe güldüğünü duydum.
"Doğru yine sevdirirdim"
🍜
Devam edecek.