-Önceki Bölümde-
Zeynep'in elleri aşinası olduğu saçlarda gezinirken Sancak'ın ağlaması bir anda bıçak gibi kesilmişti.
Daha yeni farketmişti saçındaki minik eli.
Ama inanamıyordu. Ta ki Zeynep kısılmış ve boğuklaşmış sesiyle konuşana kadar.
"A-ağlama can parçam. Sen ağladıkça benim canım acıyor."
__________
"Sancak bırak kendim denemek istiyorum."
Zeynep sinirle Sancak'a bağırsa da Sancak hiç oralı bile değildi.
"Hayatım düşersin falan Allah göstermesin , tutuyorum işte. Bir rahat dur."
Zeynep uyanalı bir hafta olmuştu. Bu hafta tam bir kaos ile geçmişti. Zeynep ilk kontrolünde resmen ortalığı birbirine katmıştı. Yaralarında bir problem yoktu. Zaten uyuduğu süre boyunca hepsi neredeyse yok olmuştu.
8 aydır komada kaldığı için bedeni eskisi gibi güçlü ve dayanıklı değildi. Kasları neredeyse erimişti. Hele ki bacakları...
İlk kontrolde bacaklarını kaybettiğini sanmıştı. Uzun süredir yürümediğinden bacak kasları da zayıflamıştı.
Zeynep iki gündür ise sürekli yürümeye çalışıyordu. Sancak da haliyle onu yalnız bırakmıyordu. Tek başına yürümekte zorlanancağını biliyordu.
"Ya ben kendim yürürüm diyorum!"
"Hayatım sıkı tutun."
"Ya ben ne diyorum sen ne diyorsun Sancak?! Ben kendim yürüyebilirim. Kimseye ihtiyacım yok!"
Zeynep bunları söylerken gözleri dolmuştu. O bir askerdi. Daha kendi yürüyemeyecekse nasıl âşık olduğu mesleğine devam edecekti?
Korktuğu şey başına gelemezdi.
"Güzelim bana bak. Biliyorum düşündüğün şeyleri ama sen de biliyorsun. Bir süre yardım almak zorundasın. Sadece bir süre..."
"Sadece bir süre?" Diye sordu Zeynep bir çocuk edasıyla.
Sancak onun bu haline gülerek cevap verdi.
"Evet sadece bir süre."
Sancak ne yapacağını bilmiyordu. Zeynep'in korktuğu şey başına gelmişti ama Sancak'ın yüreği el vermiyordu bunu karısına söylemeye. Biliyordu ki Zeynep bunu öğrendiği an dünyası başına yıkılırdı.
Uyandığından sonraki gün Ankara'dan yazı göndermişlerdi. Zeynep'in artık mesleğini icra edemeyeceğine dair. Hem vücudunun güçsüzlüğünden hem de kalbine zarar veren kurşundan dolayı.
Artık sadece aldığı istihbaratı komutana iletmek ile sorumluydu.
Kimse bunu söyleyemiyordu Zeynep'e. Hayatı dağlar , görevler olmuş birine nasıl söylenirdi bu?
Bir süre daha yürüyüp hastane yatağına geri dönmüşlerdi.
"Sancak ne zaman çıkacağım buradan? Bak zaten vücudum iyileşmiş."
"Güzelim tedbir amaçlı tutuyorlar seni burada. Ama eğer illa çıkacağım diyorsan gideriz evimize orada dinlenirsin."
"Evet eve gidelim ben burada daha fazla kalmak istemiyorum. Ne zaman gidebiliriz?"
"Ben çıkış işlemlerini halledeyim gideriz."
"Tamam o zaman hadi git hallet de hemen gidelim. Ama gitmeden bana da bir kıyafet ver de sen gelene kadar üzerimi değiştireyim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Unutulmaz (Sezon 1:Tamamlandı)
AzioneOnun bu Dünya'da abileri ve silah arkadaşlarından başka kimsesi yok. Öz erkek kardeşi annesi ve babasını, Arıkan ailesini, sadece 9 yaşında bir çocuk iken bir yangında kaybetmiş. Daha sonra onun her şeyi olan abilerinin anne ve babası, Arslan ailesi...