Tate odadan çıktıktan sonra Leo gözlerini yeniden Jade'in üzerine dikti. Jade ise gözleri önünde sağ elini son avcunun içine koymuş bir şeyler düşünüyor gibiydi. İşte sevdiğim kız, sevdiğim kadın. Yeniden görebilmek için haftalar boyunca yaşayan ölülerin arasında savaştığım kadın. Soğuk ve bomboş şehirde sırf onun için kalbimi sıcak tuttuğum kadın. Ve şimdi tek yapabildiğim onun bana yönelttiği soğuk ve boş bakışlarını izlemek. Leo daha fazla bu odada duramayacağını fark etti ve apartman dairesini terk etti. Karşı apartman dairesine girdi, ekibin erkeklerinin haritanın başında toplandıkları masaya yöneldi. Masaya yanaştığı anda Wesley hareretli şekilde bir şeyler anlatmaya çalışıyordu:
-Tam burada, şehrin kuzeydoğusunda banliyöler var. Oradaki evlerin çoğu geniş ve bahçeli, aynı zamanda o mahallede daha az insan yaşıyordu. Zombiler konusunda biraz daha rahat olabilir, ayrıca erzaklar. O bölgenin yağmalandığını zannetmiyorum.
Polis şerifi Rick onaylar anlamda başını salladı. Tate ise bütün dikkatini verip haritaya odaklanmıştı. Az önce Wesley'in söylediklerini tartıyor gibiydi. "P.ç kurusu!" diye geçirdi içinden Leo. Tate'in kumral saçları öne eğilince daha da yüzünü kapatmıştı. Hafif dalgalı saçları onu uykudan yeni uyanmış gibi göstermişti. Renkli gözleri bu karanlıkta bile fark ediliyordu. "Seni yakışıklı p.ç kurusu!" Tate'in suratını dağıtmamak için kendini zor tuttu. Hem asıl kızması gereken Tate değil, Jade'di. Olayların nasıl bu hale geldiği hakkında bir fikri yoktu, ya da Jade'in ona neden bu şekilde davrandığına. Belli ki onlara gerçek ismini söylememişti. Beni karşısında görünce ne yapacağını bilemedi. Gördüm, gözlerindeki o korkuyu gördüm. Ben onu haftalarca beklerken, beklemekten öte onu ararken; o beni hiç düşünmemiş bile. Bu düşüncelerinden onu sııyıran Tate'in sesi oldu:
-Senin kafanda ne var Leo, Wesley'in söyledikleri hakkında?
-Şey... Bu ani soru karşısında Leo afalladı. Banliyöler, bence de doğru tercih.
Bu cevabının ardından gözlerini Wesley'e çevirdi. Wesley hala haritaya bakıp düşünüyordu.Rick cebinden üzerindeki paslardan çok eski olduğu rahatlıkla anlaşılan bir sigara tablası çıkardı, içinden bir sigara aldı. Elinde bir süre çevirdikten sonra yaktı., derin bir nefes çekti. Tate de hemen sonra aynı hareketi yaptı. Demek sigara içiyor ha! Aklına yine eski dünyaya ait günler geldi. Jade'in en nefret ettiği şeydi sigara kokusu ve sigara. Her şey gittikçe daha çok karmaşıklaşıyordu. Buna daha ne kadar dayanabilirdi emin değildi.-Tamam o halde, yarın sabah erkenden yola çıkıyoruz, herkes kendini ona göre hazırlasın. dedi Wesley.
Leo toplandıkları masadan yavaş adımlarla uzaklaştı ve gece uyumuş olduğu daireye indi. Hava henüz tam olarak kararmamıştı ama kendini çok yorgun hissediyordu. Önceki gece yatmış olduğu ince battaniyeye uzandı ve gözlerini kapadı. Gözlerinin önüne sürekli Jade'in o boş bakışları geliyordu. Daha önce hiç onu bu şekilde bakarken görmemişti. Sanki içinden Jade'in ruhunu çıkarmışlar da geriye sadece boş kalan bedenini bırakmışlar. diye düşündü. Bu düşünceler eşliğinde uykuya daldı.
***
Uyandığında günün ilk ışıkları yavaş yavaş küçük penceresinden içeri dolmaya başlamıştı bile. Üst kattan sesler geldiğini fark etti. Ayağa kalktı, gerindi ve gözlerini ovuşturdu. Yavaş adımlarla yukarı çıktı ve apartman dairesine girdi. Önceki gün Jade ile karşılaştığı odaya kafasını uzattı. Wesley ve dün sadece başını sallamakla yetinen 30'lu yaşlarındaki kadın hala uyuyorlardı. Demek karı-kocasınız ha. diye düşündü. Diğer odaya göz atmak için dairenin diğer tarafına yürüdü. O anda apartman dairesine Beast girdi. Yine aynı küçümser bakışıyla Leo'yu süzdü ve yürümeye devam etti. Tanrı aşkına, bu adamı sanırım bir gün öldürmeyi denerken öleceğim. diye düşündü. Diğer odaya gireceği sırada karşısına Jade'i buldu. "Günaydın." dedi Jade soğuk bir biçimde. Leo'da aynı şekilde cevapladı. Leo, Jade'e belli etmeden onun çıktığı odayı süzdü.İçerisi yattığı odadan çok daha büyüktü. Köşede 2-3 adet sırt çantası vardı ve onların hemen yanında, kartonlarla kapatılmış pencerenin altındaki geniş yatakta Tate uyuyordu. O esnada Jade konuştu:
-Geçebilir miyim lütfen?
Leo hafifçe gülümsedi, kendisinin bile beklemediği şekilde Jade'i tuttu yanındaki duvara çarptı ve yüzünü onun yüzüne yaklaştırdı:
-Burada neler olduğunu öğrenmek istiyorum, hemen şimdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kıyamet Sonrası Aşk
Terror" İşte sevdiğim kız, sevdiğim kadın. Yeniden görebilmek için haftalar boyunca yaşayan ölülerin arasında savaştığım kadın. Soğuk ve bomboş şehirde sırf onun için kalbimi sıcak tuttuğum kadın. Ve şimdi tek yapabildiğim onun yönelttiği soğuk ve boş ba...